2016-2024 yılları arasında Sivas Cumhuriyet Üniversitesinin kurumsal yapısını ve personelin çalışma barışını olumsuz yönde etkileyen Rektör Alim Yıldız yönetiminin sonuna geldik. Yeni dönemde bir enkaz devralmış olan Rektör Prof. Dr. Ahmet ŞENGÖNÜL hocamıza başarılar dilerken, eski yönetime verdikleri zararın hesabını soracağımız hukuki süreçte başlamış bulunuyor. Bu sebeple bundan sonraki yazılarımızı burada, “Biz Daha Yeni Başlıyoruz” köşemizde siz değerli okuyucularımızla buluşturacağız.
Değerli Okuyucularımız, bugün ki köşemizde Rektör Alim Yıldız dönemindeki usulsüz ihalelerin daha iyi anlaşılması adına Alim Yıldız dönemi ihaleleri ile Sivas Belediyesinin yapmış olduğu bir güncel ihaleyi karşılaştıracağız.
03 Eylül 2024 tarihinde Sivas Belediyesi encümen kararı ile kiralanması düşünülen Sivas Belediyesi Tarihî Kent Meydanı Çayevi (kafe, pastane, dondurma) kiralama ihalesi 13 Eylül 2024 tarihinde ihale duyurusu yapılarak ilan edildi. İdarece verilen demeçler ve yerel basında yer alan haberler sayesinde ihale geniş kitlelere duyurulmuş oldu. 24 Eylül tarihinde kapalı teklif ile açılan ihale, açık artırma suretiyle yapıldı ve ihaleye 4 firma katıldı. 12.500.000 TL ile açılan ihale sıkı bir rekabet sonrası 19.050.000 TL’ye ihale edilmiş oldu. İhale sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanmış olup, tek bir şaibeye dahi yer verilmemiş olundu. Tüm bunları göz önüne aldığımızda usulü ve uygulanışı açısından örnek bir ihaleye tanıklık etmiş oluyoruz.
Elbette bu ihale Sivas Belediyesi’nin yapmış olduğu doğrudan alım ve diğer ihaleler hakkında tek başına tam bir bilgi vermeyebilir. Yalnız doğru yapılmış bir ihale, münferitte olsa yapılacak diğer ihalelere ışık tutacaktır. İhaleyi bu suretle yapan Sivas Belediyesi yetkililerini takdir ederken, diğer ihalelerin ve doğrudan temin alımların da bu şeffaflıkta yürütülmesini temenni ederiz.
Sivas Belediyesinin yapmış olduğu Kent Meydanı Çayevi ihalesi, şehirde bir çok çevrelerce farklı yorumlar yapılmasına da sebep oldu. Bir kısım vatandaşlarımız, kötü niyetle olmasa da “Belediye zarar etsin, ne olacak ki, vatandaş ucuz çay içsin” diye düşünürken, bazı kesimler “İhalenin çok uygun bir fiyata ihale edilmiş olduğunu” ve başka bir kesim de “İhalenin yüksek bir bedelle ihale edildiği ve bunun sonucu olarak bölgedeki diğer işletme kira bedellerini yükselteceğini” ifade etti. Bir başka eleştiri ise, “Belediye kiralayacağına, daha verimli çalıştırıp kar ettirsin” yönünde oldu. Tüm eleştiriler kıymetlidir, yalnız yeterince tartışılırsa…
Vatandaşımızın yıllardır eksik bildiği bir konu var ki; o da devletin parasının olmadığı hususudur. Devlet yaptığı her yatırımın parasını vatandaştan alır. Devletin harcadığı her kuruş vatandaşın cebinden çıkar. Devlet kasasında harcayacak para bulamazsa; dış borç alır, faiz yükü oluşur, onu da vatandaştan alır. Borç da alamazsa harcamaları için para basar, paranın alım gücü düşer, enflasyon olur, enflasyonu indirmek için vergileri artırır; o da vatandaşın cebinden çıkar. Yani önemli olan vatandaşın parasının nasıl harcandığıdır.
