HESAP VAKTİ

HESAP VAKTİ

Bir yılı aşkın süredir Sivas Cumhuriyet Üniversitesi usulsüzlüklerini yazdığımız köşemizde “Biz Daha Yeni Başlıyoruz” yazı serimizle bir kez daha karşınızdayız.

Bu haftaki yazımıza Sivas Şarkışla yöremize ait olup, Aşık Veysel’in derlediği, Muzaffer Sarısözen’in bestelediği YİĞİTLİK VE KAHRAMANLIĞIN anlatıldığı bir eserden hasbihal ederek başlamak istiyoruz.

Eser mısralarında şöyle söylüyor.
YİĞİTLER SİLKİNİP ATA BİNENDE
DERELER DE BOZKURTLARA ÜN OLUR
YİĞİT OLAN DÖNE DÖNE DÖĞÜŞÜR
KÖTÜLER KAVGADAN KAÇAR HUN OLUR

BİR YİĞİT CİDASIN ALMIŞ ELİNE
SERİNİ KOYMUŞTUR YİĞİT YOLUNA
KALKAN PARALANA ZIRHLAR DELİNE
KANLI GÖMLEK KOÇ YİĞİDE DON OLUR

Değerli Okuyucularımız, 
Bu türkü, yiğitliğin ve cesaretin yüceltilerek kahramanlık destanı haline getirildiği bir anlatıdır. Yiğitler, kutsal bir amaç uğruna savaş meydanında kanlarını dökerek cesaretlerini ve fedakarlıklarını sergilerken, korkaklar ve kötüler, savaştan kaçışlarıyla toplumun utanç kaynağı olarak resmedilir. "Allah yoluna serini koymak" ifadesiyle mücadele, bir ibadet ve kutsal görev olarak anlam bulur. Kanlı gömlek, kırılan kalkan ve delinmiş zırh gibi imgeler, yiğitlerin kararlılığını ve zorluklara göğüs germesini simgelerken, savaş meydanında gösterilen kararlılık, toplumsal değerler ve onurun bir yansımasıdır. Bu anlatım, cesur insanların kahramanlıklarını öne çıkarırken korkaklığın kabul edilemez bir davranış olduğunu güçlü bir şekilde vurgular.
Değerli Okuyucularımız, bir millet için savaş yalnızca cephelerde verilmez. Düşman yalnızca hudut boylarında aranmaz. Milletin alın teriyle kazanıp verdiği vergisiyle ayakta tuttuğu devlet, milletin namusudur. Bu namusa göz diken, milletin hazinesine el uzatan, kendisine tanınan imkan ve imtiyazları kendi şahsi ikballeri için kullanan, görev ve sorumluluklarında bilerek acziyete düşen, vazifesini  yerine getirmeyen kimselerle verilen mücadele de en az hudut savunması kadar kutsaldır. 
Bilindiği üzere, Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde 2016-2024 yılları arasında usulsüz kafe-kantin kiralamalarından alınan hava paraları sebebiyle, taşınmazların kira bedelleri bir çok işletmeden tahsil edilememiş, kdv tahakkukları usulüne uygun yapılamamış ve bu suretle idare tahakkuk ve tahsilatlarını mevzuata uygun gerçekleştirememiştir. Bu işlemin sonucu olarak kamu büyük bir zarara uğratılmıştır. Bu zarar sadece bu usulsüzlüklerle sınırlı kalmamış,  bu taşınmazların ruhsatsız ve kaçak olarak yapılmasına göm yumulmuştur. Bu süreçte görev yapan idareciler işletmelerden hava parası ve bağış adı altında taleplerde bulunmuş, bu talepler karşılığında ilansız ve duyurusuz ihaleler verilmiştir. Bu usulsüz ihalelerin sonucu olarak da kamu kaynağında  artışa engel olunduğu Sayıştay raporlarında da sabittir.

Değerli Okuyucularımız, gazetemiz köşesinde yer alan yazıların neticesinde Rektör Alim Yıldız, Rektör Yardımcıları Ünal Kılıç, Hakan Yekbaş,Hilmi Ataseven,Ahmet Alim, Genel Sekreter Enis Baha Biçer, Hukuk Müşaviri Bahadır Kır, Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Feridun Yaya gibi isimlerin görevlerine son verildi.

Önümüzdeki günlerde İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Bahaettin Keleş’in de görevine son verileceği kamuoyunda paylaşılan bilgiler arasında.

Yalnız, Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde de örneğini gördüğümüz bu ve benzer sorunları kılçığına kadar ayıklamadıkça kökünden çözmek mümkün değildir. Kökünden çözülmeyen hiçbir sorun tam olarak ortadan kalkmış sayılmaz. Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde bu usulsüzlüklerin sorumluları yalnızca idareciler değildir. İdarecilerin hukuksuz ve yanlış taleplerini onlara yaraşmak için sorgusuz sualsiz kabul eden sonuçları itibariyle de oluşan kamu zararlarının müsebbibi olan memurlar da vardır.

İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Bahaettin Keleş, Şube Müdürü Özden Gökçe ve Memur Bünyamin Boydak’ın oluşan kamu zararlarındaki sorumlulukları detaylı bir şekilde incelenmelidir. Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde yap işlet devret modeliyle kiralanan taşınmazların yapı ruhsatlarının olmadığı tüm kamuoyunca bilinmektedir. Gün içerisinde binlerce öğrencinin ziyaret ettiği bu işletmeler mimari, statik, elektrik, mekanik, yangın, doğalgaz projelendirme ve denetimlerden muaf şekilde ruhsatsız olarak inşa edilmişlerdir. Bu yapıların ruhsatlarının temin edilmesi İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığında görevli Özden Gökçe ve Bünyamin Boydak ile eski Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Feridun YAYA sorumluluğunda olup, yerine getirilmemiştir.

Önümüzdeki günlerde Bahaettin Keleş'in yerine İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığına atanacak kişinin, taşınmaz kiralamaları, KDV tahakkukları, kira tahsilatları ve ruhsatsız kaçak yapılar gibi konularda uzmanlığa sahip olması; ayrıca hukuksuzluklara karşı durabilecek bilgi, deneyim ve kararlılığa sahip bir yapıda olması elzemdir. Yeni İdari ve Mali İşler Daire Başkanının tüm bu usulsüzlüklerin üzerine gitmesi ve taşınmaz yönetiminin hukuka uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Bu süreçte Bahaettin Keleş, Özden Gökçe ve Bünyamin Boydak’ın delil karartma, bilgileri yok etme veya süreci zora sokabilme ihtimalleri göz önünde bulundurularak görev sahalarından uzaklaştırılması önemli bir husustur.
Tüm bu sorunların çözülmesi için  Rektör Ahmet Şengönül hoca ve ekibinin;  Alim Yıldız döneminde usulsüz ihale yöntemleri ile taşınmaz kiralamaları yapmış bulunan, 2018 Sayıştay raporunda da belirtildiği üzere sözleşmeleri geçersiz ve hükümsüz bulunan, bir çoğu da batmak durumunda kalmış olan işletme sahipleri ile kamuoyuna açık bir iletişim kanalı üzerinden görüşmesi gerekmektedir. Taşınmaz yönetimlerinin araştırılması ve yeniden düzenlenmesi için Sayıştay ve YÖK denetimi talep etmesi, denetimler sonucunda taşınmaz kiralanmalarının hukuka uygun hale getirilmesi gelecekte oluşacak sorunların büyümeden çözülmesi için önemli bir husustur.

Değerli Okuyucularımız, bir yılı aşkın süredir verdiğimiz bu mücadelede bizleri takdir eden tüm okurlarımıza teşekkür ederiz. En büyük teşekkürü ise, bu usulsüzlüklerin ortaya çıkarılmasında, cidasını alıp gayret sarfeden, döne döne mücadele edip ak ellerini kızıl kana bulayan erdem sahibi insanlara etmemiz gerekiyor. Sizlere bahsettiğimiz bu usulsüzlüklerin mimarları, kendilerine sosyal ve siyasi koruma sağlamak amacıyla, usulsüzlüklerini ifşa eden ve milletin hakkını savunan bu gayretli insanlara karşı, iftira dahil birçok ahlaksız yönteme başvurmuşlardır. Bu yöntemleri de kendilerine çare etmeyince tek kurtuluş ümitleri, meydandan kaçmak olmuştur. Halbuki kaçmak kimseye kar etmemiştir, etmeyecektir. Bugün bu milletin namusuna el sürmüş olanlar, yine bu milletin mahkemelerinde hesap verecektir.

Değerli Okuyucularımız, bir sonraki köşe yazımızda tekrar buluşmak dileğiyle.

Esen kalınız.



Anahtar Kelimeler: HESAP VAKTİ
yasin
6.01.2025 14:35:03
Herşey ortada ama Rektörlük makamı izliyor. Beklenen ne acaba, bu adamlar mahkeme önünde ne zaman hesap verecekler yaaa. Artık birşeyler düzelsin Allah aşkına...