Türk Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Muzaffer Karadağ yeni eğitim yılının başlamasıyla birlikte bir basın açıklaması yaparak değerlendirmelerde bulundu. Yeni eğitim yılında da zillerin dert çaldığını kaydeden Karadağ, ?Türk Eğitim Sistemi Nereye Gidiyor?? dedi. Kayadibi İlkokulu?nda öğretmenlerin kullanacağı bir tuvaletin olmadığını vurgulayan Karadağ, ?Tablet dağıtıyoruz ama tuvaletimiz yok? dedi. Karadağ ayrıca her okulda ortalama bin öğrencinin olmasına rağmen birçok okulda henüz hizmetlenin olmadığını ve okulların temizliği, güvenliği ve sağlığının Allah?a emanet olduğunu belirtti.
Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi, Türk Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Muzaffer Karadağ, yeni eğitim döneminin başlamasının akabinde ?Türk Eğitim Sistemi Nereye Gidiyor? konulu bir basın açıklaması yaptı.
Karadağ, ?Yeni bir eğitim-öğretim yılının açılış ve heyecanı ile 2013-2014 eğitim ?öğretim yılına başlamış bulunuyoruz. 20 milyon öğrencimiz ve aileleri 800 bin eğitim çalışanımız yeni bir ümit yeni bir heyecan ile yeni eğitim-öğretim yılına giriyoruz? dedi.
Zillerin dert çaldığını ifade eden Karadağ, Eğitim-öğretim yılının yeni, ancak dertler eski olduğunu ve devam ettiğini belirtti.
Her okulda yaklaşık bin öğrenci olduğunu belirten Türk Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Muzaffer Karadağ, buna karşılık bazı okullarda bir tane bile hizmetlinin olmadığını vurgulayarak, ?Okullarımızın temizliği, güvenliği, sağlığı allah?a emanettir? dedi.
Kayadibi İlkokulu?nda öğretmenlerin ihtiyacını gidereceği tuvaletin dahi olmadığını belirten Karadağ şöyle devam etti:
?Geçen yıl bu sorunu portatif tuvaletlerle çözdüler. Bu yıl onları da iptal etmişler öğrencilerin tuvaletleri de yetersiz durumdadır. Eğitimdeki halimizi en güzel örneği Kayadibi İlkokulundadır. Tablet dağıtıyoruz ama tuvalet yok.
Okullarımızın temizlik, bilişim, kırtasiye, hizmetli, güvenlik çalışanı giderlerini karşılayacak 1 TL bile ödenekleri yoktur.
Bakanların eğitimde sık sık sistem değişiklikleri öğrencilerimizi ve ailelerini, öğretmenlerimizi yormuştur. Sistem değişikliğinden adeta başımız dönmüştür. Öğrencilerimiz ve aileleri her değişen sisteme adepte olmaktan yorulmuş ve usanmışlardır. Çacuklarımız deneme tahtası olmuştur.
Eğitim sistemi bırakın hükümet değişikliğini, her bakan değişikliğinde sil baştan değiştirilmiştir. Eğitimde bir türlü devlet politikası oluşturulup uygulanamamıştır.
4+4+4 sistemiyle uygulamaya konulan birçok karardan (66 aylarda olduğu gibi) vazgeçilmiştir.?
Serbest kıyafet uygulamasıyla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Karadağ, kılık ? kıyafet konusundaki kaosun velilere sorularak halledilmesi noktasına geldiğinib belirtti.
Türk Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Muzaffer Karadağ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Kılık-kıyafet konusundaki kaos velilere sorularak halledilmesine dönüştürülmüştür. Biz başından beri BAŞÖRTÜSÜNE EVET, SERBEST KIYAFETE HAYIR demiştik.
SBS?yi kaldırdık denilmişti. Yılda bir defa uygulanan SBS gitti yerine yılda 2+2 (2 birinci dönem, 2 ikinci dönem) 4 sıvav geldi. ?Dershaneleri kapatıyoruz? denildi, yeni sınav sistemiyle dershane ihtiyacı daha da arttı.
Ortaöğretim (liselerin) Kurumları Yönetmeliği değiştirildi. Milli eğitim müdürlüklerindeki şube müdürü sayısı artırıldı. Yeni görevlendirilen şube müdürleri atamaları liyakat, kariyer, başarı gözetilmeden yapılmıştır.
Geçen hafta tüm Türkiye?de müdürlük atamalarında mülakat rezillikleri yaşanmıştır. Sivas?ta Milli Eğitim Bakanlığının sınavda sonuncu olan malum bir sendika başkanına mülakatta kıyak yapılarak en üst sıraya yükseltilmiştir. Bakanlığın yazılı sınavında başarılı olmalarına rağmen kendileri gibi düşünmeyenlere mülakat puanları çok çok düşük verilmiştir. Mülakatlar Danıştayın 2008/774 nolu kararına rağmen sesli ve görüntülü olarak bilişim araçlarıyla kayıt altına alınmamıştır.
Son 11 yılda eğitim çalışanları yoksullaştırılmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı aldığı bir kararla ilkokul ikinci sınıflara İngilizce dersi koyulmuştur. Adeta okuma yazmayı pekiştirmeden, türkçeyi tam öğrenmeden ingilizce öğretmeye çabalıyoruz. Bu uygulama tam bir çılgınlıktır. Dünyada örneği yoktur.sadece müstemleke ülkelerinde uygulanan bir durumdur. İşgal edilen (Hindistan, Cezayir vb) ülkelerde uygulamadır. Türkiye bir müstemleke ülkesi değildir. Japonya?da, Kore?de İtalya?da, Fransa?da, Almanya?da, İspanya?da böyle bir uygulama yoktur. Hiçbir millet kendi dilini tam öğretmeden başka bir dili, yabancı dili öğretmeye kalkışmaz. Bunun teknik olarak ta uygulanması da mümkün değildir. Çünkü ikinci sınıftaki öğrenciler düz yazıyı bilmiyorlar, İngilizce dersine girecek branş öğretmenleri de bitişik eğik yazıyı bilmemektedirler.
Bu uygulama devam ederse okuma ?yazmayı pekiştirmemiş, kendi dilimiz Türkçeyi tam öğrenmemiş ikinci sınıfta okuyan minnacık yavrularımız sadece aşağılık kompleksi ve İngiliz hayranlığı, İngiliz kültürüyle bezenmiş nesiller olacaktır. Böyle yanlış uygulamayla yabancı dil öğretilmez. Önce küçük yavrucaklarımıza kendi dilimiz Türkçeyi tam öğretmeliyiz. Yabancı dil öğretimindeki başarısızlıklarımız doğru ama çözümü bu değildir.
İngilizcenin bilim dili olması tamamen safsatadır. İngilizce eğitim yapılması bir intihardır. Öğrenciler bir konuyu dinlerken duyduğu kelime sıfat mı, edat mı, zamir mi diye düşünürken konu geçer ve konuyu tam öğrenemez. Bu yüzden çok başarılı mühendis, doktor? yetiştiremiyoruz. 30-50 li yıllarda üniversitelerde Türkçe eğitim yapılırken yetiştirdiğimiz dünya çapında bilim adamı bugünkünden çok daha fazladır. Bugün ise sadece tarzanca İngilizcesi konuşan İngiliz hayranı nesiller yetişiyor.
Eğitim, Sağlık, Savunma, Ekonomi Milli Olmalıdır Ve Eğitimde Sağlıkta, Savunmada, Ekonomide Devlet Politikaları Uygulanmalıdır. Hükümet Değişiklikleri, Bakan Değişikliklerinde Sistem Değiştirilmemelidir. Siyasetçiler Eğitimden Elini Çekmelidir.