Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde Nepotizm
Değerli Okuyucularımız Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde Haftanın Usulsüzlüğü köşesinde bu hafta yine sizlerleyiz.
Bu hafta sizler için tarihi Orta Asya’ya dayanan ve çok eski çağlardan beri bir çalgı aleti olarak kullanılan Zurna’yı ve Zurnacılık mesleğini konu alacağız. Zurnacılık mesleği liyakat isteyen bir meslektir. Öyle ki her isteyen kişi zurna çalamaz. Düğünlerimizi, şenliklerimizi, asker uğurlama törenlerimizi hep zurnacılara emanet ederiz. Tüm bu etkinliklerimizin sekteye uğramaması için mahallenin veya civarın en iyi zurnacısını bulur, şölenimize onu davet ederiz. Zurnadan güzel ses çıkartabilen kişi zurnacılık mesleğinde zaten liyakatli sayılırken, biz onunla yetinmeyip daha iyi bir zurnacıdan zurna sesi dinlemek isteriz.
Değerli okuyucularımız Sivas Cumhuriyet Üniversitesindeki son yüksekokul sekreterliği atamaları ile zurnacılık mesleğini kıyasladığımızda zurnacılık mesleğinin yüksekokul sekreterliği görevinden daha önemli ve liyakat esaslı bir meslek olduğunu görüyoruz.
Nasıl olur diye merak ediyor olabilirsiniz. Daha önceki gazetemiz haberlerinden de hatırlayacağınız üzere, belediye şirketi olan Özbelsan’ da kadrolu işçi statüsünde çalışan Çetin Gülmez, Rektör Alim Yıldız’a olan yakınlığı ile midir bilinmez; üniversiteye işçi statüsünde geçmiş, akabinde Rektör Alim Yıldız’ın korumalığını ve protokol sorumluluğunu yapmıştır. Süreç içerisinde kamu işçilerinin memuriyete geçişinden yararlanan Çetin, bu süreçte memur da olmuştur. Tam da Rektör Alim Yıldız’a yakışır bir protokol sorumlusu olan Çetin Gülmez, Alim Yıldız’ın rektörlüğünün bitişine yakın, Sivas Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Yüksekokul Sekreterliği görevine getirilmiştir.
Değerli Okuyucularımız, Çetin’in hikayesi ülkemizde son yıllarda yoğun şekilde görülen Nepotizm’in canlı bir örneğidir. Elbette hiç kimse Çetin’e “İşçisin sen, işçi kal Çetin” diyemez. Fakat herkes Rektör Alim Yıldız’a Fakülte Sekreterliği için Çetin Gülmez’den daha liyakatli, daha tecrübeli kimseyi bulamadın mı diyebilir. Fazlasını da söyleyebilir.
İşçi Çetin’in yükselişi, keşke Nepotizm ile değil de liyakat üzere olsaydı. Fakat bu atamanın liyakat üzere olmadığını Çetin’in kendisi de bilmektedir. Çetin, Alim Yıldız’ın usullü veya usulsüz işlerini yürütmenin bir mükafatının olması gerektiğini düşünerek, bu makamın kendisine huzur hakkı olarak verilmesinin normal karşılanması gerektiği hususunda kendi kendisini ikna etmiş olabilir. Rektör Alim Yıldız da Çetin’e olan diyetini bu şekilde ödemiş olduğunu düşünebilir.
Bu ve benzer nepotizm örnekleri, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nin akademik ve idari yapısını bozacak ve üniversitenin geleceğini tehlikeye atacaktır. Zira, nepotizm, üniversitede liyakate ve adalete olan inancı da yok etmektedir. Nepotizm devam ettikçe, yıllar içinde rant şebekelerinin birbirlerine çöktüğü, herkesin koltuğundan endişe ettiği çürümüş bir sistemi doğuracaktır. Alim Yıldız ise elbette bu çürümüş sistemin mimarlarından biri olarak anılacaktır.
Kişilerin kendilerini bir yerlere yakıştırmaları değil, liyakat üzere ön plana çıkan özelliklerinin toplum tarafından görülerek herkesçe bir yerlere yakıştırılmaları önemlidir. Görüleceği üzere, zurnacıyı herkes zurnacı olarak kabul edebilirken Çetin Gülmez’i fakülte sekreteri olarak kabul etmek mümkün değildir. Çünkü ortada liyakatli bir atama yoktur. Konunun muhatapları “Biz istedik, atadık. İstediğimizi atarız. İstediğimiz gibi yaparız. Liyakat falan sormayız. Nepotizm bizim göbek adımız” diyebilirler.
Kıssadan hisse değerli okuyucumuz, bundan gayrı mahallemizin zurnacısına saygı gösterelim. Öyle ki mahallelerimizin zurnacıları, Alim Yıldız’ın atamalarından daha liyakatli olabilir.
Değerli Okuyucularımınız Haftanın Cevaplanmayan ve Cevaplanamayan sorular köşesinde Sivas Cumhuriyet Üniversitesi yönetimine aşağıdaki soruları yöneltiyoruz.
Zurnacılar ile tarafınızdan yapılan fakülte sekreteri atamalarını liyakat açısından hiç kıyasladınız mı?
Alim Yıldız, Çetin Gülmez’i neden yüksekokul sekreteri olarak atamıştır?
Alim Yıldız, Yüksekokul sekreterliğine atamak için Çetin Gülmez’den daha deneyimli ve liyakatli bir isim bulamamış mıdır?
Liyakatsiz atamalarda artık zurnanın zırt dediği yere mi gelinmiştir?
Sivas Cumhuriyet Üniversitesindeki nepotizm nereye kadar devam edecektir?
Değerli Okuyucularımız olur ya zurnacı bir yakınınız varsa ve onun kız isteme merasimine katılıyorsanız, orada da size “Evladımız ne iş yapar, işi vakti nasıldır.” diye soran olursa ; “Fakülte sekreterinden hallice” deyiveriniz. Merak etmeyiniz, yavaş yavaş herkes anlayacaktır.
Önümüzdeki hafta tekrar görüşmek dileğiyle ve zurnacılık mesleğine saygılarla…