Kırgızistan(1), 5 Orta Asya Devleti?nden biri olarak 1990?lı yıllarda Sovyetler Birliğinin dağılma sürecinde bağımsızlını ilan eden ve halen egemen bir devlet olarak varlığını sürdüren ülkelerden biridir. Daha bağımsızlığının ilk yıllarından itibaren bu ülkeye gidip gelme ve aralıklarla o ülkede görev yapmam sebebiyle ülkeyi ve Kırgız halkını tanıma fırsatım olmuştur. Bu güzel ülkenin dürüst, cesur ve onurlu halkıyla, zengin kültürü, siyasal gelişmeleri ve ekonomik, sosyal, toplumsal gelişmeleri ve bu dost, kardeş ülkeyi ilgilendiren hususlarla ilgili bazı yazılar kaleme alarak yayınladım.(2)
Bu yazı da ise Kırgızistan?ın siyasal sistemi ve anayasal düzeni üzerinde durulacaktır. Kırgızistan, diğer Orta Asya Devletleriyle karşılaştığında nüfus ve toprak büyüklüğü açısından diğer devletlerin gerisinde bulunmasına rağmen bazı özellikleriyle bu coğrafyanın en önde gelen ve en önemli ülkelerinden biri konumundadır. Bu güzel ülke çeşitli özellikleri ve öncelikleriyle büyük önem arz etmektedir. Bunlar;
KISA SİYASİ TARİHİ:
Tanrı Dağlarının da bulunan kalıntılara göre günümüzden 300 bin yıl önce bu coğrafyada insanlar yaşamaya başlamışlardır. M.Ö 327 yılında bölgede yaşayan Saka?lar, Makedonyalı İskender?e karşı gelmişlerdir. Kırgız adı ilk kez M.S 8. yüzyılda Orhun Kitabelerinde geçmektedir. M.S 10. yüzyılda Kırgızlar Uygurları yenerek Tanrı Dağlarının etrafını ele geçirdiler. 12 yüzyılda ise hâkimiyetleri Sayan ve Altay Dağlarına kadar ulaştı. Kalmukların saldırısı sonucunda 1700?lerin başında Kırgızların bir kısmı Kaçkar?a göç etmek zorunda kaldılar. 1830 yılında Hokand Hanlığına bağlanan Kırgızlar, Hokand Hanlığının 1868 yılında Rus hâkimiyetine girmesiyle birlikte Fergana Eyaleti adı altında Rusya?ya bağlanmış oldular.
Ruslar 1862 yılında Bişkek?te ilk askeri garnizonlarını kurup, bölgeye tamamen hakim oldular. Bolşevik devrimiyle birlikte 1918 yılında Türkistan Sovyet Cumhuriyeti kurulunca Kırgızistan bu Cumhuriyete başlandı. 1924 yılında Kırgızistan, Türkistan Sovyet Cumhuriyetinden ayrılıp, kara Kırgız özerk Cumhuriyeti olarak adlandırıldı. Mayıs 1925 yılında özerk Kırgız eyaleti oldu. Şubat 1926 yılında özerk Cumhuriyet statüsüne kavuştu. Nihayet 5 Aralık 1936 yılında Sovyet Sosyalist Kırgızistan adıyla Sovyetler Birliği Cumhuriyetlerinden biri konumuna geldi.
SOVYETLER BİRLİĞİNİN DAĞILMASI VE BAĞIMSIZLIK SÜRECİ
1990 yılında bütün Sovyetler Birliğinde olduğu gibi siyasal ve toplumsal hareketlilik baş göstermeye başladı. 1990 yılında muhalif güçler faaliyetlerini arttırdılar. Daha önce Kasım 1985 yılında Kırgızistan komünist partisi genel sekreteri Turdakan AUSUBALİYEV?in istifasıyla yerine Absamat MASALİYEV getirilmiştir. MASALİYEV selefini yolsuzluklarla suçlamışsa da bu konuda adımlar atmamıştır.
