Tarih: 16.12.2024 00:02

CUMHURİYET’DE YENİ DÖNEM: USULSÜZLÜKLERE KARŞI KARARLI ADIMLAR

Facebook Twitter Linked-in

Değerli Okuyucular, Franz Kafka’nın Dava adlı eserindeki şu söz, adaletin ancak şeffaflıkla mümkün olabileceğini bizlere hatırlatıyor: “Adaletin gerçekleşmesi uğruna dünyada hiçbir şeyin gizli kalmaması gerekir.” Bu anlayışla, üniversitemizdeki her olayın açık bir şekilde ele alınması gerektiğine inanıyoruz.
Değerli Okuyucular,
Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde Alim Yıldız rektörlüğü döneminde yaşanan usulsüzlükler ve kamu zararları uzun süredir gündemdeki yerini koruyor. “Biz Daha Yeni Başlıyoruz” köşemizdeki bu yazımızda, üniversitede yaşanan sorunları ve bu sorunların çözümü için alınan önlemleri detaylı şekilde ele alacağız.
01.07.2024 tarihinde yayımlanan “BİR KERVAN YÜKÜ USULSÜZLÜK İLE GİDİYORLAR” başlıklı yazımızda, Alim Yıldız dönemi yönetiminde yapılan usulsüzlüklere dikkat çekmiş ve bu yönetimin kadrolarının dağıtılacağına dair öngörülerde bulunmuştuk. Nitekim bu tahminimiz, Prof. Dr. Ahmet ŞENGÖNÜL’ün rektörlüğü döneminde atılan etkili adımlarla gerçeğe dönüştü. İlk iş olarak, usulsüzlüklerin başını çeken yöneticiler görevlerinden uzaklaştırıldı. Ardından Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Feridun YAYA, İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Bahaettin KELEŞ, Personel Daire Başkanı Vedat COŞKUN, Öğrenci İşleri Daire Başkanı Mustafa HASBEK ve Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Alper DURAN gibi isimlerin eylemleri detaylıca incelenmeye başlandı.
GÖREV DEĞİŞİMLERİ VE USULSÜZLÜKLERİN SORGULANMASI
Gazetemize ulaşan bilgilere göre, Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Feridun YAYA ve Personel Daire Başkanı Vedat COŞKUN, haklarında açılan çok sayıda soruşturmanın neticesinde görevlerinden alındı. Bu isimlerin görevden uzaklaştırılması gerektiğini, 05.12.2024 tarihli “SCÜ’de Sandık Hazır” başlıklı yazımızda açık bir şekilde ifade etmiştik. Edindiğimiz bilgilere göre, Rektör ŞENGÖNÜL, üniversitenin geleceği için liyakatli ve özverili isimleri görevlendirme noktasında kararlılıkla hareket ediyor. Özellikle, Alim Yıldız döneminde usulsüzlüklere karşı duruş sergileyen kişilere yeni dönemde görev ve sorumluluk verilmesi bekleniyor.
USULSÜZLÜKLERİN KAPSAMI VE BOYUTU
Alim Yıldız dönemi boyunca yapılan usulsüzlükler, ciddi kamu zararlarına sebep olmuş durumdadır. Sayıştay raporlarına da yansımış olan bu usulsüzlükler, üniversite taşınmaz kiralamaları ve usulsüz ihaleler gibi süreçlerle kamunun mali açıdan zarar görmesine yol açmıştır. Hava paraları, çantacılık faaliyetleri ve bağış, burs, huzur hakları gibi adlar altında kamu kaynaklarının kötüye kullanıldığına dair güçlü iddialar bulunmaktadır. Burada tahmin edilen kamu zararının 100 Milyon TL civarında olduğu hesaplanmaktadır.
Bunun yanı sıra, dönemin Hukuk Müşaviri Bahadır Kır’ın etkisiyle, rektörlüğe yakın isimlerin yürüttüğü talimatlı soruşturmalar yoluyla, usulsüzlüklere karşı çıkan üniversite çalışanları mobbing ve asılsız iddialarla baskı altına alınmıştır. Bu durum, üniversitenin kurumsal yapısında derin yaralar açmıştır.
