Şiir yazıyorum ancak hiç bir zaman “ şair” sözünü kendime konduramadım, çok iddialı olur bana göre… İlgiyle ve sevgiyle çok okuyan biri olarak ve çırak bile olmayı göze alamayarak deneyim ve görüşlerimi sizinle paylaşmak istedim.
Edebiyatın en kısa sürede kana karışan ve duygusal olarak insanı harekete geçiren bir kolu şiir…Tıpkı tebessüm ve sevgi gibi… Şiir okurken kendimi çok mutlu ve heyecanlı yakaladığım zamanlar olmuştur.
Şiir yalnızca bir anlatım biçimi değil, bir yaşam biçimidir ve şairin kişiliği, bütün hayatıdır, dünyaya bakış açısıdır.
Musikiyle birleşmiş, ahenkle dans eden kelimeler şairin yaşantısından süzülerek gelip yüreğinize bir kuş gibi konmuştur…
Şiir yazmak özgürlüktür, uzun lafa gerek duymaksızın karşı tarafa geçmiştir bile duygular… Artık beğenir beğenmez, mesajı alır almaz okuyanın bileceği iştir
Ben uzun yıllar mesleğime emek vermiş bir eğitimci olarak çocuklara küçük yaşta şiirin sevdirilmesi gerektiği inancındayım, zaten böyle başladı bende yazma isteği…
Genel olarak kısa, samimi, net, anlaşılır ve mesajı olmasına önem veriyorum, çok uzun yazıların toplumumuzda rağbet görmemesi de hesaba katılmalı…
Artık insanların zamanı mı kısıtlı yoksa sosyal medyada hazıra mı alıştık, tartışılır…
Şiirin eleştirisi de olmaz bana göre, duygularına karışabilir misiniz insanların ? Elbette hayır, beğenirsin yada beğenmezsin, emeğe saygı duyar ve usulca okumayı bırakırsın.
Kesinlikle şiirin toplumsal bir mesajı olmalı, edebiyat ve sanatın da estetik yanı ile beraber gerçek amacı da bu değil mi zaten ?
Okuyana umut veren, bir an da olsa duygularını okşayan, mutlu eden bir şiir hiç fena olmasa gerek…
Büyük ustaları anmadan geçmek olmaz, çoğu ezberimizde, konuşmalarımızı süslemiyorlar mı …? Sevgiliye yazılan, uyuturken çocuklara okuduğumuz, ders çıkardığımız onlarca örnek vermek mümkün… Gökyüzünü kim boyadı diye düşünmüyoruz bile… Tabii ki büyük usta Orhan Veli
Benim öğrencilerim artık şiiri çok seviyor ve yazıp bana sevinç içinde gönderiyorlar. Bu bile büyük kazanım diye düşünmeden edemiyorum.
Yazdıklarımı faydaya dönüştürmek benim için çok önemli ve dolayısıyla şiirlerimi küçük bir kitap haline getirdim. Bir diğer çok önemsediğim konu ise kız çocuklarının eğitim alabilme hakkı…Her koşulda benim önceliğim ve hassas, kırmızı çizgim bu nedenle kitabımın geliri ile onlara burs vererek bu konuda destek olmaya, ailenin bir anlamda yükünü küçük da olsa hafifletmeye çalışıyorum , ayrıca manevi destek de elimden geldiğince vermek istiyorum ki çalıştığım çeşitli STK ve derneklerde de bu çalışmayı yapmaktan çok mutluyum. Zaten çoğu ailenin de ihtiyaç duyduğu ülkemizdeki bu eksiklik o da doğru yönlendirme.
Böylece Cumhuriyetimize ve Büyük Önder Atatürk’e olan borcumun bir kısmını ödemeyi amaçlamıştım aslında… Ödedim mi bilinmez ama çorbaya biraz tuz atmak için çaba göstermek bile yetecekti bana… Çok özel dostlarımla bu hayalimi gerçekleştirmek beni mutlu etmeye yetiyor… Bu kadar şiir üzerine konuştuk, izninizle iki şiirim ile veda etmek isterim sizlere, sağlıcakla, sanatla ve şiirle kalın dostlar.
Güneşe hayranım, ne zaman baksam umut doluyorum Ona yazılmış bir sürü şarkı, şiir hatırlıyorum.
Gökyüzüne bayılıyorum, kuşlara, özgürlüğe, sonsuzluğa…
Koparıp yıldızları saçlarıma takıyorum
İzin almadan sahibinden…
Doğa, bütün şiirlerime ilham oluyor, büyülüyor beni adeta.
Denizi kokluyorum, düşlerimde bile
Seni hatırlatıyor bana, sana olan özlemimi…
Anılarımı seviyorum, özüme kattıklarını…
Ve tüm insanları çok değerli buluyorum
Benim insan olmama kattığı tüm deneyimleri,
Ve sizleri, maskeli yüzler
Sizleri bile seviyorum
Onurlu yaşamın, ne kadar değerli olduğunu öğrettiniz…
Amma velakin çocukları…. İllaki çocukları
Herşeye değen saflığınızı, masumiyetinizi
Kitap gibi okuduğum gözlerinizi
Dökülen yaşları, inci tanesi gibi toplayıp
Yüreğimin en güzel köşesinde
Özenle sakladığım o berrak su damlalarını,
Yaşamın çok özel anlarda
Gizli olduğu gerçeğini bana öğreten
Siz dünyanın bütün çiçeklerini …
HEP BİR ŞİİR OLMALI
Sokaklarda hep bir sonbahar olmalı
Renklerin hüzünlü saltanatı
Yağmurun toprakla ölümsüz aşkı…
Bazen nedensizce dans eder yapraklar
Bir tablo oluşuverir aniden ressamın tuvalinde
Oysa fırça değmemiştir daha kağıda…
Yüreğimizde ise hep bir şiir olmalı
Sonbaharın sarışın günlerinde
Mutlu çocukları, yaz aşklarını anlatan
Bağ bozumuna inat edercesine
Heceler koşmalı göçmen kuşların ardı sıra
Son defa bir sürpriz ile açan kırmızı güller
Rüzgarın etekleri uçuşturan o ahengi ile
Dökülmeli mısralara perde perde…
Aşıklar olmalı sonbahara yakışan
Şiire
Hüzne ve güzelliğe…
Oysa kışa hep hazır olmalı gönül
Dünyanın bütün renklerini içinde hissedercesine…
Bazen de hatırlamalı insan
Geçen koca bir yazdan ne kaldı elimizde
Ne kaldı su gibi geçen bir ömürden geriye…
Günsel Ekenel