İLERİ GİTMEMİZ GEREKİRKEN GERİ Mİ GİDİYORUZ!.. (1)

İLERİ GİTMEMİZ GEREKİRKEN GERİ Mİ GİDİYORUZ!.. (1)

Hayat başlangıcı belli olan fakat sonu belli olmayan uzun bir yolculuk olarak değerlendirilir. Ancak öyle çok uzun bir yolculuk da değildir, tam tersine birçok kısa yolculuktan ibarettir. Bu yolculuğun her anı çok çok önemlidir. Bu yolculukta esas olan varış noktasının neresi olduğu akıldan çıkarılmadan yolculuğu dosdoğru sürdürebilmektir. Alfred Adler ‘in ifade ettiği gibi "Hayat bir yolculuktur ve her yolculuk, kendini keşfetme fırsatıdır."

Bu kısa yolculukta kişisel çıkar için çabalamaya, başkalarını yok saymaya, ahlaksızlığa, hırsızlığa, uğursuzluğa yalana, dolana, zaman ayırmak yerine toplumun gelişmesi, barış ve huzuru, insanların mutluluğu ve dünyayı daha yaşanabilir hale getirebilmek için sevgi, saygı çerçevesinde dosdoğru bir hayat sürmek gerekmez mi?

Karıncanın hac yolculuğu hikâyesini hepimiz biliriz. Varamasak da önemli olan yolculuk ve o yolda ölmek… Başarı ise gerçek anlamda, yolda kalabilmek, yolculuğu sürdürebilmekte…

Bunun için ülkemizin yol göstericisi bilim, akıl ve dinini doğru bilip doğru uygulamak olmalıdır. Bilim ve akıldan uzak arayışlar elbette felakete yol açacaktır. 
Bilgi ve teknoloji çağında yaşayan insanlar olarak çok iyi biliyoruz ki, bilgi güçtür. Bilgi gücünden yoksun insanların ve toplumların, varlıklarını onurlu bir şekilde sürdürmeleri mümkün değildir. Ancak günümüzde bilgiyle ilgili, neredeyse daha önemli hale gelen bir husus vardır ki, o da doğru bilgidir. Çünkü özellikle günümüzde yanlış bilginin, toplumsal barışın ve ahlakın en büyük düşmanı olduğuna her gün tanıklık ediyoruz.

Dünyamızın, insanlığın devamı için gece gündüz çalışarak, gelecek nesillere yaşanabilir, özgür bir dünya bırakmak için çok çaba sarf etmeli, doğru bilgiler edinmeli ve hayatımıza uygulamalıyız.
Yapılacak iş eğitim, eğitim, eğitim. Çocuklara okul çağından başlayarak ilmi ve dini okuma ve yazma alışkanlığı kazandırılmalı, karanlığı yıkmak, aydınlığa kavuşmak için yola emin adımlarla çıkılmalıdır.

Kur’an-ı Kerim her hâl ve şartta bilginin kaynağının araştırılmasını emreder. (Hucurât, 49/6.) Bilmeliyiz ki, doğru davranış ancak doğru bilgi ile mümkündür. Yanlış bilgiyle, insanların onurlarının ve haklarının çiğnenmesini ise büyük bir günah olarak kabul eder. (İsrâ, 17/36.) Doğru bilgi, insanın istikâmetinin şaşmaz pusulasıdır. Dini yaşayışımız da mutlaka doğru bilgiye dayanmalıdır. Çünkü din insanın dünya ve ahiret mutluluğunu temin amacıyla gönderilmiştir. Bu sebeple dinin sahih kaynaklardan öğrenilmesi hayatî bir sorumluluk olarak görülmelidir.

Ülkemizde okuma yazma oranı ve diplomalı insan sayısı hızla artıyor. Ancak okuyup anlama oranı ise sıfırlarda, çok gerilerde. Sonuçta toplum düşünememekte, düşünse de düşündüğünün doğruluğundan endişelenmekte, emin olamamakta dolaysıyla da ifade etmekten çekinmektedir.

Biz okumadan bilgi sahibi olan ülkeler arasındayız. İşte bu nedenle düşünemiyoruz, yeni bilgiler üretemiyoruz. Oysa istismar en fazla bilgisizlikten beslenir. Doğru ve yeterli bilgilerden yoksun insanların, daha kolay istismar edilebildiği ise bir gerçektir. Hayatın bütün alanlarında doğru kararlar almak doğru bir yaşam sürmek için gerçek okur-yazar olmak en önemli husustur.

Bu satırları yazmamın amacı bazı insanları eleştirmek değil, bilgisizliğin ortadan kalkmasına katkıda bulunmak amacıyla bilgilendirmek, dini duyguların sömürülmesinin, dinden kaynaklı güven ve itimadın kötüye kullanılmasının önüne geçmek için toplumu bilgilendirmek istememdir.

Malum “Akıllı insanlar eleştirilmekten hoşlanır. Aklı az olanlar ise eleştirilmekten hoşlanmaz.” Biz toplum olarak genellikle eleştirilmekten hoşlanmadığımız gibi eleştiriyi yapana teşekkür edeceğimize düşmanlık duyarız.

Bilgiyi paylaşmak gerekir. Hayat her konuda paylaştıkça güzeldir. Bilgi de paylaşıldıkça çoğalan bir güzelliktir. Bilgi kullanıldıkça, hayata geçirildikçe güçlenecektir. Bilgi güçlendikçe de aydınlanma daha da artacaktır. Her zaman gerçekle yüzleşmekten korkmayan; iyiyi, doğruyu, gerçeği görmeye, öğrenmeye çalışan insanların çoğalması dileğimle...