EĞİTİMDE ÖĞRETMEN SORUNU

EĞİTİMDE ÖĞRETMEN SORUNU

EĞİTİMDE ÖĞRETMEN SORUNU

Sivas?ın eğitimde iyi yerlerde olmadığını hepimiz biliyoruz. Sadece sınavlardaki başarısızlığı söylemiyorum. Genel anlamda davranış ve zihniyet değişimindeki hantallıkta, ayan beyan bu şehrin tepeden tırnağa bir eğitim atağına girmesi gerektiğini göstermektedir.

**

Sivas?ı eğitimde üst seviyeye çıkaracak olan öğretmenlerin, heyecanlarının bittiği hatta var olan enerjilerini de başka alanlarda heder ettikleri ortada. Günlük siyaset ve futbol, adeta çılgınlık oranında. Akşamki haberler, gün boyu tekrar edilmete.

Öğretmenler, kendi alanları ile ilgili haftada veya ayda bir kitap okumadıkları gibi, diğer konularda da zinhar kitaba el sürmemekteler.

Kitap okunmadığı gibi okurmuş gibi yapıp, her konunun uzmanı gibi davranılıp dünyaya nizam veri lmekte.Öğretmenlerin yüzde doksanına yakını, kitaplarla ünsiyet içinde maalesef değiller. Kitaptan, okumadan, yazmadan uzak bir camianın yenilik adına bir şey söylemesi mümkün mü?

Kendini yeni bilgi, teknoloji, öykü, roman ve analiz kitapları ile donatmayan öğretmenlerin, çocuklara vereceği ne vardır?

Bir diğer önemli husus da, yıllardır aynı okullarda öğretmenlerin görev yapıyor olması. Bir okulda bir öğretmen 10 yıl hatta 15 yıl görev yapmakta. Allah aşkına hangi medeni toplumda böyle bir garabet söz konusu. Aynı okulda yıllardır değişmeyen kadrolar, yeniliğe de mesafeli durmaktalar.

Aynı bölge içerisinde 5 yılda bir rotasyon şarttır. Aynı okulda 5 yıl görev yapan öğretmenlerin, görev yerleri mutlaka değiştirilmeli.

Yıllardır aynı okulda görev yapan eğitimciler, okulları evleri gibi sahiplenip, rutini devam ettirme ötesine maalesef geçememekteler.

Alan dışından öğretmenliğe atananların da, belli sorunları hala aşamadıkları ortada. Başka alandan gelip, canla başla kendini yetiştirenlere elbette sözüm yok. Lakin kendini yetiştirmeyip, mezun olduğu okulun teknik anlayışını eğitimde mukim kılma gibi bir yanlış maalesef hala devam etmektedir.

Öğrenciler adeta ?test matike? çevrilmekte. Okullarda kamp kuran kitapçıların getirdiği test kitapları ve yaprak testler, eğitimin önüne geçirilmekte ve öğrencilerin kişilikleri şıklar ile berhava edilmekte.

Düşünebiliyor musunuz, daha çocuklar hayatın renkli yanını tam öğrenmeden, sezmeden test kitabı ve yaprak test hoyratlığına sokuluyor.

Okumayı söker sökmez, veliler ve eğitimin derinliğine nüfuz edemeyen bir takım eğitimciler, çocukların ellerine yaprak test tutuşturmaya devam ediyorlar. Daha birinci sınıftan itibaren anlamsız bir yarış ve telaş içinde, bu yaşta yorgunluğa bitkinliğe dâhil ediyorlar.

Bu bir akıl tutulmasıdır sevgili okurlar. Daha çocukların, zihinleri yeni yeni gelişip, güzellikleri içselleştirecekleri bir zamanda, ellerine tutuşturulan sınavı kitapçıkları ve yaprak testler, onların bütün yeteneklerini sınırlandırmaktadır. Bu taptaze beyinleri, şıkların içine hapsetmekten ve kesin doğru ve kesin yanlışı bulmalarını istemekten daha kötü ve kolaycı ne olabilir? Hayat hep şıklardan ibaret değildir. Belki bir dördüncü şık varsa? Kesin doğru ve kesin yanlış, olmayan bir şıkkın içerisindeyse?

Peki nasıl aşılmalı, eğitimde yaşanan bu garabet? Veya Sivas Milli Eğitim Müdürlüğü ne yapmalı bu konuda?

Maalesef Sivas Milli Eğitim Müdürlüğü bu konularda geniş çaplı bir analiz içerisinde değil. Oysa 2005 programı çok güzel. Araştırmayı ve sorgulamayı öne alıyor. Yapılandırıcı bir anlayışla yorum gücüne ağırlık veriyor.

Sivas?ta ise hala atmışlı, yetmişli yılların eski eğitim anlayışı moda. Test ver kenara çekil. Deneme sınavına, öğrenciler at yarışı gibi hazırla, sonuçlarla avun. Sanki çocuklar daha birinci sınıfta, LYS ye gireceklermiş gibi telaşa sokuluyorlar.

Dünyanın neresinde böyle bir metot var Allah aşkına?.. Hatta birçok eğitimci, sanat dersleri olan resim, müzikte bile matematik, Türkçe yapmaktadırlar.

Velilere de bakın biz müzik resimde bile test yapıyoruz diyorlar. Velilerde gururla, bizim çocuğun öğretmeni müzik ve resimde bile matematik sorusu çözdürüyor diye anlatıyor.

Bu tam bir skandal. Çocukların zerafet yerine, kabalığa sürüklenmesi demek.

Bilmiyorlar ki çocuğun kişiliğini pasifize ediyorlar. Bundan ötürü, kendini sanatsal olarak ifade edemeyen çocuklar da, ilerde toplum dışı davranışlara meylediyorlar.

Sonrada ardı arkası gelmez sıkıntılar. Rehberlikler, pisikiyatristler, karakollar, boşanmalar, kabalıklar, hoyratlıklar ve mahvolan nice hayatlar?



Anahtar Kelimeler: 0