“Dün dündür…”

“Dün dündür…”

Her akşam ana haber bültenlerinde izlediğimiz tahammülsüzlük ve bu kavga ortamı; market raflarında haftalık değişen etiket fiyatlarına yetişemememiz ve bireysel olarak gittikçe fakirleştiğimiz gerçeğinin toplumsal yansımalarıdır…

“Tükenmişlik Sendromu; tıbbi olarak kabul gören bir tanı değildir. Psikolog Herbert Freudenberger tarafından 70’lerde ortaya atılan tükenmişlik sendromu kavramı, bireyde ağır fiziksel, zihinsel ve duygusal yorgunluğa yol açan şiddetli bir stres durumunu tanımlar.” 

Farkında mısınız bilmem, koca bir şehir Tükenmişlik Sendromu sarmalı içerisinde yuvarlanıp duruyoruz…

Sanki öğütlemişsin gibi her dönem belirli birileri, bir grup, bir kitle olduğu gibi bu dönemde ağırlıklı olarak Kangal’lı hemşerilerimizi görüyoruz Sivas siyaset arenasında, maşallah her partide vekilleri ve vekil adayları var, e ben şimdi hangi cebime koyayım? Mührü kime basarsam basayım Kangal’a gidecek.

Elbette ki bu utanılacak bir durum değil mesela ben Yıldızeli’liyim bundan da gurur duyarım her zaman, tıpkı onlarında memleketlerinden gurur duyduğu gibi. Burada ben bizim hemşerilerimizin bu arenadan uzak olmasına, lobi faaliyetlerini yürütememelerine sitem etmekteyim. Bir zamanlar Elbeyliler’di, Zara’lılar dı, şimdilerde de Kangal’lı olmak popüler.

Hep bir kısır döngü, dağıtılan paylaşılan koltuklara bakın, ya memleketçilik, ya dernekçilik, ya vakıfçılık ön plana çıkmakta, kitle halinde, siyasi parti fark etmeksizin hep bir yerlerin birilerinin adamları... Vekillik onlarda, müdürlük onlarda, idareci ve yöneticilik onlarda, maşallah Allah nazarlardan saklasın… Sonra mangalda kül bırakmazlar; “işi ehline vermek lazım” cümlesi ağızlarından düşmez… 

Geçen yıllarda yine seçim öncesi kaleme aldığım bir yazıdan bir paragraf paylaşmak istiyorum, izniniz olursa;  “… tabanda yer alıp ta, akşam Türkeş’ci yatıp sabah Muhsin’ci olanlar, ya da Erbakan’cı olup şimdi Tayyib’in peşinde koşanlar, oradan ayrılıp Numan’a sarılanlar, Ecevit’ti, İnönü idi derken Dsp ve Chp’de gidip gelenler, Mhp’li olup Demokrat kesilenler, Anap’ın arı’sından inip, Liberal yunus’a binenler… Sabah kahvaltıyı A’da yapıp, öğlen yemeğini B’de yiyenler, protokolde C ile görüntü verenler, akşam çayına bize de beklerim… Bir gecede ne değişiyor bana söyler misiniz.” işte bu yüzden siyaset bana her daim uzak olmuştur… 

Sivas’ta durumun, 3 – 1 – 1 olarak devam edeceğini pek düşünmüyorum, 2 – 2 – 1’mi yoksa 2 – 1 – 1 – 1’mi olacak bekleyip göreceğiz ancak bir kez daha hatırlatmakta fayda var, rahmetli Demirel’in “dün dündür, bugün bugündür”, “siyasette 24 saat çok uzun bir süre” gibi veciz sözleri vardı; yapılan onca anketin, araştırmanın, yoklamanın v.s. 24 saatte çöp olma ihtimali olduğunu unutmayarak, 5 – 0 seçeneğini de es geçmemek lazım.

Tabi birde memuriyetten istifa edip vekil aday adayı olanlar var ki, seçim sonrası her birini nerelerde göreceğiz, not alalım isimleri, takipte kalalım. Bal tutan parmağını yalıyor…

Bu defa bir değişiklik yapacağım, siyasi düşüncemi bir kenara bırakıp, gerçekten Sivas’a hizmet edeceğine inandığım kim varsa, siyasi partisine bakmaksızın ona rey vereceğim. Gerçi yine genel başkanların belirlediği isim olacak ama elden ne gelir.

Uzuuuuuun bir zaman sonra belki de yaşanan en olumlu gelişme Hızlı Tren seferlerinin ve Samsun – Sivas hattının yeniden hizmete başlayacak olması. Mayıs ayı sonuna kadarda ücretsiz olacak tren seferleri ile bir çay içmeye Ankara’ya gider geliriz değil mi?

Ha birde meydanlara inen sayın adaylarımızdan bir ricam olacak, lütfen insanları kutuplaştırıcı ayrıştırıcı söylemlerle birbirine kin duyar hale getirmeyin, birleştirici kucaklayıcı olun… Memleket küçük, yarın bir gün cenazede, düğünde, bayramda yüz yüze geleceğiz bu insanlarla…

Görüşmek üzere, sağlıcakla kalın…

 

o_karahan@hotmail.com



Anahtar Kelimeler: dündür…”