Değerli Okuyucularımız, Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde Haftanın Usulsüzlüğü köşemizde bu hafta yine sizlerleyiz.
Bu hafta sizlere başrolünde Kemal Sunal’ın oynadığı, yönetmenliğini Natuk Baytan'ın yaptığı 1977 yapımı bir Türk komedi filmi olan Sakar Şakir filminden seslenmek istiyoruz. Değerli okuyucularımızın hatırlayacağı üzere Sakar Şakir, amcası Hasan Efendi’den kalan dükkan ve apartmanlarını almak üzere Kayseri’deki köyünden İstanbul’a doğru yola koyulur. İstanbul’a vardığında amcasından miras kalan ve akrabası Hacı’nın işlettiği dükkandaki malları, akşama kadar beleş diyerek yağma ettirir. Marmara Fuat’ın “Koşun lan, herkes koşsun, herif gelmeden dükkanı toz edin ha” repliği halen daha kulaklarımızdadır.
Değerli okuyucularımız, haftanın hasbihalinde Sakar Şakir’in amcasından miras kalan dükkanı talan ettirme sahnesini sizlere neden hatırlattığımızı merak ediyor olabilirsiniz. Sebebi odur ki, bugün ki yazımızda anlatacaklarımız bizlere tam olarak bu sahneyi hatırlattı.
Bugün sizlere, her birimizin verdiği vergilerle oluşan kamu bütçesinden inşa edilen ve sonrasında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi yöneticilerinin liyakatsiz ve usulsüz işlemleri sonucu talan edilen bir kamu yatırımından bahsedeceğiz. Sakar Şakir’in ve amcasından miras kalan dükkanının yerine bu sefer; Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Bahaettin Keleş’i ve 12.05.2016 tarihinde devletin kamu bütçesinden 4.600.000,00 TL (Dörtmilyonaltıyüzbin Türk Lirası) bedel harcanarak inşa edilen C.Ü Yıldızdağı Yüksek İrtifa ve Spor Bilimleri Uygulama Ve Araştırma Merkezi (YİSBAM) Binasını göreceğiz.
C.Ü Yıldızdağı Yüksek İrtifa ve Spor Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Binası (Sivas Yıldızdağı Kayak Merkezi Tesisleri), Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı tarafından; 01.12.2022 tarihinde Buruciye A.Ş’ye yıllık 90.000,00 TL (Doksanbin Türk Lirası) tutar ile ve her yıl TÜFE oranında artırım yapılmak suretiyle 10 yıllığına kiralanmış bulunmaktadır. Bahsini ettiğimiz bu kiralama ihalesi, İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Bahaettin Keleş ve üniversitenin ilgili ihale komisyonu üyeleri tarafından, ilan ve duyuruya çıkılmadan pazarlık usulü yöntemi ile yapılmıştır. İlan ve duyuruya çıkılmadan dolayısıyla Turizm ve Otel İşletmecilerinin haberi olmadan yapılan bu kiralama ihalesi, yeterli rekabetin oluşmadan kiralama işleminin tamamlanmasına sebep olmuştur.
2016 yılında 4.600.000 TL harcanarak inşa edilen bu kamu yatırımının üniversite yönetimi tarafından yıllık 90.000 TL tutarla kiralandığı yıl olan 2022 yılındaki güncel bedeli; TÜFE’ye göre 18.670.851 TL’dir. Yani İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Bahaettin Keleş ve ekibi, 18.670.851 TL bütçe ile yapılmış bir kamu yatırımını, yıllık 90.000 TL ile kiralayarak; yatırımın 207 yılda kendisini amorti etmesini (kar zarar sıfır noktasına ulaşmasını) uygun görmüşlerdir. Betonarme bir binanın yaklaşık ömrünün ortalama 80 yıl olduğu düşünüldüğünde bahse konu kiralamanın kamuya kar ettirmediği aksine ciddi bir kamu zararı oluşturduğu bariz şekilde görülmektedir.
İdari ve Mali İşler Daire Başkanı ile ihale komisyon üyeleri, liyakatli kişilerden seçilmiş olsaydı, bu kişiler bahse konu kiralama ihalesini ilana ve duyuruya çıkarak yapar; sadece yerelde değil, tüm Türkiye’deki turizm ve otel işletmecilerinin ilgili ihaleden haberdar olmalarını sağlarlardı.
