Tarih: 25.02.2013 20:28

DERSHANELER KAPANIR MI?

Facebook Twitter Linked-in

DershanelerBaşbakan Erdoğan dershanelerin ?kapatılması? yönünde bir irade ortaya koymuş ve yönde çalışılması talimatını vermiştir.

in Ülkemizde Durumu

1-      Ülkemizde 3 bin civarında dershane var

2-      Öğrencilerin Yüzde 12?si dershaneye gidiyor.

3-      Yaklaşık 10 Milyar TL lik bütçeleri var.( Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi 42 milyar TL)

4-      70 bin öğretmen çalışıyor.

5-      Dershanelerin yaklaşık 700 kadarı hemen okula dönüştürülebilecek durumda.

6-      Sivas`ta da 35 civarında dershane var.Son durum bu.

Başbakan Erdoğan dershanelerin ?kapatılması? yönünde bir irade ortaya koymuş ve yönde çalışılması talimatını vermiştir.

Bunun o kadar da kolay bir işlem olmadığı anlaşışlınca da genel başkan yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN?E görev vermiş ve bir rapor hazırlanmasını istemişti.

Mehmet Ali şahin?de önceki gün raporunu hazırladı ve Başbakan Erdoğan?a sundu. Başbakan Erdoğan, Milli, Eğitim Bakanı Nabi AVCI ve Mehmet Ali Şahin Başbakanlık Konutunda bir araya gelmiş ve durumu değerlendirmişlerdir.

Raporun içeriğinde ülkede 3 bin civarında dershane olduğu ve öğrencilerin yüzde 12? sinin dershaneye gittiği ifade edildi.3 bin dershaneden 700?ü özel okula dönüştürülebilecek durumda olduğu dile getirildi.

Başbakan Erdoğan?da çalışmanın daha ayrıntılı hazırlanması ve farklı verilerin de değerlendirilmesini istendi. O çalışma tamamlandıktan sonra Başbakan Erdoğan kurmaylarıyla yeniden bir araya gelecek.

Şu anda bir karar çıkmadı yani. İşin siyasi tarafı da olmakla birlikte(Cemaat-Siyaset ilişkisi gibi) biz daha çok eğitim yönüyle konuya bakacağız.

Dershaneler eğitim sistemi içerisinde çok önemli bir problemin görünen yüzüdür. Yukarıda da değindiğimiz gibi sebep değil sonuçtur.

Nasıl sağlıktaki özel muayenehaneler bir problemdi ve aynen dershanelerde olduğu gibi sonuçtu. Dershanelerde aynı şeklide problemdir ve problemin görünen yüzüdür. Hastanın  hastaneden hizmet alamadığı için muayenehaneye gitmek zorunda kalması gibi .

Şimdi konunun ayrıntısın ianelim.

Öğrenci neden dershaneye gidiyor? Ortaokulu bitiren öğrenci iyi bir lisede okumak için liseyi bitiren öğrencide iyi bir üniversite kazanmak ve iyi bir meslek sahibi olmak için dersaneye gidiyor.

Ortaokuldan ( 8.sınıf) sonra SBS (Seviye Belirleme Sınavı) yapılıyor ve öğrenciler, Fen Lisesi, Anadolu Lisesi gibi liselere bu sınavla girebiliyorlar.Her lisenin Anadolu lisesi olmasıyla da bu özellik fiilen ortadan kalkmış durumdadır zaten. Yani 8.sınıf sonunda yapılan SBS sınavı fen liseleri dışında işlevini kaybetmiş gibi görünüyor.

Eğer öğrenciler hiç dershaneye gitmeseler ve aynı sınavlara katılsalar öğrencilerin yüzde 90`ı yine aynı öğrenciler aynı okulları kazanırlar mı?

Büyük oranda kazanırlar.

Olayın başka bir yönü de, neden liseleri farklı yapılara dönüştürdük ve sınav yapıyoruz?

Yapıyoruz çünkü öğrencilerimizin daha iyi yetişmesini istiyoruz. Peki, öğrencileri ayırmasak ta daha önceki gibi her okulda her yetenekte öğrenci bulunsa olmaz mı? Olabilir fakat öğrencilerin yönlendirilmesi çok  anormal bir durum değil ancak  tek değişkene dayalı ve merkezi olarak yapılan  bu çeşit yönlendirme sağlıklı bir yönlendirme değil.

Yönlendirme bireyin yeteneklerini ortaya çıkaracak şekilde olmalı. Her bireyin yetenekleri olduğu ve bu yetenekleri geliştirmek gerektiği hareket noktası olmalıdır.

Bizim sistemimiz başarısızlığı ölçmektedir ne yazık ki. Tek değişkene dayalı ve merkezi eleme  usulüne dayanmaktadır ve öğrencileri sadece akademik  yönleriyle değerlendirip işine yaramayanı sistemin dışına itmektedir.

Sınırlı sayıdaki seçkin okul öğrencisini belirlemekte ve geriye kalan öğrenciler başarısız sayılmaktadır. Böyle bir sistem sağlıklı bir sistem olamaz.

Sivas özelinde bakacak olursak Sivas il genelinde 8.sınıfta yaklaşık 10 bin öğrenci bulunmaktadır. Sivas Fen Lisesi 104,Öğretmen Lisesi de 180 öğrenci almaktadır. Bunların dışında kalan kontenjan yaklaşık 4500 öğrencidir.

Sivas?taki 8. Sınıfta okuyan 10 bin öğrencinin yarısı sınavla öğrenci alan okullara gitmektedir. Lise eğitimi zorunlu için kalan 5 bin öğrencide genel liselere ve meslek liselerine ve imam-Hatip liselerine gitmektedir.

Kayda değer olan ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdikleri okul ise 104 kontenjanlı Fen Lisesi ve bu okulu kazanamayan öğrencilerin o da olabilir diye istemeyerek öğretmen lisesine gitmekte onun dışında kalan okulların ise birbirlerinden pek farkı bulunmamaktadır.

O halde neden öğrencilerimizi bu kadar sıkıntıya sokuyoruz ve ilkokul 2.sınıftan başlayan test macerasının içerisine atıyoruz.

Okuyan 10 bin öğrencinin yarısı olan 5 bin öğrenciyi mutlu etmiş olsak bile kalan 5 bin öğrenciyi mutsuz etmiş olmuyor muyuz?

SBS sınavını kazandığını ve başarılı olduğunu düşündüğümüz öğrencilerde öğrenim ve meslek hayatlarının geri kalan kısmını planlamış ta olmuyorlar.

Öğrenciler lise eğitiminde de yoğun bir kafa karışıklığı yaşıyorlar. SBS sınavsız öğrenci alan liselere giren öğrenciler üniversiteyle ilgili bir hayal kurmakta zorlanırlarken kazanarak bir okula giren öğrencilerde rahat bir nefes alamıyorlar ve gelecekle ilgili kaygılar yaşıyorlar. Her ne kadar SBS sınavıyla yerleşmiş bile olsalar meslek lisesine devam eden öğrenciler üniversiteyle ilgili hayal kurmakta zorlanıyorlar.

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi nispeten rahat olan okullar olan Fen liseleri, sosyal bilimler Liseleri de gelecekle ilgili sağlıklı bir yönlendirme içerisinde bulunmuyorlar. Fen lisesinde okuyan öğrenciler etenekleri ve ilgisi olsun olmasın tıp fakültesi hedefinin çevresinde kümeleniyorlar.

Şu halde konuşulması gereken SBS gibi merkezi sınavın dışında yeteneğe dayalı bir yönlendirme yapılabilir mi? Elbette yapılabilir ve bundan sonraki süreçte konuşulması gereken odur.

Üniversite sınavı üzerinde fazla durmadığımızın farkındayım. Üniversite sınavında şu an için merkezi sınavın dışında bir alternatif görünmüyor. Üniversite sınavında kazanmanın kolay olduğu ve okumanın nisbeten zor olduğu bir yapı getirilebilir ki batıda olan da budur.

Herkesin üniversite de okuyabilieceği ancak üniversite okumanın bir meslek için yeterli olamdığı bilinmelidir.Ancak üniversite sınavı içinde bilgiden çok yeteneğin öne çıkarılması  gereği ortadadır. Öğrencilerin turuva atı gibi koşturulduğu ve eğitimden çok öğretimin öne çıktığı bir yapı istenen bir yapı değildir.

Peki ama dersheneler kısa sürede kapana bilir mi? Böyle bir irade hiç bu kadra ortaya çıkmmaıştı ama alt yapısı şu an için hazır görünmüyor.  Peki, ama yeteneğe dayalı bir yapı kurulamazama yapı kurıTam da gelmek istediğimiz yer burası. Yapılması gereken de bu.

Öğrenciler merkezi sınavlara sokulmadan Avrupa?da özellikle Almanya?da olduğu gibi okul içersinde derslerde yönlendirilmelidir.Bu yapı kurulana kadar dershanelerin kapanması zor görünüyor.

Başbakan Erdoğan?ın dershenlerle ilgili yaptırdığı çalışmanın raporunun değerlendirmesi de bunu ortaya çıkarmıştır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —