Günümüzde hayat şartlarına şöyle bir bakıyorum da, teknoloji ilerledikçe insanlarda bu gidişata kendini öylesine kaptırmış ki. Her şeyiyle bağımlı hâle gelmişiz. Olmazsa olmazların başında internet ve cep telefonları, bir ihtiyaçtan çok bir yerde bizleri hele de çocuklarımızı, biz büyüklerin yaşadığı çocukluktan apayrı bir yerlere getirmiş.
Şimdiki çocuklar kendilerine tanınan imkânlarıyla, neredeyse her şeyleri var. Bazılarımızın tabiriyle çok şanslı deniliyor. Ama birde düşünün, madalyonun diğer yüzü var.
Eskiye nazaran hastalıklar neden bu kadar artış gösteriyor acaba? Bilinen bir soru, cevap desen hiç şaşmaz?
Çağımızın önde giden kanser hastalığı, ne acıdır ki hayatımızın başlı başına sorunlarından biri. Belki sizler benimle aynı fikirde olmaya bilirsiniz. Lâkin, her düşünce çoğunlukla aynı kapıya çıkıyor. Bilinen bir cevap. Yani demek istediğim şu ki, her ne kadar istemesek de, bu hastalığa biraz da bizler davetiye çıkartmıyor muyuz?
Haksız kazançlar ve rekabetler uğruna insanların sağlığını hiçe sayanlar var ki, yediklerimizle ve de içtiklerimizle hiç düşünmeden sağlığımızla oynuyorlar. Böylesi bir düzenin içinde her şey bol olsa ki ne fayda, hastalık içeren gerçekleri de bol.
Bu kadar rahat ve bilinçsiz bir şekilde, insan hayatıyla oynamaları gerçekten üzücü. Bu kişileri her ne kadar uyarsak da, bir şeyleri anlatmak istesek de, maalesef işlerine gelmeyen gerçekleri kabul edecek cesaret yok onlarda?
Sağlığımızı tehdit eden bir dolu negatiflere beraber yaşıyoruz. Ah, bir bunun gerçekten farkına varabilsek. Aslında farkındayız da işte her nedense, bunu kabul etmekte biraz zorlanıyoruz.
Alışkanlıklarımızdan vazgeçemeyiz, çünkü yaşantımızı onlara göre ayarlamışız. Tüketimde ve kullanımda aşırıya çok kaçıyoruz. Bu da bizi ve çocuklarımızı haliyle olumsuz derecede etkiliyor.
Onlar şu anda bunun bilincinde değiller. Ama ileriye yönelik zamanlarda, bizlerin yaşlarına geldikleri vakit çocukluğun ve gençliğin değerini anlayacaklar. Şu an ki dönemlerinde, büyüklere özenti içinde yaşıyorlar.
İnternet ve cep telefonları onlara çocukluklarına yakışır oyunları unutturmuş bile. Bizlerin dönemlerindeki oyunların, hangi birilerini biliyorlar acaba?
Anne ? baba olarak, çocuklarımızın geleceğe yönelik hayatlarını bilinçli bir şekilde yaşamalarını istiyoruz. Dilerim onlarda bunun bilincinde olur. Çocukluklarının ve gençliklerinin değerini, önemini ve de geçen zamanın ne kadar değerli olduğunun farkına varırlar.
Zaman avucumuzdan kayıp gitmekte? Şöyle bir dönüp kendimize bakalım? Elden giden zamanın maalesef ne tekrarı ne de telafisi yok?
Sağlık açısından iki ayrı konuyu, dönüşümlü olarak ele aldım. Yüreğimden kalemime akan bu sözlerim, umarım bir su gibi yolunu bulur. Duygu ve düşüncelerimi sözel ifadelerle sizlere aktarmaya çalıştım.
Her yaşın ayrı bir güzelliği var. Umut dolu gelecek içinde, gülümseyerek anımsayacağımız günler dileğiyle?