Bu ortamda başta Osh Aymaghi, Aşar gibi muhalif örgütler faaliyetlerini artırdılar. Meydana gelen istikrarsızlık ortamında 4 Ocak 1990 yılında güneydeki Oş kentinde Özbeklerle Kırgızlar arasında ki çatışmada 11 vatandaş yaşamını yitirirken 200?den fazla kişi yaralanmıştır. Bölgede olağan üstü durum ve sıkıyönetim ilan edilmiştir. Aynı yılın Ağustos ayına kadar olan çatışmalarda resmi rakamlarca 230?dan fazla vatandaş hayatını kaybetmiştir. Muhalifler MASALİYEV?i olayların yatıştırılmasında yetersiz bulup eleştirmekteydiler. Ağustosun sonunda Oş bölgesi komünist partisi başkanı Renat KULMATOV görevinden istifa etmek zorunda kalmıştır. MASALİYEV olayların yatıştırılmasında yetersiz kalınca Kırgızistan yüksek Sovyet toplantısında da eleştirildi ve yapılan oylamada Cumhurbaşkanlığı makamı için gerekli oyu toplayamadı.
Bir akademisyen olan Askar AKAYEV 1990 yılında Cumhurbaşkanlığı makamına seçildi. A. AKAYEV daha önce komünist partisi başkanlığı yapmayan ilk Orta Asya devlet başkanıydı. 1991 yılında Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla Kırgızistan bağımsızlığına kavuştu.
Nisan 1991 yılında A. MASALİYEV cumhurbaşkanı A. AKAYEV?le anlaşmazlığa düşünce komünist partisi genel sekreterliğinden istifa etmek zorunda kalınca yerine Camgulbek AMANBAYEV getirildi. 26 Ağustos 1991 yılında Moskova?da yapılan askeri darbenin başarısızlığa uğraması sonucunda A. AKAYEV ve yardımcısı Kurman GOZİNESEF komünist partiden ayrıldılar. Komünist partisi yasaklandı. (komünist parti 1992 yılında tekrar faaliyete geçti.) 12 Ekim 1991 yılında yapılan seçimlerde A. AKAYEV oyların %95?ini alarak cumhurbaşkanlığı makamına seçilmiş oldu.
A. AKAYEV hükümeti 24 Mart 2005 yılında yapılan halk ayaklanması sonucunda devrildi, yerine Kurbanbek BAKİYEV getirildi. 10 Temmuz 2005 tarihinde göreve gelen Kurbanbek BAKİYEV halk ayaklanması sonucunda görevini bıraktı. 6 aylık bir süre için 4 bakanlı geçici bir hükümet kurulmuş, başına da Rosa OTUNBAYEVA getirilmiştir. OTUNBAYEVA, BAKAYEV?den boşalan koltuğa vekâleten oturmuş, 27 Haziran referandumu ile Ekim?de yapılacak olan seçime kadar cumhurbaşkanı seçilmiştir. Anayasa referandumunu büyük bir olgunluk ve demokratik kurallara uygun olarak gerçekleştiren Kırgızistan siyasal olgunluk ve kurumsallaşma yönünde önemli bir adımı geride bırakarak, cumhurbaşkanlığı seçimlerini hedefine almıştır.
27 Nisan 2010 referandumu %91 oyla yeni anayasanın kabulü sağlanmış, Kırgızistan Orta Asya cumhuriyetleri içerisinde parlamenter rejimini ilk uygulayan devlet olmuştur. Seçimlere 3.034.000 seçmenden 1.827.872 vatandaş oy kullanarak seçimlere iştirak etmişlerdir. Seçime katılım oranı % 60,27 olup, seçimleri başta AGİT ve diğer uluslararası kuruluşlardan 800 uluslararası gözlemci ve 100?den fazla uluslararası basın mensubu izlemiş, seçimlerin adil ve demokratik bir ortamda gerçekleştiğini ifade etmişlerdir. Bütün seçimlerde olduğu gibi seçimlerden sonra kimi aday veya muhalif siyasi seçim sonuçlarına itiraz etseler de seçimlerde yaygın ve seçim sonuçlarını şaibe düşürecek bir girişimin söz konusu olmadığı anlaşılmıştır. Ülkemizde ve batıda kendilerini Orta Asya uzmanı olarak lanse eden kişiler, seçim sonuçlarını değerlendirirken yine eski söylemleri olan sözde Kuzey ve Güney anlaşmazlığı konusunu gündeme getirmiş ve seçilen yeni Cumhurbaşkanı Almazbek ATAMBAYEV?in Kuzeyli olduğundan hareket ederek Güney bölgelerinin seçim sonuçlarını kabullenmeyecekleri kehanetinde bulunmuşlardır.
Kanımca bu tip yaklaşımlar Kırgız toplumunu bilinçli olarak bölmeye yönelik değilse bile bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Kırgızistan?ı ve Kırgızları yakından tanıyanlar ve bu ülke hakkında önyargısız fikir sahibi olanlar bilmektedirler ki, Kırgızistan?da asla Kuzey, Güney veya başka bir bölünme söz konusu değildir. Issık Göllü, Narinli, Çuylu, Oşlu, Celal-abatlı, Talaslı veya Batıkentli olsun bütün Kırgızlar Kırgız olma kimliğini ve bilincini onurla taşımaktadırlar.
KIRGIZİSTAN ANAYASAL VE YÖNETİM YAPISI:
Kırgızistan?ın ilk anayasası 5 Mayıs 1993 yılında ülkenin yüksek konseyinin 12. toplantısında kabul edildi. Daha sonra 17 Şubat 1996 da yapılan halk oylamasıyla üzerinde değişiklikler yapıldı. Bu anayasa 8 bölüm ve 97 maddeden oluşmuştu. Bu anayasa şu bölümlerden oluşmuştur. Birinci bölüm cumhuriyetin tanımı, ikinci bölüm vatandaş hak ve hürriyetleri, üçüncü bölüm cumhurbaşkanı yetki ve sorumlulukları, dördüncü bölüm parlamento(Jogorku Kenesh) yetki ve sorumlulukları, beşinci ölüm yürütme erkinin yetki ve sorumluluğu, altıncı bölüm yargı erki, yedinci bölüm özerklik, sekizinci ve son bölüm ise anayasanın değiştirilmesi usul ve yöntemini karara bağlamıştır.
AKAYEV?in devrilmesiyle birlikte yeni anayasa yazma konusu ülkenin en önemli siyasal konularının önüne geçmiştir. Yeni anayasada cumhurbaşkanının yetkilerinin azaltılması ve parlamentonun daha güçlü bir konuma getirilmesi ön görülmüştür. Nihayet sivil ve daha demokratik anayasa hazırlanması hususunda toplumsal mutabakat sağlandı. Siyaset bilimciler, sivil toplum örgütleri, akademisyen ve bilim adamları, aydın, sanatçı, sendikalar ve toplumun bütün kesimlerinin öneri ve düşünceleri dikkate alınarak yeni anayasa yazılıp, 27 Nisan 2010 tarihinde halkın büyük katılımı ve kahir ekseriyetinin katılımıyla yüzde %91 kabul oyu alarak yürürlülüğe girdi. Yeni anayasada cumhurbaşkanının görev ve yetkileri kısıtlanmış, parlamento öne çıkarılmıştır. Parlamenter sistem güçlendirilmiştir.
KIRGIZİSTAN?DA YASMA ERKİ:
2005 öncesinde Kırgızistan iki meclisli bir yasama erkine sahipti. Birincisi 35 üyeli yasma meclisi, ikincisiyse 70 üyeli halk meclisi(Jogorku Kenesh) şuanda ise yalnız 90 üyeden oluşan tek meclis söz konusudur. Halk meclisi ve yasama meclisi üyelerinin görev süreleri 5 yıldır. Parlamenterlerin secimi halk tarafından yapılmakta, anayasa gereği hiçbir parti mecliste mutlak üstünlük kuracak konuma gelememektedir. Yeni anayasa gereğince parlamento başbakan ve bakanlar kurulu üyelerini seçmekle mükelleftir.
