Tarih: 05.12.2013 09:26

EĞİTİM SİZİN HESAP TAHTANIZ MI?

Facebook Twitter Linked-in

Türk Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Nuri Eryıldız dün düzenlediği basın toplantısında ülke gündeminde tartışılmaya devam eden Dershane sorununa değindi. Kimilerinin dershanelerin kapatılmasını savunurken kimilerinin de kapatılmamasını savunduğunu belirten Eryıldız, “Eğitim bir hesaplaşma alanı değildir ve asla hesaplaşma alanı olmamalıdır” dedi.

 

MHP’den Zara Belediye Başkanlığı’na adaylığını açıklayan Muzaffer Karadağ’ın ardından Türk Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanlığı görevine gelen Nuri Eryıldız son dönemde ülke gündeminde tartışmalara neden olan Dershaneler konusunda bir basın toplantısı düzenledi.

Dershanelerin kapatılması ile ilgili son günlerde ülke gündemini meşgul eden çok yoğun bir tartışma yaşandığını kaydeden Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Eryıldız, “Birileri dershanelerin mutlaka kapatılması gerektiğini ve kapatılacağını savunurken, diğer bir gurup dershanelerin kapatılmaması gerektiği görüşünü savunmaktadır” dedi.

Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı her fırsatta dershanelerin mutlaka kapatılacağını ve bu karardan dönülmeyeceğinin ifade edildiğini kaydeden Eryılmaz şöyle devam etti:

“Dershaneler konusu bu şekilde ben yaptım oldu mantığı ile çözülebilecek bir konu değildir. Eğitimle ilgili konularda kararlar alınırken konunun taraflarına sorulmalı, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, öğretmen, öğrenci ve velilerin mutlaka görüşleri alınmalıdır.

Eğitimde bizi dershaneye götüren süreç bir günde ya da bir yılda başlamamıştır. Eğitim sisteminde uygulanan sınav sistemi ile veli ve öğrenciler adeta dershanesiz bir eğitim olmayacağı noktasına getirilmiştir.

Dershaneler yaygın bir hale gelirken okulların adeta önemsiz kurumlar olduğu izlenimi oluşturulmuş, okullarımız ve okullarımızda görev yapan öğretmenlerimiz itibarsızlaştırılmıştır.”

“Temel eğitimden ortaöğretime, ortaöğretimden üniversiteye geçişte uygulanan sınav sis-teminde gerekli düzenlemelerin yapılması ve bunun bir sürece yayılması ile dershanelere duyulan ihtiyaç kendiliğinden ortadan kalkacaktır” diyen Türk Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Nuri Eryıldız açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Eğitim devlet politikası olması ve iktidardan iktidara sil baştan değişmemesi gereken bir sistemdir. Halbuki son yıllarda bırakın iktidardan iktidara değişmeyi aynı iktidarın her bakanına göre değişen bir eğitim sistemi uygulanmaktadır.

Günübirlik kararlarla ve ben yaptım oldu mantığı ile eğitim - öğretim işleri asla yürütülemez.

Dershaneleri mutlaka kapatacağız diyen hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığının bu kararını ve kapatmaya karşılık düşünülen çözümleri birkaç noktadan değerlendirmek istiyorum.

Dershaneleri kapatıp özel okullara dönüştüreceğinizi söylüyorsunuz. Özel okullara öğrenci garantisi veriyorsunuz.

Biz de şu soruları soruyoruz:

Dershanelerin kapatılması farklı ortamlarda özel ders verme gibi bir sonucu ortaya çıkarmayacak mıdır?

Mevcut özel okulların doluluk oranının yaklaşık % 40 olduğu bir durumda yeni açılacak binlerce özel okula öğrenciyi nereden bulacaksınız?

Çocuğunu özel okula gönderen veliye 1 500 lira destek verileceğini söylüyorsunuz. Özel okul fiyatlarının yaklaşık 10 000- 15 000 liradan başladığını göz önüne aldığımızda sabit ve dar gelirli vatandaşlarımız 1 500 liranın üzerindeki miktarı nasıl ödeyeceklerdir?

Devlet okulları, özellikle temel eğitim kurumları ödeneksiz ve kısıtlı imkânlarla eğitim- öğretim yapmaya çalışırken bu yardımı neden devlet okullarına yapmayı düşünmüyorsunuz?

Bu uygulama ile eğitimde özelleşmeyi daha da hızlandırıp sosyal devletin asli görevi olan eğitimi tamamen özelleştirmeyi mi düşünüyorsunuz?

Dershanelerde çalışan yaklaşık 55.000 öğretmenin işsiz kalması konusunda; bunlardan dershanelerde beş yıl çalışmış olanları yapacağınız mülakatla devlet kadrolarına alacağınızı söylüyorsunuz.

Biz de size şunları soruyoruz:

KPSS sınavı ile atama bekleyen yaklaşık 310 000 öğretmen adayı varken böyle bir uygulamayı hangi adalet anlayışı ile izah ediyorsunuz?

Burada yapacağınız mülakatta kriterleriniz ne olacaktır?

Bu mülakat sonucunda ya da çalışma süresinden dolayı devlet kadrosuna alınmayan on binlerce dershane öğretmeni için çözümünüz nedir?

Dershanelerin mutlaka kapatılacağını ve ortaya çıkacak zararın gerekirse ödeneceğini söylüyorsunuz.

Kapatma kararına karşı gerek iç hukukta gerekse AİHM de iptal kararları çıkar ve büyük miktarlar içeren tazminat davaları kazanılırsa ne yapacaksınız?

Burada sadece birkaç noktadan değerlendirdiğimiz dershaneler konusu inatlaşma ve ani kararlarla çözülebilecek bir konu değildir.

Geldiğimiz noktada bakanlık 03.12.2013 tarihinde yani dün Özel Dershaneler Birliği ile yaptığı görüşmeler sonucunda ocak ayından itibaren dershanelere bir yıl daha kayıtların alınacağını ilan etmiştir. Aralık ayında hazırlanacak tasarının ocak ayında görüşüleceği açıklanmıştır. Anlaşılıyor ki bakanlık her zaman yaptığı gibi uygulamanın adını ve sonucunu ilan etmiş içini sonradan dolduracağını belirtmiştir. Uygulamanın içeriği konusunda tam bir belirsizlik mevcuttur.

Unutulmamalıdır ki eğitim isteminde yapılacak her uygulama toplumun sadece bugününü değil yarınlarını da etkileyecektir. Buradan konunun bütün taraflarına sesleniyoruz:

Eğitim bir hesaplaşma alanı değildir ve asla hesaplaşma alanı olmamalıdır.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —