Tarih: 06.03.2025 23:53

FATMA KADIN

Facebook Twitter Linked-in

Kerpiç konağın güzel kızı, Yoksulluğun enkazında Dünya ile tanıştı, Yoksulluğun insanları sarıp sarmaladığı zamanlardı. 
Ağ suvaklı odaların duvarları, çocukluk hayellerini dinliyordu. Oyuncağı olmadı, oyuncak yoktu ki olsun. 
Çocukluğu köyde çalışmakla geçti, sevgi ile baktığı tren katarları, bahçelikler, Zerk çayı, 
Tarhanalıkta süzülen turnalar, serpeneklerde öten güvercinlerin ve serçelerin sesleri, Fatma Güvendir'e doyumsuz güzellikler veriyordu. 

Gelinlik kızdı, anası Fatma'yı kaybettiğinde. Gençti, güzeldi köyde evlenmek isteyen gençler çoktu. Evlenmedi. Dünya'da ikinci Cihan harbinin etkisi geçmemişti, herkes fakirdi zar zor geçim sağlanıyordu. 

Köy işleri her zaman zordu, köylüler sonbaharın sonunda Çukurova'nın Tarsus'una çalışmaya gidiyorlardı rızkları Tarsus'taydı. 
Ne kadar zor iş olursa olsun yapıyorlardı. Fatma'da babası Yusuf'la Tarsus'a gitti.Babası Yusuf dam loğluyor,odun kırıyor, ot biçiyor,
Fatma'da zengin evlerde çocuk bakıyor du. Çamaşırcı, bulaşıkçı, temizlikçiydi. Diğer analarımız,bacılarımız gibi, o zamanlar elektrikli ev aletleri yoktu, Fatma ve diğerleri elektrikli ev aletleri gibiydiler...

Rum (Urumeli) çocukları diyorlardı. Çekmedikleri çile, duymadıkları azar kalmadı, horgörüldüler. Fatma zengin evlerinde hasta bakıcılığı,çocuk bakıcılığı bulaşık, çamaşır, temizlik ne iş varsa yapıyordu. Gençti, güzeldi, kuvvetliydi. 
Kumral saçları ışıl ışıl parlayan yüzüyle güzel bir kızdı. Tarsus'ta da  çok evlenmek isteyenler oldu, onları da kabul etmedi. 

Karın tokluğuna çalıştı, rutubetli odalarda yattı 
Böbreklerinden rahatsız oldu, hastahanelere düştü, tek böbreğini aldılar. 
Zaman ilerledikçe eski çalışkanlığı kalmamıştı ev sahiplerine göre iş kapasitesi düşmüştü Sigortası yoktu,tazminatı yoktu. Servet sahipleri,para soytarıları eline üç, beş lira verip kapıyı gösterdiler. 
Yalnızlığını alıp  yalnızlığını sattığı oda da hüzünlendi, kendi içine gömüldü, ruhunda parçalar kırılmış gibiydi. 

Doğduğu coğrafya da gençken koptu, Çukurova da ihtiyarladı, anılarını yüreğinde topladı, Fatma  kadının hayatında çok şeyler kopup gitmişti. Hayata dair hiç bir beklentisi kalmamıştı. İçindeki sevgi, dışa öfke olarak taşıyordu. Hayat acıtmıştı, Tarsus Gar'ına geldi, istasyondaki akasya ağacına baktı, içinde sevda masalları geçti, akranlarından herkes evlenmiş, yalnız kendisi evlenememişti. 

Sıcak umutlarını, anısını Tarsus'ta bıraktı. Zerk köyüne, Menekşe kokulu dağlarına, narpuz, yemlik, madımak kokan tarlalara, iğde kokan bahçeliklere döndü. Kerpiç evlerin tandır başlarında sac üstü, katmer tatları, köyün büyülü havası Fatma kadını hem sağlıklı hemde mutlu ediyordu. 
Gençliğinde güzel olan Fatma kadın,yaşlılık ve hastalıktan yorgun düşmüştü. Yaşlılık lekeleri yüzündeki kırışıklıklar çizik çizik ti.. 

Ağbisi Hüseyin İzmir'e göçdüğünde boş olan konağa geldi. Sert ve soğuk duvarlarla karşılandı.  Kırık dökük tahta merdivenleri çıkarak kerpiç evin kardan aldığı rutubetli, sıvaları dökülmüş odaya yerleşti, evi tertemiz etti Tarsus'tan getirdiği, kadife yastıkları, etaminleri, kaneviçeleri tahta divana serdi, kendisine ait bir dünya yarattı. Hayatının yoksulluğu,odasında var olan gönül zenginliğiydi.

Fatma kadın evlenmemişti, Zerk'te çok eğlenceli düğünler oluyordu, davul sesi duyduğunda, o tokmak davula değilde, kendisinin sol yanına vuruyordu. Sandığını açtı çehizine baktı, mazi içinde yara gibiydi. Yalnızlığım; Yalnızlığıma arkadaş olacak dedi.

Abisi İbrahim çoktan vefat etmişti, Bacısı Döndü sırdaşı olmuş, sofrasını açmıştı. 
Abisi Hüseyin Zerk'e geldi, Fatma'yı İzmir'e götürmeye ikna etti. Çukurova nın güneyinden, Ege nin batısına gidiyordu, Köydeki konağa asma kilit taktı, döndü köyüne baktı, son defa Karatepeye, Masata,Hüyüge, Çatala baktı. 
Büyük pınardan bir avuç dolusu su içti, komşularıyla vedalaştı. Göz yaşlarını Zerk topraklarına saldı. İçinde sessiz ağıtlar yakarak bindi posta trenine. 

İhtiyarlık hayatın sona yaklaşımıdır, çok ihtiyar degildi ama kendisini öyle hissediyordu. İzmir'de gece konduda sorguladı hayatını,iç geçirdi,abisi Hüseyin,yeğenleri kusursuz davranıyor, hizmetini yapıyorlardı. 

Ömrünü gurbette geçiren Fatma kadın bir başka gurbette vefat etti. Evi, arsası, tarlası olmadı yeğenleri Yamanlar Doğançay mezarlığında 2 metre arsa aldılar, 18 kasım 2002 yılında 64 yaşında aramızdan ayrıldı..

KemaL SARIKARTAL 
"Tahta bavulda"ki öyküler 
19 Ağustos 2021 

Analarımızın, bacılarımızın, eşimizin 
8 mart Dünya emekçi kadınlar gününü kutlarım 
Onlarsız hayat boştur, onlarsız hayatımız zindandır..




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —