Kendi imkanlarını bu kadar olumsuz kullanan bir başka şehir var mı bilmiyorum. Biri bin yapan şehirlerin başarısını takdir etmekle birlikte, binini bir eden ve Sivas?a geri vites yaptıran herkesi de tabiki tebrik ediyorum. Sürekli aynı şeyleri duymaktan bıktınız gerçi ve tabiki bildiğiniz şeyleri temcit pilavı gibi sürekli önünüze getirmemek lazım ancak birileri harekete geçene kadar yani değişim başlayıp ivme kazanana kadar bu tarz yazıları görmeye devam edeceksiniz. Geçtiğimiz günlerde bakanlar kurulu ülkede ki kaplıca sayılarını yeniden belirledi ve bu sayı 82 oldu. 33 ilde kaplıca var ve sayı 79?dan 82?ye çıkartıldı. Ülke genelinde ki durum böyle ama il özeline gelecek olursak başımızı nereye çevirsek kaplıcayla karşılaşıyoruz. Sivas?ta 3 olarak belirlenen kaplıca sayısı yine bizim atılım özürlüler yüzünden kısıtlı kalıyor.
Sanayisi karınca adımıyla gelişen Sivas kaplıcalar kenti olmayı da beceremiyor. Hepimizin bildiği ve Dünya?da tek örneği olan Kangal Balıklı Kaplıca?sı bile şehirde ki beceriksizlerin temposuna uyduğundan yerel bir işletme olmaktan öteye gidemiyor. Oysaki tanıtımı iyi yapılsa, gerekli alt yapı çalışmalarına paralel olarak konaklama merkezleri yapılsa, sırf Kangal?a tedavi için gelenlerin sayısı il turizmini ve turizm ekonomisini şaha kaldıracak. Sedef hastalığından kurtulmak isteyenler kalacak yer sıkıntısı yüzünden Antalya?da açılan bir tesise gidip orada çamur banyosuyla tedavi olmaya çalışıyor yani millet çamurdan medet umarken, biz elimizdekini çamurlaştırıp yüzümüze bulaştırıyoruz. Kangal Balıklı Çermik hikayesi biraz karışık aslında malumunuz ama ne olursa olsun şehrin ve ülkenin ekonomisine dahil edilmesi hem de çok hızlı bir şekilde dahil edilmesi gerekiyor.
Aynı şekilde Sıcak Çermik?de yine boynu bükük olarak bekleyen mekanlardan. Kalın Belediyesi?yle, Sivas Belediyesi arasında ki çekişme tatlıya bağlandı ama çermik eski şaşalı günlerine dönecek mi yoksa yapılan yazlıklarla belli bir kesimin beldesi mi olacak belli değil. Kaplıca konusunda elinde ki imkanı en iyi değerlendiren il Afyon hepimizin malumu. Kaç tane otel yapıldı, kaç tane devremülk satıldı hesabını tutmak zor iş. Adamlar sistemi o kadar iyi kurmuşlar ki her şehirden her hafta otobüslerle ücretsiz bölgeye gezi düzenliyor ve mutlaka ziyarete gidenlerden bazılarına oradaki devremüklerden satış yapılıyor. Yani yatırım yapmanın ve o yatırımı nasıl paraya çevrileceğinin çok akıllı bir örneği gösterilmiş oluyor. Alanı, yerleşimi ve kapasitesi gayette yeterli olan Sivas Sıcak Çermik?de bunlar neden olmuyor denirse cevap zaten belli. Yani konu dönüp, dolaşıp bizde ki koltuk işgalcilerine geliyor. Hala Sıcak Çermiğe otel yapılacak, hala memleket modern tesislere kavuşacak ve hala memleket düşünebilen, düşündüğünü uygulayabilen, kendini değil şehrin çıkarını düşünen birine kavuşacak.
Tabiki şehrin gelişimi sağlanacak. Tabiki şehir için bugün kılını kıpırdatmayanlar koltuklarından zamanı geldiğinde ayrılacak ve tabiki şehir kendi değerini bilenlerin elinde altın gibi ışıldayacak. Bu amaçla yani sivil atılım amaçlı yapılan ve Nursuna Memecan?ın da dahil olduğu toplantı şehri harekete geçirme hedefinde olsa da sonrasında konuşulacak konular zaten belli. Biz yapılana dahil olmayıp, eleştirmeyi ve dedikoduyu sevdiğimiz için bu toplantılarada burun kıvıracak ama şehrin giderek gerilemesine dur demek yerine, göbeğimizi kaşıyıp magazinsel olaylara dahil olmaya devam edeceğiniz. Yani pek muhterem okuyucular oturup yazmaya devam etsek roman olur ama insan bu tarz olayları gördükçe ve kimsenin hiçbir şey yapmayışını gördükçe öfkeleniyor ve o an içerik giderek sertleşiyor ki roman birden kendini ağır romana çevirir, vesselam.