?MEMURUN EMEKLİLİĞİ SEFALETE DÖNÜŞMESİN?

?MEMURUN EMEKLİLİĞİ SEFALETE DÖNÜŞMESİN?

?MEMURUN EMEKLİLİĞİ SEFALETE DÖNÜŞMESİN?

Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Muzaffer Karadağ ?Türkiye?nin Gerçek Gündemiyle İlgili Milyonlarca Dilekçeyi Başbakanlığa Gönderiyoruz? konulu basın toplantısı düzenledi.

Karadağ konuşmasının başında önceki gün ilimizde bir lisede yaşanan öğrencinin intiharından dolayı üzgün olduğunu belirterek, ?Öğrencimizin ailesine, öğretmenlerine, okulundaki öğrenci arkadaşlarına milli eğitim camiamıza başsağlığı diliyoruz, vefat eden kızımıza da Allah?tan rahmet diliyoruz? dedi.

Türkiye?de ekonomik alanda görülen haksızlıkların başında asgari ücretli, memur emeklilerinin yaşadığı dramın geldiğini kaydeden Karadağ, Türkiye?nin gerçek gündemini şu şekilde özetledi:

?Türkiye?de Açlık Sınırı 1000 TL, Emekli Maaşı 1000 TL, Asgari Ücretli Maaşı 700 TL, Türkiye?de Yoksulluk Sınırı 3175 TL, Öğretmen Maaşı 1800 TL.?

Devlet memurlarının çalışırken aldıkları maaş ile emeklilik maaşları arasında çok büyük farklılık olduğunu kaydeden Türk Kamu-Sen Sivas İl Temsilcisi Muzaffer Karadağ, ?Memurlara çalışırken döner sermaye, ek ödeme, ek ders, fazla çalışma ücreti gibi ödemeler yapılırken; bu tür ödemeler prime esas kazançtan sayılmamakta ve emekliliklerinde de bu ödemeler emekli maaşlarına dâhil edilmemektedir.

Yapılan bu tür ödemelerin emeklilik maaşlarına yansımaması, memurların çalışırken aldıkları maaş ile emekli maaşları arasında büyük bir uçurumun oluşmasına neden olmaktadır.   Bir memur çalışırken aldığı maaşın ancak yarısı kadar emekli maaşına hak kazanabilmektedir. Bu nedenle, devlete yıllarca hizmet etmiş memurların emekliliklerinde yoksulluk sınırının altında maaş almaları acı bir kader haline gelmektedir? dedi.

Karadağ şöyle devam etti:

?2008 yılında yapılan sözde Sosyal Güvenlik reformu, işçiler ile memurlar arasında sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı bakımından eşitlik getirmek amacıyla çıkarılmıştı. Kanun, memurların bütün haklarını budadı ama memur emeklilerinin içler acısı haline ve insan haklarına dahi aykırı olan bu haksızlığın sürmesine göz yumdu. Hükümet, memur emeklilerine adeta zulmetmeyi tercih etti.

Bizler, bugün burada adalet istemek için toplandık. Hiçbir memurun emekliliği sefalete dönüşmesin diye toplandık. Çalışırken brüt maaşları ve çalışma süreleri aynı olan bir memur ile işçinin emekli olması durumunda, işçi emeklisinin maaşı memur emeklisinden %15 ile %60 oranında daha fazla.

İşçilerin çalıştıkları sürelerin tamamı kıdem tazminatına sayılıyor ama memurlara ?30 yıldan fazla süre çalışırsan, ikramiye vermem? deniliyor.

Oysa emeklilikte yaş sınırı 65?e çıkarıldı ve bir memurun emekli olabilmesi için en az 40-45 yıl çalışması gerekiyor.?

Böylece memurların en az 10-15 yılı, emekli ikramiyesi hesabında iç ediliyor. Sonuçta bir memur aynı şartlardaki bir işçiye nazaran yarı yarıya daha az emekli maaşı alıyor. Soruyorum sizlere memur emeklilerine uygulanan bu haksızlık hangi vicdana, hangi adalet anlayışına sığar?

Biz işçilerimizin emekli maaşlarının ve kıdem tazminatlarının yüksekliğini değil, memurlarımızın emekli maaşı ve ikramiyelerinin düşüklüğünü ve yaşanan adaletsizliği dile getiriyoruz.

Biz, hak yerini bulsun, nimette de külfette de adalet ve eşitlik olsun istiyoruz. Memurun emekli olmasıyla birlikte gelirinde yaşanan bu düşüş, memurlar için emekliliği bir kâbusa dönüştürmektedir.

Memurlarımız, mutlu bir emeklilik hayali kuramamakta, emekli olanların çoğu, geçimini sağlamak için ikinci bir iş aramaktadır. Bu nedenle de emekli olmak istememektedirler. Yıllarca Devlete hizmet ettikten sonra emekli olan 2 milyona yaklaşan memur emeklisi ve gelecekte emekli olacak memurlarımız, bu zulmü hak etmemektedir.

Daha çocuğunun üniversite masrafları bitmeden, oğlunu evlendirmeden emekli olmak istemeyen kamu çalışanını bu tablo karşısında kim haksız bulabilir? Çalışanları arasında ücret adaletsizliğini gidermek zorunda olan hükümet, işçi-memur ayrımında yaşanan bu adaletsizliği görmelidir.

Biz de Türkiye Kamu-Sen olarak, yaşanan adaletsizliği gözler önüne sermek ve bu haksızlığa dur demek için tüm Türkiye çapında dilekçe kampanyası gerçekleştirdik. Memurlarımız hazırlanan dilekçelerle yaşadıkları adaletsizliği dile getirdiler ve bu haksızlığın giderilmesini iktidardan talep etiler.

Kampanyamız ülke genelinde büyük ses getirdi. Öyle ki, başka sendikaların yöneticilileri dahi Konfederasyonumuzu telefon ve faks yağmuruna tutarak, kampanyamıza destek verdiler. Kısa zamanda yüz binlere ulaşan dilekçe sayısı, bugün itibarı ile ülke genelinde milyonlara ulaşmış durumdadır.

Sadece Sivas?ta toplanmış olan gördüğünüz bu dilekçeler, basit bir hak talebinin ötesinde bir feryat, bir haykırıştır. Şu an her ilimizde toplanan dilekçeler, il temsilcilerimiz tarafından ayrı ayrı bir eylemle Başbakanlığa gönderilmektedir.

Emekliliği kâbusa dönüşecek 2,5 milyon memurun ve 2 milyon dolayındaki memur emeklisinin gönülden dileğini ve yasal hakkını dile getiren bu dilekçeler ile memurlarımız ?Emeklilikte sefalet kaderimiz olmasın? diye haykırmaktadır.

Türkiye Kamu-Sen olarak yıllardır memurlarımızın ve memur emeklilerinin kanayan yarası haline gelmiş olan bu soruna parmak basıyor ve iktidardan adalet istiyoruz. Memurlarımız bu adaletsizliği ve bu zulmü hak etmemektedir.

Bugün Türkiye?nin dört bir yanından, 81 ilinden memurlarımız feryatlarını kâğıda döktüler, Başbakan?a gönderiyorlar. Yetkililer, milyonların feryadına kulak tıkayarak, sorunu yok sayamazlar. Sorunlara kulaklarını tıkayanlara, milyonlarca dilekçe ile sesimizi duyuracak, adalet isteğimizi ileteceğiz.

İktidarın görevi adaleti sağlamaktır. Memur emeklilerine yapılan bu zulüm de son bulmalı, adalet sağlanmalıdır. Bilinmelidir ki, bu sorun sürdüğü müddetçe, milyonların feryadı, milyonların ahına dönüşecek ve sorumluların yakasına yapışacaktır.

Ne yazık ki Türkiye?de gerçek gündem sürekli unutturulmakta, hükümetin 30 milyon civarındaki insanı açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm etmesi unutturulmaktadır. Ülkemizin gerçek gündemi başbakanlığa bağlı TUİK tarafından gözler önüne serilmektedir. Asgari ücretli ve emekli açlık sınırının altında, memur yoksulluk sınırının altında adeta ekonomik zulme uğramaktadır. 20 milyon öğrencinin kitabını, tablet bilgisayarını, sütünü, yemeğini (yatılı ve taşımalılar) veren hükümet asgari ücretlisine, memuruna, emeklisine de hak ettiği ücreti vermelidir.?



Anahtar Kelimeler: 0