Genel temayülle ilgili yatırımın yarı ömründe kar-zarar sıfır noktasına ulaşması hedeflendiğinde, bahse konu yıllık kira bedelinin en az 467.000 TL olması gerekirdi. 38 odalı bu otelin, 467.000 TL’lik yıllık kira bedelini amorti etmesi için yarı dolulukla bir haftalık çalışması yeterlidir. Sezonun kalan kısmında kiracı işletme, personel-ısıtma-mutfak vb. tüm giderlerini kolaylıkla karşılayabilir ve kar elde edebilir. Hal böyle iken, İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Bahaettin Keleş’in ilgili ihaleyi yıllık 90.000 TL bedel karşılığı, pazarlık usulü yöntemi ile sessiz sedasız Buruciye A.Ş üzerine bırakması, amcasının dükkanını talan ettiren Sakar Şakir’in tüm karizmasını yerle bir etmiştir. Üstelik bu defa miras amcadan kalmamış, talan ettirilen varlık, üzerinde yetim hakkı da bulunan bir kamu yatırımı olmuştur.
Talan öyle bir boyuttadır ki, Buruciye A.Ş kiralanan binayı hiç işletmese, kiralama sonucu üniversiteden teslim almış olduğu demirbaş eşya - masa sandalye vb. müştemilatı tutup başka bir otel-salon işletmecisine kiralasa, yine yıllık kira bedelinin üzerinde gelir elde edebilir.
Vatandaşlarımız ödemiş olduğu vergilerin, kimler tarafından ve nasıl idare olunduğunu maalesef bu vasatlık ve liyakatsizlik örneği ile bir kez daha görmüştür. Emanet ehil kimselere verilmezse, bu ve benzer örnekler mutlak suretle devam edecektir. Sonuç olarak vatandaşımızın emeği bu liyakatsizliklerin sebep olduğu ekonomik açıkları kapatmak için her geçen gün heba edilmektedir.
Haftanın cevaplanmayan ve cevaplanamayan sorular köşesinde bu hafta Sivas Cumhuriyet Üniversitesi yönetimine aşağıdaki soruları sormaktayız.
İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Bahaettin Keleş ve ihale komisyonu üyeleri, Sivas Cumhuriyet Üniversitesine ait Yıldızdağı Kayak Merkezi Tesislerini, neden ilana ve duyuruya çıkmadan ihale etmiştir?
İlana ve duyuruya çıkılmadan, rekabetsiz bir ortamda ihale edilen kiralama işlemi sonucu oluşan kamu zararı ne kadardır? Bu kamu zararının sorumluları kimlerdir?
Oluşan kamu zararının, İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Bahaettin Keleş ve ihale komisyonu üyelerince karşılanması için dava açılacak mıdır?
Bahse konu 38 yataklı otel binası, Bahaettin Keleş’in şahsına ait olsaydı; binayı yine 207 yılda kendisini amorti edecek şekilde yıllık 90.000 TL ile kiraya verir miydi?
Bahaettin Keleş’in şahsına ait olan ve 207 yılda kendisini amorti edecek şekilde kiraya vermeyi düşündüğü, otomobili, evi veya arsası var mıdır?
Bahaettin Keleş ve ihale komisyonu üyelerinin ilkokul-ortaokul ve lise matematik derslerinde almış olduğu okul not puanları nelerdir? Kendileri dört işlemi bilmekte midir?
Bahaettin Keleş, bu kiralama başarısını filme alarak kendisinden sonraki nesillere miras bırakacak mıdır? Bu başarısını, emekliliğinde çevresine göğsünü gere gere anlatacak mıdır?
Rektör Alim Yıldız, yönetimi ve danışmanları yaşanan bu talanı seyretmiş midir? İçlerinde talana ortak olan var mıdır? Var ise kimlerdir? Nasıl ve ne tür menfaatler elde etmişlerdir?
Değerli Okuyucularımız, Sakar Şakir filminden de hatırlayacağınız üzere Şakir saf ve cahil bir karakterdir. Şakir’in akrabası Hacı ise; süte su, pirince taş katan herkesin bildiği tescilli bir kötüdür. Fakat filmin bizlere işaret ettiği bir de gizli kötüler var ki onlar; olan biteni izleyen ve talana ortak olan Marmara Kazım, Lüfer, Limoncu ve mahallelinin kendisidir. Hacı’yı eleştirmesine rağmen, fırsat eline geçtiğinde soygunu ve talanı kendisine hak gören bu kötüler, her yerde dikkat edilmesi gereken kötülerdir. Bana soracak olursanız Değerli Okuyucumuz, filmin masum karakteri Gardrop Fuat’dır.
Değerli Okuyucularımız, önümüzdeki hafta tekrar görüşmek dileğiyle aranızdan ayrılıyoruz. Esen kalınız.