Kırgızistan cumhuriyeti egemen, demokratik ve skolar bir devlettir. Bu ülkede yönetimle ilgili bütün yetki halk iradesiyle tecelli etmektedir. Yasama meclisi, referandumlar, cumhurbaşkanı, milletvekilleri, yerel meclislerin üyeleri, genel ve gizli oyla halk tarafından seçilmektedirler. 18 yaşını doldurmuş, bütün Kırgız vatandaşları seçmen olma hakkını kazanmış olurlar.
Yasama meclisinin görev ve yetkileri şöyledir:
HALK MECLİSİ ÜYELERİNİN GÖREV VE YETKİLERİ
27 Haziran 2010?da yapılan anayasa referandumu ile bu ülkede ikili meclis sistemine son verilip, 125 üyeli geniş yetkilerle donatılmış tek meclis sistemine geçilmiştir. Yeni anayasa cumhurbaşkanının yetkilerini sınırlarken parlamentonun görev ve sorumluluk alanlarını genişleterek Orta Asya?da ilk ve örnek bir parlamenter sistemin temeli atılmıştır.
Kuşkusuz uygulamadan ve anayasayı yorumlamadan doğan aksaklıklar önümüzdeki dönemde kimi anlaşmazlıklara neden olacaksa da Kırgız halkının demokratik parlamenter sistemine dair inançları ve giderek güçlenen siyasal kurumların varlığıyla Kırgız halkının bu sorunların üstesinden geleceğine dair inancım tamdır. Nitekim geçen süre zarfında meydana gelen küçük çaplı anlaşmazlıklar ve yetki paylaşımdaki ihtilaf ve sorunlar sağduyuyla çözülmüştür. Umutla ileriye bakan Kırgız demokrasisi ülkenin geleceğinde güvenliğin ve istikrarın nedenli önemli olduğu ve özellikle ülke kalkınmasında ve ekonomik gelişmesinde önemli paya sahip olan turizm ve ticaretin güvenlik ve istikrarla doğrudan ilişkili olduğunu ve karşılıklı olarak birbirini etkilediğinin farkındadır.
KIRGIZİSTAN CUMHURBAŞKANILIĞI MAKAMI
Cumhurbaşkanı 5 yıl için halk tarafından seçilmektedir. Cumhurbaşkanı, silahlı kuvvetlerin başkomutanlık unvanı taşımaktadır. Başbakan, cumhurbaşkanı tarafından parlamentonun onayı alınarak atanmaktadır.
Kırgızistan cumhurbaşkanın görev ve yetkileri:
BAKANLAR KURULU YETKİ VE SORUMLULUKLARI:
Bakanlar Kurulu yürütmenin bir diğer önemli ayağını oluşturmaktadır. Başbakan, bakanlar, başbakan yardımcıları ve devlet komiteleri başkanları yürütmenin önemli unsurlarıdırlar. Başbakan meclisin onayını alarak cumhurbaşkanı tarafından atanmaktadır. Bakanlar ise başbakanın önerisi cumhurbaşkanının muvafıkatı ve parlamentonun onayıyla atanmaktadırlar. Bakanlar kurulu görev ve yetkileri:
ÜLKEDE FAALİYET GÖZTEREN SİYASİ PARTİLE:
1990 yılına kadar diğer Sovyetler Birliği ülkelerinde olduğu gibi Kırgızistan?da yalnız komünist partisi faaliyetlerde bulunabiliyordu. Bağımsızlıktan sonra birçok siyasi parti faaliyete geçmiştir. Kırgızistan?da bütün siyasi partiler, mesleki örgütler, sendikalar, fikir özgürlüğü ve toplumun menfaatleri doğrultusunda faaliyet ederler. Devlet bu hukuku güvence altına almıştır. Siyasi partiler, bütün merkezi ve yerel seçimlere katılıp aday gösterirler. Yalnız bu ülkede mezhep ve dini inançlara dayalı siyasi partilerin faaliyeti yasaktır. Halen ülkede pek çok siyasi parti faaliyet etmektedir. Bunlardan en önemlileri:
KIRGIZİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ: Parti 1993 yılında kurulmuştur. Stratejik malların ithalatının devlet tekeline verilmesini ülkenin ekonomik istikrara kavuşması için tedbirlerin alınmasını büyük ticari şirketler ve bankların devletin denetiminde olması gibi siyasetleri ön görmektedir. Toplumsal adalet partinin temel hedefidir. Komünist partisinin genel başkanlığını Klara AJİBEKOVA?dır.