Kamu kurumları, özel işletmeler gibi kar etme amacı taşımadıklarından bu yönde bir motivasyona sahip değillerdir. Bu sebeple kamu çalışanları ve işverenlerinden verim elde edilmesi, onların iş ahlakı ve etik bilinçleri ile ilgilidir. Bu sebeple bir kamu kurumu olan Sivas Belediyesinin işlettiği çay evinin zarar etmesi gayet tabiidir. Kar etmek için verimsiz çalışan personeli işten çıkarmak gerekir; maliyetler göz önünde bulundurularak en azından zarar etmemek için kar zarar sıfır noktasına kadar fiyatlara zam yapmak gerekir. Tüm bunlar belediye gibi kamu kurumlarının halk nezdinde itibarının zedelenmesine sebep olur. Fakat özel bir işletme, verimsiz çalışan personelini anında işten çıkarabilir, rekabet koşulları gelişmiş bir piyasada rakipleri ile yarışabilecek uygunlukta bir fiyat politikası belirleyerek kar etmeyi sürdürür.
Belediye verimsiz personelini işten çıkarmasın, fiyatlara da zam yapmasın denildiğinde idarecilerin açıklamış olduğu gibi çay evinin aylık 1.200.000 TL zarar etmesi durumu doğar. Bu durumun sonucunda ucuz çay içen vatandaş, orada hiç çay içmeyen bir başka vatandaşın vergisinden beslenmiş olur. Belediye gibi kamu kurumları sosyal yardım ve hizmetlerini daha dikkatli ve etkin planlamalıdır. Belediyeler gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmak ve bütçelerini bu yönde harcamak zorundadırlar. Bu hususta belediyelerin dernek ve vakıflardan farklı olduğunun bilincinde olmak gerekir. Bir belediyeden dernekçilik yada vakıfçılık yapması beklenmemelidir. Aynı suretle çay evi veya lokanta işletmeciliği de belediyelerin görevleri arasında değildir. Kamuoyunun bu husustaki talepleri dernek ve vakıflar aracılığıyla karşılanmalıdır.
Çayevinin çok düşük bir bedelle ihale edilmesi hususunda görüş bildiren eleştiriler, çoğunlukla bir fizibilite çalışmasından uzak, yalnızca fikir beyan etmek amacıyla yapılmış eleştirilerdir. Açık ihale suretiyle, birden çok firmanın rekabetçi koşullarda yarışması sonucu yapılmış olan bu tarz ihalelerde firmalar ihaleye katılmadan önce kar-zarar gibi fizibilite çalışmaları yapar ve verebilecekleri en yüksek tekliflerini saklı tutarak ihaleye katılırlar. İhale sonucunda en yüksek teklifi verebilecek son firma teklifini verir ve ihale sonuçlandırılır. Çoğunlukla yılların deneyimine sahip firmaların katıldığı bu tarz ihalelerde rekabet koşulları sağlandığı müddetçe son teklif verilebilecek en iyi tekliftir. Fiyatın düşük olduğuna kanaat getiren firma ve şahısların ihaleye iştirak etmeleri gerekirken, buna engel ve rekabeti önleyici bir husus ile karşılaşmaları sonucu ihaleye katılamamalarını ispatlamaları halinde ihalenin iptalini talep etmeleri de hukuki olarak mümkündür.
İhale bedelinin yüksek olması sebebiyle aynı lokasyonda bulunan diğer kiracı işletmelerin, kira fiyatlarında oluşabilecek artış sebebiyle mağduriyet bildirmeleri, ülkemizde son yıllarda meydana gelen fiyat istikrarsızlığı sebebiyledir. Serbest piyasanın rekabetçi koşullar altında çalışması; fiyat istikrarını sağlayacak ve olması gereken fiyatlar denge fiyatını bulacaktır. Çay evi kiralama ihalesi sonucunda, oluşabilecek kiracı-kiralayan sorunlarının muhatabı Sivas Belediyesi değil, Merkez Bankası olmalıdır.
