Yetenek
Çalışkanlık
Özgüven
Özveri
Tevazu
Kültür
Zeka
Ve de DİSİPLİN.
Bu özellikler bir arada olunca,aşılmaz sanılan dağlar,önünde dümdüz ovaya dönüşür.
Kadın Voleybol Milli Takımımızın başarılı oyunları göz kamaştırıyor.Bütün dünyada takdirle izleniyor,beğeniliyor ve alkışlanıyor.
Ülkemizde bu durum;Altın Kızlarımızın-Filenin Sultanlarının olağanüstü başarısı,voleyboldan pek anlamayan-kulak asmayan geniş kitleleri bile heyecanla ekran başına geçiriyor.Müsabaka süresince hop oturup hop kalkıyor ve aynı heyecanı katlanarak yaşıyoruz.Uzun yıllardır dünya çapında böylesi bir başarı zinciri yaşayamamıştık.
Diğer alanlardaki sporcu kardeşlerimize de elbetteki haksızlık yapmak istemem.Aklıma gelen boks,güreş,tekvando,halter,yüzme,okçuluk ,jimnastik vbg spor alanlarında da kadın ve erkek sporcularımız büyük başarılara imza atıyorlar.Hepsi de varolsunlar,sağolsunlar…
Ben aynı zamanda,uzun yıllar resmî olarak futbol oynadım ve bu hayatıma çok şey kattı.Her şeyden önce disiplinli çalışmanın önemini öğrendim.Yeterince hazırlıklı,yani idmanlı olmayınca müsabakaya çıkılamayacağını öğrendim.Amaç edindiğim her işimde disiplinli olmaya çalıştım.
Başarıya giden yoldaki,olması gereken özellikleri sıralarken,disiplini büyük harflerle yazma sebebim bu özelliğin önemini vurgulamaktı.
Lisedeki yıllarımdan beri başucu kitabım;Montaigne'in Denemeler'idir. Bu kitapta "Türk Ordularındaki Disiplin" konu başlıklı bir yazısı vardır.Orada,Türk ordusundaki disiplini övgü ve hayranlıkla anlatır.Burada benim bir askerlik anım aklıma geliyor.Ankara Etimesgut da henüz bir haftalık askerim.O bir haftalık gözlemimi beraber askerlik yaptığımız Arkadaşıma söyledim.Dedim ki;"Arkadaşım,ya askerdekiler Türk değil ya da dışarıdakiler"... Sabahın en erken saatlerinde herkes yataktan kalkıyor,tertemiz traşını oluyor,botunu-ayakkabısını boyuyor,,tuvaletleri tertemiz tutuyor,çöpünü yere atmıyor,çevreyi de aynı şekilde koruyor,gece yarısı uykusunu bırakıp nöbetini tutuyor,ne görev verilirse onu yapıyor.Ama aynı insanlar asker ocağının dışında,kışladaki davranışları sergilemiyorlar.Tabi ki askerlikte kurallara uymayanlara yaptırımlar var.Peki,sivil yaşamda illa ceza mı uygulamalı!..Konumuz Kadın Voleybol Milli Takımımızın başarısı,ama aklıma bunlarda geliveriyor...
Milli Takımımızın büyük başarılara ulaşmasında ciddi bir ekip çalışması olduğu görülüyor.Geçmiş yılların birikimi-tecrübesiyle,yeni çalışma metodlarıyla fark yaratıyorlar.Nitelikli,spor ahlakı sağlam,dayanışma ruhu yüksek oyuncuların,iyi bir teknik ekiple birlikte disipline olmaları dünyanın en iyi Kadın Voleybol Milli Takımını yaratmıştır.
Yazımızın başlarındaki özelliklerin tümüne sahip oyuncularımız,ayrıca rakiplerine karşı saygılı davranışlarıyla tüm dünyaya örnek oluyorlar.Karşılaşmalarda yenilmek de var,bunlar olabilir ama olası yenilgiler asla saygınlığımızı azaltmaz.Çünkü bu Altın Kızlarımız-Filenin Sultanları;bütün varlıklarını sahada ortaya koyuyorlar.
Bayrağımızı dalgalandırıp,İstiklal Marşımızı tüm dünyaya dinletiyor ve dünyanın dört bir tarafındaki insanlarımızı gururlandırıyor-mutlu ediyorlar.Epeyce yaygın olarak ağzımızdan hiç eksilmeyen;"Bizden bir şey olmaz"duygusunu silip çöpe atıyorlar.Aslında ruhlarımızda bir devrim de yaratıyorlar...Ve yaptıkları şeyler gayet olağan şeylermiş gibi,gayet alçakgönüllü bir tavır içerisindeler.
Bir de beri tarafta Erkekler Milli Futbol ve Basketbol Takımlarımız var.Akıl almaz paralar kazanmalarına rağmen,özellikle Milli Futbol Takımları;adını haritada bulamayacağımız küçük nüfuslu ve futbolda da zayıf ülkelerin takımlarıyla bile başa çıkamazken maç pirimi derdine düşüyorlar.Yıllar önce televizyondan izlediğim Bir Erkek Basketbol Milli Takımı başarısında,o da öyle dünya çapı-mapı değil,takım kaptanı adı mühim değil,dönemin Başbakanına sırnaşarak;"Ağanın eli tutulmaz" deyişini hiç unutmuyorum.
Bir de beri tarafta kültürleriyle,onurlu duruşlarıyla dünyanın bir numarası olmuş gerçek Altın Kızlarımız var.Onlar Örneğini-Rehberini baştan seçmişler ve O'na layık olmaya çalışıyorlar.O'nun Adı ATATÜRK.
Bu Dünya Şampiyonu olmuş Kızlarımıza soruyorlar;"Bu büyük başarıya karşılık ne istersiniz?"Takımın Koç'u sözü Kaptan Eda Erdem'e bırakıyor.
İşte Eda'nın o kısa konuşması:
“Atatürk'ün sporcu kızları,ülkesi adına kazandıkları başarıyı pazarlık konusu yapmaz.Ne prim ister,ne de başka özel bir şey.85 milyona yaşattığımız mutluluk bize yeter.”
Bu söze insan olan ancak gözyaşı ile yanıt verir.
İşte bu nedenledir ki her şeye rağmen bu ülkeden ümit kesilmez.
"Ben sporcunun zeki,çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim."Atatürk
Bu sözler boşuna söylenmedi,o sese kulak verenler var.
Kaptan Eda'yı ve Arkadaşlarını çok seviyoruz.