DENGE'DE KALMAK

DENGE

Sevgili dostlar, bu yazımda bir eğitimci olarak çok önemsediğim bir konu hakkında görüş ve deneyimlerimi paylaşmak istedim.
Bu çok hassas ve yanlış anlaşılabilir bir konu olduğu için fazla detaya girmeden, hazır tatilede iken çocuklarınız  veya sizin korumanız altında bir çocuk varsa, biraz dikkatinizi çekmek isterim.

Elbette çocuklar veya torunlar çok kıymetli, hepimiz onların en iyi şekilde yetiştirilmesi için özen gösteriyoruz, ancak bazen duygusal davranmak da mümkün.
Tehditler veya ilerde biz öğretmenleri yada sizi ve çocukları üzecek pekiştirici davranışlar ve kişilik bozukluğu olarak ortaya çıkabilecek sorunlara birlikte göz atalım.

Bu sorunlar  çocukların, sizden veya ilerde öğretmenlerden, idarecilerden, eşinden, eşinin ailesinden, amirlerinden dolayı 
karşılaşabileceği  zorluklar olabilir. Kendisi de sorun olabilir, etrafı için bir tehdit unsuru veya mutsuz bir birey olması da mümkün olabilir.
Eski yıllarda çok böyle sorunlar yokken son yıllarda giderek artan oranda gözlemlerimiz de bizi üzmektedir.
Çocukların her istediğini yapmak 
Aşırı kontrolcü  ebeveyn ve üzerlerinde baskı kurmak, tüm emirlere itaat etmesini istemek 
Korkutmak ve sindirmek 
Tek başına hiç iş yaptırmadan, özgüvenini yok etmek
Kendine olan öz saygısını yok etmek 
Çocuğun tek görevi ders çalışmak ve başarılı olmak inancını empoze etmek 
Zorla bazı kuralları uygulamak, onun da bir birey olduğunu unutmak 
Hiç bir konuda fikrini almamak… ( En azından kendi yaşamı ile ilgili konularda )
Aşırı sevgi gösterisinde bulunmak 
Örneğin;  Paşam, prensesim, kuzum, sınıfın en yakışıklısı vs.
Her cümlenin başına anneciğim , babacığım, aşkım, teyzem, dedem gibi kavram kargaşasına neden olabilecek ekler getirmek.
Her yaptığı davranışı büyük tezahürat ile karşılamak, alkış ile  bol bol ödüllendirmek 
- Aç ağzını 
- Aa yedi, aferin ! alkış
Bak nenesi nasıl da oyuncaklarını topladı 
Alkış
Çocuk alkışa alıştı şimdi asıl mesele bu, sıradan ve yapması gereken günlük işler alkışla karşılandı paşamızın… Topluma karıştı, okula başladı alkış yok, ne yapacak çocuk, bir şekilde o alıştığı alkışı alması gerekiyor, işte sorun burada, dikkat çekmek ve ruhunu doyurmak için her türlü yolu deneyecek, aklımıza gelebilecek her yol olabilir, kendini kötü hissediyor olacak ve sonuç hırçın, saldırgan ve uyumsuz ve öfkeli çocuklara doğru uzanacak yol, yazık olacak tabii ki …
Bizler istemediğimiz halde çocuklarımızın kendini beğenmiş, ukala, egoist, hatta narsist olmasına neden olabiliriz.

Tam tersi sevgisiz, anlayışsız, hoşgörüsüz aileler de sorun ve sonuçlar üzücü.
Bu kezde ezik, pısırık ve özgüvensiz çocuklar, toplumda değersizlik duygusu, utangaçlık ve daima ezilen tarafı temsil edecekler.
Hatta herşeyi koşulsuz kabul eden, kullanılan, eşine ve eşinin ailesine her koşulda itaat edebilen bireyler olacaklar.
O zaman  çözüm belli…

Lütfen DENGE’de kalın, bu çok önemli 
Lütfen yardım alın
Çok iyi gözlem yapın ve davranış değişikliği gördüğünüz anda ciddiye alın.( Turnak yeme, gece altını ıslatma, saç dökülmesi, kekeleme, dikkat dağınıklığı )
Takip edin ama bunu çocuğa belli etmeyin 
Ona her konuda örnek olun lütfen.
Küçük masum cezalar, ödül kadar gereklidir.

Bir diğer konu ise çocuğunuz ruhsal, bedensel açıdan çok sağlıklı büyüdü ancak az önce belirttiğimiz insanlar ile illaki karşılacak
yaşamı boyunca, onun içinde hazırlıklı olunması gerekir.
Bu konuda onu zamanı gelince, korkutmadan yalın cümleler ile uyarın ve çocuk bu insanlardan zarar görmeden uzak tutun.
Sizle de okulda olanları gözlemleyin lütfen 
Eğer narsist bir öğretmen ve idareci varsa çok çok dikkat etmelisiniz, onları tanımanız zaman alabilir. Çocuk travma yaşayabilir. Bazen siz bile anlamaya bilirsiniz, hatta kendi bile farkında olmayabilir, acıma duygusu yok ise, eleştiriye kapalı ve empati yeteneği gelişmemiş, sürekli sizi ve çocuğu manipüle etmekte, kusursuz ve her zaman haklı ise…DİKKAT ! Kendini ele vermiştir.

Çocuk eğitimi ne para ile ne miras ile ölçülemeyecek kadar önemli ve değerlidir.
Zaman ayıracak kadar  da gereklidir.
Çocuğun yeteneği yok ama ben onun piyanist olmasını istiyorum 
Ben olamadım o doktor olsun 
Okul birincisi olsun, beni mutlu etsin
Akranlari ile kıyaslama 
Toplum içinde onurunu kırmak, alay etmek, rencide etmek…Onun yerine kararlar almak…

Sizin çocuğunuzun önce beden ve ruh sağlığı yerinde olsun, sonra da başarılı olsun ve iyi bir vatandaş olsun, kimseye zarar vermesin, öfkesini kontrol edebilsin, namuslu, dürüst ve ahlaklı olsun…
Onurlu ve cesur olsun, büyüklerine, hasta ve engellilere, yaşlılara, hayvanlara, doğaya ve karşı cinse her zaman önce  insan olduğunu hatırlayarak davransın…Manevi ve evrensel değerleri sizden öğrensin, emeği ve ekmeğı kutsal bilsin.
Kendini korurken karşı tarafı da korusun
Her düştüğünde tekrar güçlenerek ayağa kalkabilsin.
Haddini bilsin…

Bir eğitimci olarak dilim döndüğünce tecrübelerimi paylaştım, verdiğim eğitimlerden örnekler özetledim, yorumlarda beni düzeltmek isterseniz, her konuda görüş alışverişinde bulunmak isterim…Bir pedagog veya psikolog, eğitim danışmanından, rehber öğretmeninden yardım alabilirsiniz, amaç belli.
Bu ülke ve bu genç evlatlar hepimizin ve biz bu ülkenin öğretmenleri olarak onlar için  en iyisini yapmak zorundayız …

Sevgiler ve kolaylıklar diliyorum tüm ebeveynlere… Büyük anne ve babalar bırakın istedikleri kadar torunlarını şımartsınlar, bize hiç olumsuz yansımadı  bu, tam tersi ruh sağlığı açısından faydasını bile görüyoruz…

Çok doğru bulduğum Halil Cibran’dan bir alıntı ekliyorum, umarım aynı düşüncede oluruz sizlerle…

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhları yarındadır.
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.



Anahtar Kelimeler: DENGE' KALMAK