Geçtiğimiz aylarda verdiği bir demeçte ?Kanunları çiğnemeyiz. Ben de kanun adamıyım? şeklinde bir beyanatta bulunan Sivas Valisi Zübeyir Kemelek, Terzioğlu Konağı ile ilgili ön incelemede yapının sit alanı içerisinde bulunduğu için tescil işlemine gerek duyulmadığı şeklinde yorumlanan rapora onay verip soruşturma açılmamasına karar verirken, aynı zamanda bu bölge de Sivas Belediyesi?nin Kale Projesi çerçevesinde yıkım yapmasına nasıl izin verdiği sorgulanıyor. Diğer taraftan Çorapçı Hanı ile ilgili restorasyon işi sözleşmesinde işin alt yüklenicilere yaptırılamayacağı belirtilirken, nasıl oluyor da işin başından sonuna kadar 5 alt yüklenici çalıştırılabiliyor. Şimdi Sivas kamuoyu bu soruların cevabını bekliyor.
Dün gazetemizde Terzioğlu Konağı ile yapılan şikâyetin ardından, yapılan ön incelemeyi ve bilirkişi heyetinin Valilik makamına gönderdiği raporu Sivas kamuoyuna duyurmuştuk. Terzioğlu Konağı?nın tescilliymiş gibi gösterilerek, proje çizim ihalesine çıkıldığını ve bundan yaklaşık bir ay sonra konağın tescil işleminin yapıldığını belirtmiştik.
Ancak bilirkişi heyeti konu ile ilgili birçok kişinin ifadesine başvurdu. Alınan ifadelerde, Terzioğlu Konağı?nın tescilinin olup olmadığı sorusuna. Bu alanın III. Derecede sit alanı olduğu belirtiliyor. Bu durum karşısında da Valilik makamı ise rapora göre soruşturma açılmaması yönünde karar bildiriyor. Buradan da sit alanı içerisinde bulunan bölgenin aynı zamanda da tescilli bir yapıymış sonucu çıkartılmaya çalışılıyor.
Raporda belirtilenlerden çıkan sonuca göre, sit alanında bulunan yapılar aynı zamanda da tescilli sayılıyorsa önceki gün Sivas Belediyesi çalışanları sit alanı içerisinde Tarihi Kale Projesi çerçevesinde birçok yapının yıkımını nasıl gerçekleştirdi?
Sit alanında bulunan eğer tescilli sayılıyorsa, Sivas Belediyesi bu alanda nasıl kamulaştırma yaparak yıkımı gerçekleştiriyor? Yok, sit alanında bulunan yapılar tescilli eser statüsüne girmiyorsa, Terzioğlu Konağı nasıl oluyor da tescilli esermiş gibi işlem görüyor?
Diğer taraftan Çorapçı Hanı restorasyon yapımı işine ait sözleşmenin 15. Maddesinin 1. Bendinde ?Bu işte alt yüklenici çalıştırılmayacak ve işlerin tamamı yüklenicinin kendisi tarafından yaptırılacaktır.? Denilmesine rağmen Çorapçı Hanı?nın restorasyon süreci boyunca, nasıl oluyor da beş alt yüklenici kullanılabiliyor.
Geçtiğimiz aylarda tarihi Valilik binasına engelli asansörünün yaptırılması konusunda bir beyanat veren Sivas Valisi Zübeyir Kemelek şunları kaydetmişti: ?Valilik binamız birinci dereceden tarihi sit binası. Korunması gereken bir bina? Buranın tarihi dokusunu bozmayacak, Anıtlar Kurulu`ndan da izin alınarak o şekilde bir çözüm düşünmek gerekiyor? Ama burada bir duvarı dahi değiştirme, bir taşı söküp yerine farklı bir şey yapma imkânı yoktur. Onun için burada yapısal değişiklik yapmak kolay değil. Türkiye`de sit alanlarına uygulanan bulunmuş bir çözüm varsa, bu yapıya da zarar vermeyen bir çözüm bulunduysa biz de araştırıyoruz, bulacağız, yapacağız. Ama yoksa kanunları çiğneyemeyiz. Ben de kanun adamıyım.?
Bu açıklamalardan sonra Sivas kamuoyu adına soruyoruz:
ü Tarihi Terzioğlu Konağı?nın bulunduğu bölge III. Derece sit alanı mı?
ü Sit alanında bulunan yapılar aynı zamanda da tescilli mi sayılıyor?
ü Sit alanında bulunan tüm yapılar tescilli olmuyorsa Terzioğlu Konağı?na neden tescilliymiş gibi işlem yapılıyor?
ü Diğer taraftan tarihi Çorapçı Hanı?nın restorasyon sözleşmesinde ?Bu işte alt yüklenici kullanılamaz? ibaresi bulunmuyor mu? Eğer bulunuyorsa 5 alt yükleniciye nasıl izin veriliyor.
ü Ve ilimizin idare amiri konumunda bulunan Sivas Valisi Zübeyir Kemelek, tüm bunlara neden göz yumuyor?
ü Kendisinin kanun adamı olduğunu kaydeden Vali Kemelek, kanunları ne kadar biliyor?
ü Kanun ve nizamlar kişi veya kurumlara göre değişiyor mu?