Değerli Okuyucularımız, vatandaşımız yıllardır bu tarz doğru usul ve esaslara uygun ihale görmediği için; bu tarz ihalelerin sebep ve sonuçlarının öğrenilmesi ve sindirilmesi zaman alacaktır.
Bizler bu yazımızda vatandaşlarımızın ve yerel basın yayın organlarının dikkatlerini Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde 2016-2024 yılları arasında yapılan diğer kiralama ihalelerine çekmek istiyoruz. Bu ihalelerden 2 tanesini örnek verip, diğerlerini Sivas basınının incelemesi için kıymetli takdirlerine bırakıyoruz.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesine ait olup kamu bütçesinden 2018 yılında 7.433.000 TL bedelle inşa edilen Gençlik Merkezi Binası içerisinde bulunan 3 adet sinema salonu 2024 yılı Şubat ayında yıllık 120.000 TL bedelle kiralanmıştır. 1 adet Sinema salonunun aylık kira bedeli 3.333 TL’dir.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesine ait olup kamu bütçesinden 2016 yılında 4.600.000 TL bedelle inşa edilen (2023 yılı maliyeti 22.000.000 TL olan) Yıldızdağı 54 Yataklı Otel Binası, 2023 yılı kira bedeli yıllık 90.000 TL olacak şekilde kiralanmıştır. 2023-2024 yılı kişi başı gecelik konaklama ücreti günlük ortalama 2.500 TL olmuştur. Otel yıllık kira bedelini %60 dolulukla bir günde karşılayabilmiştir.
Sivas Belediyesinin Çay Evi (2024 yılı yıllık 19.050.000 TL) ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesinin 3 adet Sinema Salonu (2024 yılı yıllık 120.000 TL) ve 54 Yataklı Yıldızdağı Kayak Oteli (2024 yılı yıllık 146.000 TL) karşılaştıracak olursak, lokasyon ve sektör farkları da hesap edilse dahi ciddi bir fark olduğu ortadadır.
İşte tam olarak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur; 2016-2024 yılları arasında Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde kamu bütçesi ile inşa edilen kamu yatırımları inşa edilme amaçları dışında resmi evraklarda düşük rayiç bedelleri göstermek suretiyle ilansız duyurusuz şekilde çeşitli firmalara kiralanmıştır. Bu kiralama işlemlerinde kamu bütçesi ile yapılan bu binalar işletmelere peşkeş mi çekilmiştir? Yoksa işletmelerden resmi evraklarda geçen kira bedelleri dışında hava parası, bağış burs adı altında haraçlar mı alınmıştır?
Önceki yazılarımızı takip eden okuyucularımız bu sorunun cevabını bilmektedir. Yalnız bizim amacımız, Sivas Belediyesinin 19.050.000 TL’lik ihalesini güzel bir şekilde eleştirebilen basın organlarının ve vatandaşlarımızın üniversitede Alim Yıldız ve kadrosunun usulsüz ihalelerini neden eleştirmediğidir?
Bir tarafta eleştiri yağmuruna tutulan kamu yararı varken diğer tarafta açık ve net bir şekilde göz önünde olan ve buna rağmen eleştirilmeyen kamu zararı vardır. Bir tarafta kamu kaynağı etkin ve verimli kullanılırken, diğer tarafta liyakatsiz idarecilerin sebebiyet verdiği bir soygun vardır. Ve bu soygunda soyulan 85 milyon vatandaşımızdır.
Buradan Sivas’taki tüm yerel basının cesur gazetecilerini, Alim Yıldız dönemi usulsüzlerini incelemeye davet ediyoruz. Gelin bakın neler göreceksiniz. Nutkunuz tutulacak.