ADLİ VE İDARİ YARGILAMA İHTİYACI
Yaşanan usulsüzlüklerin ve oluşan kamu zararlarının yalnızca kurum içi soruşturmalarla çözülemeyeceği açıktır. Bu sebeple, sorumluların adli ve idari yargı önünde hesap vermesi gerekmektedir. Delil karartma şüphesi taşıyan durumlara karşı ise üniversite yönetimi daha dikkatli ve özenli bir yaklaşım benimsemelidir. Feridun YAYA ve Vedat COŞKUN’un görevden alınması, bu süreçlerin başlaması adına önemli bir adım olmuştur.
İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Bahaettin KELEŞ’in de görevden azledilmesinin ardından, Sayıştay raporlarında yer alan tüm usulsüzlüklerin yargıya taşınması gerekmektedir. Üniversite yönetimi, yalnızca adaletin yerini bulmasını sağlamakla kalmamalı, aynı zamanda bu tür vakaların tekrarını önlemek için kurumsal yapıyı güçlendirecek önlemler almalıdır.
GELECEK İÇİN UMUTLU ADIMLAR
Değerli Okuyucular,
SCÜ’de son yıllarda yaşanan bu olaylar, Prof. Dr. Ahmet ŞENGÖNÜL ve ekibinin reform odaklı yaklaşımı sayesinde şeffaf bir şekilde ele alınmaya başlanmıştır. Enkaz altında kalmış bir kurumu yeniden ayağa kaldırmak hiç şüphesiz zaman ve kararlılık gerektiren bir süreçtir. Ancak bugüne kadar atılan adımlar, doğru yönde ilerlendiğini göstermektedir.
Bu süreçte, yargılamaların adil bir şekilde yürütülmesi, delillerin titizlikle incelenmesi ve sorumluların hesap vermesi, üniversitenin geleceğini güvence altına almak açısından hayati önem taşımaktadır. Bizler de bu süreçleri yakından takip etmeye ve siz değerli okuyucularımızla paylaşmaya devam edeceğiz.
Değerli Okuyucumuz,
Franz Kafka’nın Dava adlı eseri, bireyin sistem karşısındaki çaresizliğini ve adalet arayışını etkileyici bir şekilde gözler önüne serer. Kafka, bu eseri tamamlayamamış ve ölümünden sonra yok edilmesini istemiştir.
Ancak bugün görüyoruz ki cesur ve liyakat sahibi insanlar, sistem karşısında çaresizliğe boyun eğmeyerek toplumsal mücadelede önemli bir rol oynamaktadır. Çözüm, bireyin kendi içindeki adalet ve kararlılık duygusunda saklıdır.
Adalet arayışı, yalnızca bireylerin değil, toplumun tamamının huzuru ve geleceği için sürdürülmesi gereken bir mücadeledir. Adaletsizlik ve hukuksuzluk karşısında sessiz kalmak, toplumsal değerlerin zedelenmesine yol açar. Bu nedenle, adalet mücadelesi bir bayrak yarışı gibi kararlılıkla devam etmelidir.
Bugün SCÜ’de yaşanan süreçler, adaletin ancak şeffaflık ve kararlılıkla sağlanabileceğini bir kez daha göstermektedir. Bu süreç, adaletsizlik karşısında cesaretle durmanın önemini ve hak arayışının toplumsal bir sorumluluk olduğunu bizlere hatırlatmaktadır. Kafka’nın Davasında betimlediği sistem karşısındaki umutsuzluğun aksine, bu mücadeleyi başarıyla sürdürebilecek insanların var olması, hepimize umut vermektedir.
Kafka, belki de bu yüzden kitabın yakılmasını istemiştir.Kim bilebilir…
Değerli Okuyucularımız,
İlerleyen yazılarımızda, başlatılması gereken davalar ve hukuki süreçlerle ilgili detaylı analizlerimizi bulabileceksiniz. 
Tekrar görüşmek dileğiyle,
Esen kalınız.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —