Türk Sağlık-Sen Sivas Şube Başkanı Hamza Binici, Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi’nde yaşanılan haksızlıkları dile getirerek yöneticileri adaletli davranmaya davet etti. Yaşanan sıkıntıların artık tahammül sınırlarını zorladığını kaydeden Binici, Hele ki döner sermayelerde hak ve hukuk, tabiri caizse zıvanadan çıkmıştır. Burada adaletin terazisi devrilmiş, kılıcı ise ne yazık ki hep çalışanı kesmeye başlamıştır” dedi.
Türk Sağlık-Sen Sivas Şube Başkanı Hamza Binici, “Üniversite hastanesi çalışanlarının sorunları saymakla bitmiyor, yoğun ve zor çalışma koşullarının yanı sıra yaşatılan haksızlıklar tahammül sınırını artık aşmıştır. Hele ki döner sermayelerde hak ve hukuk, tabiri caizse zıvanadan çıkmıştır. Burada adaletin terazisi devrilmiş, kılıcı ise ne yazık ki hep çalışanı kesmeye başlamıştır” dedi.
Cumhuriyet Üniversitesi önünde bir basın açıklaması yapan Binici, hastane çalışanlarının sıkıntılarını dile getirdi. Aynı birimde çalışan arkadaşlar arasında farklı döner sermaye uygulamaları görüldüğünü belirten Binici, “Bir arkadaşımız 5 TL performans ücreti alırken bir diğeri 300 TL performans ödemesi almaktadır. Çalışanların aldığı döner sermaye ücretleri arasında uçurum oluşmuştur. Çalışanlar, hızla sabit ek ödemeye mahkûm edilmek istenmektedir” dedi.
Üniversite hastanesi çalışanlarımızın döner sermayeleri son aylarda oldukça düşük ödenmekte ve sürekli kesintiye uğradığını belirten Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Binici, vergi dilimi bahanesi ile başlatılan bu süreçte kesintilerin sürekli devam ettiğini ve döner sermayelerin azaltıldığını belirtti.
Binici şöyle devam etti:
“Anlaşılan odur ki, İdare çalışanı gözden çıkarmış ve haklarını yok etmenin peşine düşmüştür. Birinin hakkından ve alın terinden alarak başkalarına vermek bunu da normal bir durum gibi görmek ancak zulüm iktidarlarının icraatıdır. Bunun adı adaletsizlik ve haksızlıktır. Başkada bir izahı yoktur.
Otoriter rejimlerin keyfiyetini yansıtan, ben yaparım olur anlayışının bir yansıması olan bu tür uygulamaları kabul etmemiz ve bunlara rıza göstermemiz mümkün değildir. Her kurum ve yönetici bilmelidir ki çalışanın hakkı tam ve eksiksiz olarak ilk ödenmesi gereken ücrettir.
Eğer hocalara veya bazı çalışanlara daha fazla ücret vermek istiyorsanız bunu başka kalemlerden keserek yapın. Ya da diğer çalışanın hakkını elinden almadan yapın. Hak hukuk çiğnemekle, birinin cebinden alıp öbürününkine koymakla işleri çözmez bilakis daha zor ve içinden çıkılmaz bir hale getirirsiniz.
Döner sermaye yönetmeliğinden kaynaklanan sıkıntılarda varsa bu sıkıntıları Ankara ya iletip yönetmeliğin düzeltilmesi için çaba göstermek, biz sendikalara düşen bir çalışma varsa sendikalarla istişare etmek ve problemi düzeltme adına gayret sarf etme sizin asli görevleriniz arasındadır. Türk Sağlık Sendikası olarak da her türlü desteği vermeye de biz hazırız.
Bir diğer konuda nöbet ücretleridir. Nöbet tutmak sağlık çalışanı için kaçınılmaz bir durumdur hepimiz bunun farkındayız, Nöbet tutan personel alacağı nöbet parasını son kuruşuna kadar hak etmektedir. Büyük fedakârlıklarla nöbet tutan çalışanın, nöbet parası yönetmelik gereği takip eden ay içerisinde ödenmelidir. Ne yazık ki nöbet paraları her ay aksamakta zamanında ödenmemektedir. Hastane yöneticilerini duyarlı olmaya ve işlerini layıkıyla yapmaya davet ediyorum. Lütfen keyfi uygulamalara son verip, çalışanın hakkı olan nöbet paralarının zamanında ödenmesini sağlayınız.”
Mesai saatlerinde de haksızlıklar yapıldığını kaydeden Binici, sağlık personelinin mesaisinin haftalık 40 saat olduğunu belirterek, “Buna riayet edilmeyen yerlerin başında Ameliyathanede çalışan Anestezi teknisyenleri gelmektedir. Günlük kullanmaları gereken bir saatlik öğlen yemek izni kullandırılmamaktadır. Genelgede öğlen bir saat izin kullanamayan personele, mesai bitiminde kullandırılması zikredilmişken aleni bir şekilde hak ihlali yapılmaktadır” dedi.
Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Hamza Binici açıklamasını şöyle tamamladı:
“Resmi yazışmamızı yapmamıza ve çalışan personelin dilekçelerle itiraz etmelerine rağmen ısrarla haksızlık yapılmaya devam edilmektedir. Devlet memurunun angarya çalıştırılmayacağı Anayasamız tarafından güvence altına alınmasına rağmen, Anayasayı da genelgeyi de tanımam benim dediğim olur mantığı çok manidardır. Bu aksaklık düzeltilmez ise görevini kötüye kullanan hastane yöneticileri hakkında savcılık kanalı ile gereğini yapacağımızı da buradan ilan ediyorum.
Değerli arkadaşlar izah etmeye çalıştığımız problemlerimiz karşısında yöneticilerimizi adaletli olmaya, kanunları ve yönetmelikleri her çalışana eşit bir şekilde uygulamaya davet ediyoruz. Resmi kurumlar kanun, yönetmelik ve genelgeler doğrultusunda yönetilirse ancak o zaman kurumlarda iş barışı hakim olacaktır ve çalışanın yüzü gülecektir.
Sizin bu uygulamalarınız çalışma barışını bozmakta ve hizmet verimliliğini düşürmektedir. Yapılan bu haksızlık personel arasında huzursuzluğa neden olmuştur ve bu huzursuzluk gittikçe artacaktır. Hastaneden istifa ederek canını kurtarma peşinde olan hemşire sayısından, huzursuzluğun hangi safhada olduğu net bir şekilde anlaşılmaktadır.
Peygamber Efendimiz buyurmuşlar ki; "Bir yöneticinin bir saat adaletle hükmetmesi bir senelik ibadetten daha hayırlıdır. Türk Sağlık-sen olarak yalnızca adalet istiyoruz. Bu açıklamamızda, yanlıştan dönülmesi adına son uyarımızdır.
Hala bu haksızlıklarda ısrar edilirse iş bırakma da dahil olmak üzere eylemlerimiz sıradadır. Bu konuda kararlı olduğumuzu bir kez daha hatırlatarak çalışanın hakkını teslim edin diyoruz.”
HAK VE HUKUK ZIVANADAN ÇIKTI