Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Adem Yıldırım’ın gazetemiz aleyhinde başlatmak istediği soruşturmaya Cumhuriyet Başsavcılığından ret cevabı geldi. geçen yıl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde yaşandığı iddia edilen usulsüzlük iddialarının ardından Adem Yıldırım gazetemiz aleyhinde soruşturma başlatılması talebinde bulunmuştu. Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma evrakını incelemesinin ardından “Kovuşturmaya Yer olmadığına” karar vererek, kararı taraflara tebliğ etti.
Sivas Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Adem Yıldırım’ın gazetemiz aleyhinde soruşturma açılması talebine Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar çıktı.
Geçtiğimiz aylarda Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Adem Yıldırım ile birlikte birçok yetkilinin Sürücü Kursu Sınavlarında kendilerine fazladan görev yazarak haksız kazanç elde ettikleri iddiasında bulunulmuştu.
Milli Eğitim Müdürlüğü’nde dilden dile dolaşan bu iddiaları da gazetemiz tarafından Sivas Kamuoyuna duyurmuştuk. Sonrasında ise Yıldırım tarafımıza tekzip metni göndererek kendisini temize çıkarma gayretine girmişti.
Akabinde de Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Adem Yıldırım, TCK’nın 125/2 ve 267/1 maddeleri gereğince gazetemiz aleyhinde soruşturma talebinde bulunmuştu.
26/12/2013 tarihinde karara bağlanan ve önceki gün itibariyle tarafların eline ulaşan karar metninde Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verdi.
Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Müşteki tarafından verilen şikâyet dilekçesinde Sivas`ta yayın yapan Sivas Postası Gazetesinde yayınlanan yazısı ile şüpheli Tacettin Aktaş`ın basın yoluyla müştekiye hakaret ettiği, iftira ettiği iddia olunmuşsa da, incelenen dosya kapsamı münderacatına göre söylenen sözlerde hakaret unsurlarının bulunmadığı, tenkit ve eleştiri sınırlarında bulunduğu,
İftira suçunun oluşması için isnadın yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle yada basın ve yayın yoluyla yapılması gerektiği, isnadın belli bir kişiye yönelik olması gerektiği, yapılan isnadın hukuka aykırı olması gerektiği, iftira suçunun ancak doğrudan kastla işlenebileceği, muhtemel kastla işlenemeyeceği, ayrıca kendisine hukuka aykırı fiil isnat edilen kişi hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını yada idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak amacıyla hakaret edilmesi gerektiği, bu nedenle iftira suçu açısından failde kastın ötesinde belirtilen amacın varlığının gerekli olduğu,
Yüksek Yargıtay’ın çeşitli içtihatlarında ihbar veya şikayete konu iddiaların ispat edilememiş olmasının tek başına suçun oluşumu için yeterli olmadığı, Anayasal bir hak olan ihbar veya şikayet hakkını kullanan kişilerin ne şekilde iftira kastı ile hareket ettiğinin belirlenmesi gerektiği, suçlu olduğuna inandığı bir kimse hakkında yetkili makamlara bildirimde bulunan kişinin fiilinin hukuka aykırı isnad olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, böyle bir fiilin iftira suçunu oluşturmayacağı,
Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin birçok kararında, ağır, sert, incitici nitelikte de olsa eleştiri hakkı kullandığında kişiye yaptırım uygulanmaması gerektiğinin bildirildiği, T.C. Anayasasının 25.Maddesinde düzenlenen düşünce ve kanaat özgürlüğü de dikkate alınarak, olayın düşünce açıklama niteliğinde ve eleştiri sınırları içersinde kaldığı, soruşturma evrakı kapsamından anlaşılmakla,
Şüpheli hakkında KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA, Kararın müşteki ve şüpheliye tebliğine, Suçtan zarar gören tarafın 5271 Sayılı CMK`nın 173/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş (15) gün içerisinde Tokat Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına ya da Tokat Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına gönderilmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığımıza yahut başka yer Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe ile başvurmak suretiyle itiraz etme hakkı bulunduğunun BİLDİRİLMESİNE, 5271 Sayılı CMK`nın 172/1 maddesi uyarınca itiraz yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/12/2013”