DEMOKRATİK İLERİCİ PARTİSİ(ERKİN): 1991 yılında kurulan bu parti, bağımsız ve demokratik bir ülke olmayı hedeflerken, toprak bütünlüğü ve halkın temel haklarını gündeme getirmiştir. Üyeleri genellikle; köylüler, aydınlar ve öğrencilerdir. Partinin siyasi konsey başkanı Bakiroulu TURSUNBAİ?dir.
MİLLİ UYANIŞ PARTİSİ(ASABA): Parti 1991 yılında kurulmuş, demokratik gelişmiş bir ülke hedeflemektedir. Üyeleri; tüccar, köylü ve çiftçilerden oluşmaktadır. Partinin merkez komite başkanlığını Çhaprashty BAZARBAEV yapmaktadır.
KIRGIZİSTAN ÇİFTÇİLER PARTİSİ: 1993 yılında kurulan bu parti, çiftçilerin ve diğer çalışanların menfaatlerini korumayı amaçlamaktadır. Partinin başkanlığını Erkin ALİYEV yapmaktadır.
KIRGIZİSTAN DEMOKRASİ HAREKETİ PARTİSİ: 1993 yıllında kurulan partinin hedefi, demokratik kurumları geliştirmek ve kanun devletini güçlendirmektir. Partinin başkanlığını Jypar JEKSHEEV yapmaktadır.
KIRGIZİSTAN KADINLAR DEMOKRATİK PARTİSİ: 1994 yılında kurulan partinin temel hedefi, kadınların toplumun ve devletin bütün kurum ve işleyişinde aktif rol almasını sağlamaktır. Partinin başkanı Tokun SHAİLİEVA?dır.
KIRGIZİSTAN CUMHURİYETÇİ PARTİSİ(RPK): 1999 yılında kurulan partinin hedefi, fikir özürlüğü ve cinsiyet, milliyet, yaş ve dini inanç gözetmeksizin herkesin eşit yurttaş sayılmasını sağlamak. Partinin Giyaz TOKOMBAEV?dir.
HALK PARTİSİ: En eski partilerden biri olan bu parti genel olarak yoksul halk kitlelerini bünyesinde barındırmaktadır. Ülkenin en yüksek gazetelerinden biri olan ?ASABA? gazetesi partinin yayın organıdır. Partinin başkanı Melis EŞEMKANOV?dur.
KIRGIZİSTAN KOMÜNİSTLERİ PARTİSİ: 1992 yılında kurulan parti, ülkenin bağımsızlığı ve uluslararası alanda karşılıklı saygı ve hukuku ön görmektedir. Partinin başkanlığını Abdulsamet MASALİEV yapmaktadır.
SONUÇ:
Kırgızistan?ın ekonomik, stratejik, kültürel ve çeşitli yönleriyle yukarıda vermeye çalıştım. Bundan önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, bu dost ve kardeş ülke tarihsel geçmişi, zengin kültürel mirası, ekonomik, ticari ve turizm potansiyeli, hoş görü ve demokratik kültüre dayanan siyasal sistemi ama en önemlisi Kırgız insanının onurlu, vakur, sıcak, samimi, misafirperver, yumuşak başlı ve üstün kişiliğiyle Orta Asya?nın örnek bir ülkesi konumundadır.
Genç ve dinamik bir cumhuriyet olan bu kardeş ülke, geleceğe emin adımlarla umutlu ve heyecanla yürümektedir. Kuşkusuz bütün dünya devletlerinde olduğu gibi bu ülkede de bazı eksiklikler, sorunlar ve problemler söz konusudur. Yıllarca o güzel ülkede Kırgız vatandaşlarıyla yan yana, iç içe yaşamış ve çalışmış biri olarak Kırgızları tanıdığım kadarıyla Kırgızlar bütün gayret ve çabalarıyla, şanlı tarihlerine ve atalarına laik bir mirasçı olarak bütün bu olumsuzlukların üstesinden gelecek, nasıl ki şimdi demokratik siyasal sistemleriyle bütün Orta Asya ve Orta Doğu ülkelerine teşkil etmişlerse önümüzdeki yıllarda alt yapı sorunlarını çözerek ülkenin siyasal istikrarını pekiştirerek ekonomik, sosyal ve gelişme bakımından da bölgenin parlayan yıldızı haline geleceklerdir. Yolunuz açık olsun, değerli ve sevgili Kırgız kardeşlerimiz?
*Giresun Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi
BİLGESAM Orta Asya Araştırmaları Enstitüsü Direktörü
DİPNOTLAR
e) http://www.aygazete.com/Anasayfa.php?60254
3. 2005 yılında meydana gelen ve kimilerine göre Lale Devrimi diye de adlandırılan toplumsal hareketlilik sonucunda Askar AKAYEV yönetimi devrilmiştir.
Nisan 2010?da ise yine meydana gelen toplumsal hareketlilik ve isyan sonucunda Kurmanbek BAKİYEV yönetimindeki iktidar devrilmiştir.
4. Issıkgöl: Kırgızistan?ın en büyük gölü. Kırgızistan?ın bermeti (incisi) diye adlandırılan Issıkgöl aynı zamanda bulunduğu ile de adını vermiştir. İl merkezinin adı Karakol?dur. Gölün uzunluğu doğu-batı yönünde 182 km, kuzey-güney genişliği 60 kilometredir. Kıyılarının toplam uzunluğu 988 km olup 6.236 km?lik bir alanı kaplar. Gölün ortalama derinliği 278 m en derin yeri 668 m?dir. Yaklaşık 118 ırmak ve akarsu gölü besler. Soğuk ve sıcak kaynak sular ve kar suları da gölü besleyen diğer kaynaklardır. Gölün suyu biraz tuzludur. Dünyanın en büyük krater gölüdür. Büyük âlim Kaşgarlı Mahmut Divanı-ı Lügati?t-Türk adlı eserinde bu gölü İsiğ köl diye adlandırmıştır. Sovyetler Birliği döneminde Issık Gölü etrafındaki birçok sanatoryum, pansiyon ve tatil evleriyle popüler bir dinlenme ve tatil merkezi haline gelmişti. Bağımsızlıktan sonra yeni yatırmalar yapılarak ülkenin turistlik cazibe merkezlerinden biri olmuştur.
5. Ekoavrasya Dergisi yıl: 5 sayı: 18 s:75
7. Behzad Ahmedi, Firuze Mir Rezevi, Directory of Caspian Region & Central Asian & Southern Caucasus countries, Ebrar Uluslararası Araştırmalar Merkezi Yayını, Tahran 2005 s:404
8. MANAS DESTAN: Kırgızlar arasında geniş bir kahramanlık hikâyesi halinde 11. ve 12. yüzyıllarda oluşmaya başlamış, kıssa zamanda büyük bir destan haline gelmiştir. Tamamı 400000 mısradan oluşmaktadır. Türkistan?ın Yedisu bölgesinde doğan destan, Kırgızların Müslümanlaşmasıyla şekillenmiştir. Asırlarca yaşayıp gelişerek bütün Orta Asya halkının ortak destanı haline gelmiştir. İslamiyet?in kabulü, yayılması ve onun için yapılan savaşları anlatmakla beraber eski destanlardandın motifler ve karakterler de barındırmaktadır. Başlangıçta en az 10000 mısra civarında büyük bir halk edebiyatı ürünü olan Manas Destan?ın esası, Müslüman Kırgızlarla Müslüman olmayan Kırgızlar arasındaki savaşların anlatımıdır. Manas Destanı ilk kez Velihanoğlu Cokan Töre adlı bilgin tarafından1861 de ilim dünyasına tanıtılmıştır. Ama Manas Destanı?nın asıl büyük bölümü Alman Türkolog Prof. Dr. Radlof tarafından 1885?de yayınlanmıştır. Ayrıca bu destan 1868 yılında dönemin Kırgız beylerinden Ecin Bekin desteğiyle şair Berk Bek MURAT tarafından genişletilerek 32000 mısralık büyük bir eser haline geldiği bilinmektedir. Kırgızların şanlı tarihine ışık tutan bu destan günümüzde pek çok araştırma ve bilimsel teze konu olmuştur. Yaşayan en büyük Manas han( Manas Destanının ezbere bilen) Ç.H.C. Taklama kan çölünde Akji kentinde yaşayan Yusuf Mamaydır. Kendisini ziyaret etme şansım oldu ve azda olsa bu efsaneleşmiş Manasçıdan Manas Destanından bazı mısraları dinleme şerefine eriştim.
9. CENGİZ AYITMATOV: Dünyaca ünlü bu yazar 12 Aralık 1928 yılında Kırgızistan?ın Talas iline bağlı şeker köyünde dünyaya geldi. On dört yaşında köyündeki köy sekreterliğinde işe başladı. Burada tarım makinelerinin sayımı ve vergi tahsildarlığı gibi işlerde çalıştı. Tahsiline devam etmek için Kazakistan?a giderek Cambul (Taraz) eyaleti Veteriner Teknik Okulunda okumaya devam etti. Daha sonra Bişkek?e giderek burada Furunze Tarım Enstitüsü?ne devam etti. Ardından buradaki Maksim GORKİ Edebiyat Enstitüsünde tahsilini sürdürdü. 1956 yılında Moskova?ya giderek oradaki edebiyat çevreleriyle tanıştı. Bu yıllarda Pravda gazetesinde (S.S. C. B. K. P. Y. O.) yazı yazmaya başladı. Yazdığı eserleriyle üne kavuştu. 1957 yılında Sovyet Yazarlar Birliği üyeliğine kabul edildi. 1963 yılında Sovyetler Birliğinin en prestijli edebiyat ödülü olan Lenin Edebiyat Ödülü?nü alarak edebiyat dünyasının ilgisi haline geldi. Yapıtları bütün dünyada ilgi görerek yüz ellinin üstünde dile çevrildi. Sovyetler Birliğinin dağılması ve Kırgızistan?ın bağımsızlığına kavuşmasından sonra ülkesine geri döndü. Kırgızistan?ın Lüksemburg büyük elçisi olarak devletini temsil etti. Daha sonra Avrupa Birliği, NATO, UNESCO ve Bene lüks ülkelerinde Kırgızistan?ın temsilciliğini yaptı. C. AYITMATOV Gün Olur Asra bedel romanından uyarlanan filimin çekimleri için gittiği Rusya?nın Tataristan Cumhuriyeti başkenti kazan?da 16 Mayıs 2008 günü rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmıştır. Böbrek yetmezliği teşhisiyle tedavi için Almanya?ya götürülmüştür. Almayanın Nürnberg kentindeki Nord? da tedavi gören C. AYITMATOV ağırlaşarak komaya girmiştir.10 Haziran 2008 tarihinde Nürnberg?de yaşamını yitirmiştir. Naşı muazzam bir devlet töreniyle halkın büyük katılımıyla Bişkek?teki ebedi ıstırahatgahına nakl edilerek defnedilmiştir. Eserleri: Dağlar Devrildiğinde, Kızıl Elma, İlk Tumalar, Gün olur Asra Bedel, Cengiz Hana küsen Bulut, Beyaz Gemi, Hiroşimalar Olmasın, Selvi Boylum Al Yazmalım, Çocukluğum, Elveda Gülsara, İlk Öğretmenim, Cemile, Yüz Yüze, Zorlu Geçit ve Toprak Ana.
Yrd. Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI*