İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ NEDEN HALA KAPATILMIYOR(!)

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ NEDEN HALA KAPATILMIYOR(!)

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ NEDEN HALA KAPATILMIYOR(!)

Ülkemizde sayısı en fazla olan fakülte İİBF olup her yıl binlerce mezun vermesine ve mezun sayısı bugün itibari ile 350 bin civarında olmasına rağmen bu fakülte tamamen itibarsızlaştırılmıştır. Özellikle son 5 yıl içerisinde İİBF mezunu olmanın hiçbir avantajı kalmamış hatta dezavantaja dönüştürülmüştür. Bu yazımda bu konuyu ele alacağım.

Öncelikle Osmanlı zamanında Mülkiye Mektebi adıyla kurulan İİBF devletin iktisadi ve idari alanlarda memur ihtiyacını karşılamak için oluşturulmuş olup günümüze kadarda bu görevini layıkıyla yerine getirmiştir. Ancak günümüzde hükümetin yanlış ve oy kaygısıyla güttüğü istihdam ve eğitim politikaları İİBF nin itibarını yerlere sermiştir. Bugün idari kadrolarda 280 bin boş kontenjan var iken 2012 güz atamasında 350 bin İİBF mezununa sadece 722 kadro verilmiştir. A grubu ve B grubu olmak üzere İİBF ye verilen toplam kadro sayısı ise 5 bini bile geçmemektedir. Her ile bir üniversite parolasıyla açılan üniversitelerde ilk açılan fakülte İİBF ve Fen Edebiyat Fakülteleridir. Çünkü bu fakülteler diğer fakülteler gibi külfet gerektirmeyen açılması en masrafsız olan fakülteler olarak görülmüş ve ihtiyaca göre değil maliyete göre üniversite açma yolunu seçen hükümet için öncelikli seçenek olmuştur.  İİBF nin her üniversiteye açılmasının ve ayrıca AÖF marifeti ile herkese diploma dağıtılmasının tek nedeni sadece bu fakültenin düşük maliyetle kurulması değildir. En çok mezun veren bu fakültenin daha da genişletilmesinin nedeni bu fakültenin itibarsızlaştırılmak istenmesidir. Mezunlarının yüzde birine bile istihdam sağlayamayan hükümet çareyi bu fakülteyi itibarsızlaştırmak ta bulmuş bunu da herkese İİBF diploması dağıtmakta görmüştür. Günümüzde tüm üniversite mezunları ikinci üniversite adı altında İİBF diplomasına sahip olabilmektedirler. Burada hükümete sormak gerekir İİBF içerisinde bulunan İşletme İktisat gibi sayısal ağırlıklı bölümlerin açık öğretim marifeti ile okunması mümkün ise! Hukuk fakültesi gibi tamamen sözel olan ve ezbere dayanan fakültelerin neden açık öğretimi bulunmamaktadır?

KPSS sınavına giren insanların üçte biri gibi önemli bir bölümünü oluşturan İİBF mezunlarına neden toplam kadronun binde biri kadar kadro verilmektedir?  KPSS ye girerken 120+50=170 lira gibi en yüksek harcı ödeyen bu insanlar 350 bin kişiden 722 kişi arasına girebilmek için mi bu külfete katlanmaktadırlar?

Günümüzde lise mezunları bankacı, öğretmenler vergi müfettişi, edebiyatçılar meslek danışmanı olabilmektedirler. Bu gibi yüzlerce ?bu kadar saçmalık olmaz? denilebilecek örnek vermek mümkündür. 350 bin İİBF mezunu işsiz gezerken Ziraat bankası 2500 lise mezununu basit bir sınavla bankacı yapmış ve bu sınava İİBF mezunlarının girmesini de engellemiştir. Burada her aklı başında insanın düşünmesi gerekir, lise mezunu olan iki insan düşünün birisi üniversite sınavını kazanamamış diğeri iktisat fakültesini kazanmış olsun. Lise mezunu olan kişi çok rahat bir şekilde ziraat bankasına atanacak 4 yıl boyunca maaş alacak ve 4 yıl sonra yükselmeye başlayacaktır. İktisat fakültesini kazanan arkadaşı ise 4 yıl boyunca okula para harcayacak mezun olduğunda ise ziraat bankasına bile giremeyecektir. Bu şekilde hükümet okuyan insanı cezalandırmış daha az okuyanı ise ödüllendirmiş olmuyor mu?  Lise mezunu bile İİBF mezununun önüne geçiyorsa ve lise mezunundan bankacı olabiliyor ise neden hala İİBF var? Lise mezunundan bankacı olabiliyor ise tüm iktisat işletme fakültelerini kapatın öyleyse!

İİBF ye yönelik itibarsızlaştırma hareketi tabi ki sadece lise mezunlarının bankacı yapılması ile bitmiyor, hükümetin yeni hazırlığı atanamayan öğretmenlerin vergi müfettiş yardımcısı yapılmasıdır. Maliye Bakanlığına binlerce soru göndermemize rağmen cevabını alamadığımız soruyu şimdi hükümete sormak isterim. Maliye Bakanlığının değişen vergi denetimi yönetmeliğine göre artık Fen Edebiyat Fakültesi mezunları ve Eğitim Fakültesi mezunları vergi müfettiş yardımcısı olabileceklerdir. İİBF nin A grubu kadrosu olan vergi müfettişliği kadrolarının dörtte biri artık atanamayan öğretmenlere peşkeş çekilecektir. Şimdi burada sormak lazım hayatı boyunca vergi, maliye, hukuk alanında hiçbir ders almamış öğretmenlerin basit bir sınav ile vergi müfettişi yapılmaları adalet midir? Öğretmen sendikalarının ve medyanın baskısından korkan ve oy kaygısına düşen hükümetin öğretmenleri mutlu etmek için 350 bin İİBF mezununun hayali olan kadroları alakasız bölüm mezunlarına peşkeş çekmesi doğrumudur? Eğer maliye alanında hiçbir bilgisi ve eğitimi olmayan öğretmenlerden vergi müfettişi olabiliyor ise İİBF fakülteleri neden var? Yada bankacı yada maliyeci yada idareci olmak için İİBF okuyan insanların günahı nedir? Bir iktisat mezunu sınıf öğretmeni olarak atanamıyor, her üniversite mezunu çoğu öğretmenlik bölümlerini hakkıyla yapabilecek düzeyde olmasına rağmen öğretmen yapılmıyorken, öğretmenlerin yapamayacakları vergi müfettişliği gibi çok önemli bir kadroya atanmaları ne kadar adildir? Kendi alanından 80 puan üzeri alamayıp atanamamış olan öğretmenlerin basit bir sınav ile başka alana atanması doğrumudur, kendi uzmanlık alanında çalışamayan insanlar hiçbir bilgilerinin olmadığı başka bir alanda nasıl çalışacaklardır? Son olarak fakülte sürelerinin 4 yıldan iki yıla düşürülmesi gündeme geldi İİBF ve Fen Edebiyat fakülte bölümlerinden bazılarının 2 yıla düşürülmesi gündemde iki yılık işletme mezunları ile dört yıllık fakülte mezunlarının kalitesi ortadadır ve işletme bölümün iki yıla düşürülmesi yanlıştır. Eğer bazı bölümlere 4 yılın fazla olduğunu düşünüyorsanız neden sınıf öğretmenliği gibi bölümleri iki yıla düşürmüyorsunuz?

İŞKUR Türkiye?de sadece iki ilde verilen ve parası olanın alabildiği saçma bir İMD sertifikası ile binlerce meslek danışmanı almıştır, ve maliyeti yüksek olduğu için sadece parası olanların aldığı bu sertifikayı meslek danışmanı olmanın birincil şartı haline getirmiştir. Ve sertifika sahiplerinin çoğu 70 puan barajını geçemediğinden 42 puanlı fizik kimya biyoloji gibi alakasız bölüm mezunlarını meslek danışmanı yapmışlardır. Para ile satılan bir sertifikanın diplomadan daha önemli hale gelmesi doğrumudur? İnsan kaynakları bölümünü bitirenler yada işletme iktisat bölümünü bitiren insanlar meslek danışmanlığını rahatlıkla yapabilecek düzeydedirler, zaten sertifika programında verilen derslerin daha ağırını okul hayatlarında gören bu insanlar paraları olmadığından dolayı bu sertifikayı alamamışlar ve 80 küsür puanlarla atanamayan bu insanların hakkı olan İMD kadroları bu sertifikayı alan alakasız bölüm mezunlarına peşkeş çekilmiştir.  Şimdi işsiz bir işletme mezunu İŞKUR a 42 puanla atanan bir kimya mezununa gidip hangi işi danışabilir kim kime danışmanlık edebilir vicdanı olan herkes bu sorunun cevabını düşünmelidir. Ben bunu merak ettim ve İŞKUR a gittim 10 tane meslek danışmanı boş oturuyorlardı, birisinin yanına meslek danışmak için oturdum ve bana hiçbir katkısı olmadı sadece beni dinledi ve hak verdi. Çünkü meslek danışmanı yapılan insan kendi alanında değil bizim alanımızda çalışmaya mahkum edilmişti.

Anlatılacak söylenecek daha çok şey var ancak fazla uzatmak istemiyorum. Sonuç olarak bu ülkede büyük ve eğitimli bir genç nüfus var ancak bu nüfus gereken yerlerde kullanılmıyor, bir kimya mezunu meslek danışmanlığı yapıyor ise onun aldığı eğitimin hiçbir önemi kalmamıştır. Öğretmen vergi müfettişliği yapıyor ise aldığı eğitimin hiçbir önemi yoktur ve cahil olduğu bir konuda devlete de hiçbir faydası olmaz. İİBF mezunlarının boş gezdiği bir ülkede lise mezunları bankacı yapılıyor ise alınan eğitimin hiçbir önemi kalmamıştır. Ve hükümete de sormak gerekir, eğer liseli bankacı, öğretmen vergi müfettişi, edebiyatçı ya da kimyager meslek danışmanı olabiliyor ise İİBF neden var? Atanamayan öğretmenleri mutlu etmek istiyorsanız eğitim fakültelerine öğrenci almayı bırakın ve elinizdekilerin atamasını yapın. İİBF mezunlarına ihtiyacınız varsa 350 bin mezun var bunların atamasını yapın yok ise sürekli fakülte açmaktan vazgeçin diploma dağıtmayı durdurun. Oy kaygısı ile değil ihtiyaca göre fakülte açın ve ihtiyaca göre atama yapın. İİBF devletin önemli kademeleri için vasıflı eleman yetiştiren bir fakültedir bunu itibarsızlaştırmaktan vazgeçin. Binlerce işsiz genci ekonomik kaynak olarak görmekten vazgeçin sınavların adil olabilmesi için sınav harçlarını kaldırın. İşi ehil insanlara verin ki alınan eğitimler harcanan emek ve paralar boşa gitmesin. Ülkemizde her alanda eğitimli insanlar mevcut bu insanları kendi alanlarında istihdam edin ki hem halkımız kaliteli hizmet alsın hem de personel kendi alanında hizmet vermiş olsun. Herkesin her işi yaptığı bir memlekette üniversitelerin hiçbir mantığı kalmamış demektir. üniversiteler branşlaşmanın uzmanlaşmanın temelidir  bu mantıkla üniversiteler açıp istihdam politikanızı da buna göre şekillendirin. Bunca haksızlığa karşı İİBF mezunları da boş durmamakta eylemlerle farklı çalışmalarla haklarını aramaktadırlar ancak bu çalışmalar medya da gereken yeri bulamamaktadır. Meclise İİBF mezunlarının mağduriyeti hakkında üç tane soru önergesi verilmesine rağmen, çalışma bakanlığı önünde büyük bir eylem yapılmasına rağmen tüm bunlar medyada gereken yeri bulamamıştır. Medyanın bu iki yüzlü tutumunu da sonraki yazımda dile getireceğim?



Anahtar Kelimeler: 0