CUMHURİYET TARİHİNDE İLK ?ÖZERKLİK? İSTEMİ SİVAS İÇİN GÜNDEME GETİRİLMİŞTİ!
Günümüz ülkemiz gündemini uzun süredir en çok meşgul eden konulardan birisi de; yazımı üzerinde çalışılan ?Yeni Anayasa? hiç şüphesiz. İleri gelen kişiler tarafından yapılan açıklamalarda, yaklaşık bir yıldır üzerinde çalışılan ve yazım çalışması devam eden ?Yeni Anayasa?nın, önümüzdeki Nisan ayına kadar bitirileceği belirtiliyordu. Kamuoyu, oluşturulacak yeni Anayasa?nın nasıl oluşturulacağını büyük bir merakla bekliyor. ?Başkanlık? sistemine geçiş tartışmalarının yanında, ?Güneydoğu?ya ?özerklik? anlamına gelebilecek düzenlemelerin de yeni anayasa?da yer alıp almayacağı ya da hangi oranlarda ve biçimlerde yer alacağı? sorularının yanıtları kamuoyu tarafından merakla bekleniyor. Ayrıca, oluşturulacak yeni anayasa metninin referanduma sunulması sonucunda, halk oylaması sonucunun nasıl olacağı kamuoyu tarafından merakla bekleniyor.
Bölücü çevrelerin ?özerklik? anlamına gelecek talepleri sık sık dillendirdikleri herkesin malumu. Pek çoğumuz, farklı biçimlerdeki ?özerklik? taleplerinin 90?lı yıllarda zirve yapan bölücü terör eylemleri sonrasında değişik çevreler tarafından ülke kamuoyunun gündemine taşındığını zannederiz. Fakat, durum sanılandan çok daha farklıdır. Biraz derinlemesine ?Cumhuriyet Tarihiyle? ilgilenmiş ve incelemiş kişiler Cumhuriyet tarihindeki ilk özerklik talebinin günümüzden tamı tamamına 92 yıl önce 6 Mart 1921 tarihinde patlayan ?Koçgiri İsyanı? esnasında gündeme getirildiğini ve bu isyanın Yunanlıların ve İngilizlerin kışkırtmaları sonucunda patladığını bilirler. İsyanın patladığı Sivas?ın Zara, İmranlı ve Hafik yöreleri ?Koçgiri? ya da ayrılıkçı çevreler tarafından ?Batı Dersim? olarak adlandırılıyordu.
Milli Mücadele?nin başlangıcından günümüze değin gerçekleştirilen ?Kürtçü isyanlar? neticesinde pek çok ?özerklik? talebi, değişik çevreler tarafından gündeme getirilmişti. Bunlardan ilki ve en önemlilerinden birisi, Sivas Hafik, Zara, Ümraniye(İmranlı) çevresinde gerçekleştirilen Koçkiri Ayaklanması sırasında gündeme getirilendi. ?Koçgiri? adı, Sivas?tan Erzincan?a kadar uzanan bölgede Koçhisar, Zara, İmranlı, Suşehri, Refahiye, Kangal, Kemah, Divriği, Ovacık, Kuruçay ilçeleri ile Hama, Zınara bucakları ve yerleşim yerlerinin çevresindeki 135 kadar köyde yaşayan ?Zaza? kökenli aşiretten gelmektedir.
I. Dünya Savaşından Osmanlı İmparatorluğu ve müttefiki Almanya?nın yenik çıkması sonucunda, 30 Ekim 1918?de İmparatorluk, çok ağır şartlar getiren ?Mondros Ateşkes Antlaşmasını? imza etmek zorunda bırakılır. İmzalanan bu antlaşma sonrasında, İmparatorluktaki Kürt ayrılıkçı unsurların faaliyetleri hız kazanır.18 Aralık 1918?de bazı Kürt ileri gelenleri tarafından günümüzdeki bölücü teşekküllerin ?ağababası? sayılabilecek ?Kürdistan Teali Cemiyeti(Kürdistan Yüceltme Cemiyeti)? kurulur. Cemiyet, Bedirhaniler, Babanlar, Şemdinanlar, CemilPaşa ailesi gibi ileri gelen Kürt ailelerine mensup kişiler tarafından kurulmuştu. KTC yönetim kurulu şu isimlerden oluşmaktaydı: Reis: Seyyid Abdülkadir Efendi, Katib-i Umumi(Genel Sekreter):Hüseyin Şükrü Bey(Baban), Dr. Mehmet Şükrü Bey(Sekban), Muhittin Nami, Babanzade Hikmet Bey, Aziz Bey. Kürdistan Teali Cemiyetinin(KTC) üyeleri arasında; II.Meşrutiyet döneminin ?ateist? fikirleriyle ünlü düşünürü Abdullah Cevdet, ?Nemrud Mustafa Paşa? olarak da bilinen ve Mustafa Kemal Paşa?yı idama mahkum eden Divan?ı Harp mahkemesi reisi Mustafa Paşa Yamulki, devrin ünlü gazetelerinden ?Serbesti? gazetesinin sahibi ve aşırı derecede İngiliz yanlısı Mevlanzade Rıfat, ilerde 1925 Şeyh Said isyanına önderlik edecek illegal ?Azadi? örgütlenmesinin lideri Miralay(Albay) Cibranlı Halit Bey gibi kişiler de bulunuyordu.
Cemiyet içerisinde başlıca iki kanat ortaya çıkmıştı: ilerde Şeyh Said İsyanıyla ilişkili görülerek 1925 yılında idam edilecek olan Şurayı Devlet Reisi(Danıştay Başkanı) Seyyid Abdülkadir Efendi önderliğindeki otonomcu(özerklik yanlısı) kanat. Bu kanat, Osmanlı İmparatorluğu yapısı içerisinde yer alacak ?otonom(özerk) bir Kürdistan?ı? savunuyordu. Başını Bedirhanilerin çektiği ?bağımsız Kürdistan?ı savunan kanat.Her iki kanat da aşırı derecede İngiliz yanlısıydı.
23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 Tarihleri arasında düzenlenen ?Erzurum Kongresiyle? Kürt ileri gelenlerini ve Kürt halkını Milli Mücadeleye kazanmaya çalışan Mustafa Kemal Paşa, Kongre çalışmalarının gerçekleştirilmesinin ardından Erzurum?dan Sivas?a geçer. Burada, Sivas Valisi Reşit Paşa aracılığıyla, bu yörede ?Kürtçü? bir isyan hazırlığında olduğunu haber aldığı Alişan Bey?le görüşür. Mustafa Kemal Paşa Alişan Bey?e; ?Wilson prensiplerinin, Şark Milletlerinin azim ve iradesi karşısında paçavraya döndüğünü ve yırtılıp atıldığını, kendisinin doğu illerini de temsil ettiğini belirterek, birlikte hareket etme? isteğini iletir. Ayrıca, Alişan Bey?e TBMM?de Milletvekilliği önerir. Mustafa Kemal Paşa, burada çok incelikli bir politika takip ederek ?Koçgiri? ve ?Dersim? ileri gelenlerini Meclis?e sokarak, buralarda oluşabilecek isyanların önüne geçmeye çalışmaktadır. Nitekim, Meço Ağa, Diyap Ağa, Mustafa Bey, Ahmet Ramiz, Hasan Hayri gibi Dersim ileri gelenlerini meclise sokarak Ulusal Kurtuluş Savaşının devam ettiği günlerde burada bir isyanın oluşmasının önüne geçer. Fakat aynı şeyleri Koçgiri yöresinde gerçekleştiremez. Alişan Bey, Mustafa Kemal Paşa tarafından kendisine yapılan ?Milletvekilliği? önerisini ilk başlarda kabul eder gibi olursa da, Baytar Nuri ve Alişir?in etkileriyle bu isteğinden vazgeçer.
Mondros Ateşkes Antlaşmasının ardından dağılma sürecine giren İmparatorluk yapısı içerisinde, Kürdistan Teali Cemiyeti çevresinde örgütlenen Kürtçü çevrelerde ayrılıkçı faaliyetler hız kazanır: Bu amaçla Cemiyet; Sivas?ın Hafik, Zara, Ümraniye(İmranlı), Kangal çevresinde(bu yöreler, Kürtçü çevreler tarafından ?Koçgiri?, ya da Batı Dersim olarak adlandırılır) bir isyan hazırlığına girişir. Kangal, Divriği, Zara mıntıka veterinerliği görevini almak için Seyyit Abdülkadir tarafından Ziraat Vezaretine tavsiye edilir bu yöreye ?baytar(veteriner)? olarak atanması sağlanır(böylece gerçekleştirilmeye çalışılan Kürtçü faaliyetler perdelenmeye çalışılmaktadır),Haziran 1919`da Koçgiri Aşiret reislerinden Mustafa Paşazade Haydar ile birlikte İstanbul`dan ayrılarak Karadeniz yoluyla Giresun`a, oradan Sivas`ın Zara kazası Ümraniye(bugünkü İmranlı ilçesi) nahiye merkezine ve Boğazviran(bugünkü İmranlı ilçesi Boğazören) köyüne geçer. Boğazviran`da Mustafa Paşazade Haydar, kardeşi Alişan ve Alişan`ın kâtibi Alişir ile görüşülerek isyan hazırlıkları fiiliyata dökülmeye başlanır. Koçgiri aşiretlerinin önderlerinden olan Haydar ve Alişan Bey?ler, II.Abdülhamit tarafından kendisine ?paşalık? verilen İbrahim Paşa?nın oğullarıdır.Baytar Nuri de, 1937 Yılındaki Dersim isyanında da önemli roller oynayacaktır.
Dersim yöresinin aşiret reisleri, Alişir?in organize ettiği bir toplantıda Nuri Dersimi?nin babası İsmail Efendi?nin evinde bir araya gelerek 15 Kasım 1920 tarafından T.B.M.M?ne verilmek üzere bir nota kaleme alırlar. Notada Meclis?e şu talepler iletilir:
<<1.Kürdistan özerk idaresine onay veren İstanbul Saltanat Hükümeti?nin kararını Mustafa Kemal Paşa Hükümeti?nin de resmen kabul edip etmeyeceğinin açıklanması.
2.Kürdistan özerk idaresi hakkında Mustafa Kemal Paşa Hükümeti?nin görüşünün ne olduğu hususunda Dersimlilere acele cevap verilmesi.
3.Elaziz, Malatya, Sivas ve Erzincan hapishanelerinde mevcut bütün Kürt tutukluların hemen serbest bırakılması.
4.Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerden Türk hükümeti memurlarının çekilmesi.
5.Koçgiri bölgesine gönderildiği haber alınan askeri müfrezelerin derhal geri çağırılması.>>
Nota, Abbasan aşireti reisi Meço Ağa tarafından T.B.M.M?ye iletilmek üzere Dersim Kaymakamı Rıza Bey?e verilir. T.B.M.M notaya bir yanıt vermez ve ortamı yumuşatmak için Koçgiri?ye bir nasihat heyeti gönderir.
Dersimliler bu kez 25 Aralık 1920 tarihinde T.B.M.M?ye bir telgraf çekerler.?Batı Dersim ileri gelenleri? adına çekilen telgraf şöyleydi:
<< Sevr Anlaşması?na göre; Diyarbakır, Elaziz, Van ve Bitlis vilayetlerinde bağımsız bir Kürdistan kurulması lazım geliyor, bu teşkil edilmelidir; aksi takdirde bu hakkı silah kuvvetiyle almaya mecbur kalacağımızı beyan ederiz.>>
Baytar Nuri, 1921 yılı başlarında, Kangal?ın Yellice nahiyesindeki Hüseyin Abdal tekkesinde başta ?Cangaben? ve ?Kurmeşan? aşiretleri olmak üzere birçok aşiret reisinin katıldığı bir toplantı tertib eder. Toplantıda aşiret reisleri; Sevres Antlaşmasının hükümlerine göre Diyarbakır, Van, Bitlis, Elazığ, Dersim ve Koçgiri?yi kapsayan bölgede bir Kürdistan devletinin kurulması için birlikte davranmaya ?Zülfikar(Hz. Ali?nin kılıcı)? üzerine yemin ederek sözleşirler.
Şadan Aşireti Reisi olan ve ?Zalim Çavuş? lakabıyla bilinen Hüseyin Ağa, Koçgiri Aşireti?nden topladığı adamlarla ve Koçgiri Aşireti?nin önderlerinin teşvikiyle bölgede eşkıyalık faaliyetleri yürütüyordu. Nitekim Karacaviran Nahiyesi?ne bağlı Bahtiyar, TürkYenice gibi Türk kökenli ve hükümete bağlı köyleri basarak kadın, çoluk çocuk demeden ahaliye zulüm yapar. Zalim Çavuş Çetesi?ni yola getirmek için Sivas?tan gönderilen bir müfreze, çete ile Karacaviran?a bağlı Kapukaya Köyü?nde çatışmaya girer.Çatışmada bir er ölür, 14 er de eşkıyalar tarafından esir alınır.Silahlara da el koyan eşkıyalar, erleri serbest bırakırlar.
Bu olay üzerine, Sivas?ta henüz kurulmakta olan 6. Süvari Alayı Ümraniye?ye gönderilir. Amaç, hem yöredeki eşkıyayı yola getirmek, hem de asker kaçaklarını yakalamaktır. Bunun üzerine halk arasında; ?Hükümet Ermeniler gibi bizi de kırmak istiyor? şeklinde aslı astarı olmayan maksatlı kara propagandaya yönelik haberler yayılır. Koçgiri Aşireti mensupları 6 Mart 1921 tarihinde Ümraniye?yi sararlar. Gece çökünceye kadar süren çatışmanın ardından, Binbaşı Halis?le birlikte birçok subay ve er öldürülürken 90 er de esir alınır.Ümraniye merkezine Kürdistan bayrağı çekilir.Bu olay, aynı zamanda Koçgiri İsyanı?nın başlangıcı olarak kabul edilir.
10 Mart 1921 Tarihinde Elazığ Vilayetiyle, Erzincan Sancağı ve Sivas Vilayeti?nin Divriği ve Zara Kazalarında ?sıkıyönetim? ilan edilir. Ayrıca suçluların cezalandırılması için Sivas?ta bir ?sıkıyönetim Mahkemesi? kurulur. Bu kararların ardından, Ankara Hükümeti Koçgiri İsyanını bastırmakla Sakallı Nurettin Paşa?yı görevlendirir.
İsyancıların saldırılarını yoğunlaştırdıkları günlerde, 550 mevcudu ve 4 dağ topuyla, başlarında Milli Mücadeleye büyük katkıları olan Topal Osman Ağa olduğu halde, gönüllü Lazlardan oluşan ?Giresun Alayı? da bölgeye yönlendirilir. Koçkiri mevkiine hareket etmeden önce Osman Ağa, asi Kürtlerin elebaşılarına yazdığı bir yazıyı gönderir. Yazı şöyledir:
<>
İsyancılar, topal Osman Ağa?nın bu çok samimi ve vatanperver isteklerini reddederler.
Nurettin Paşa, 3 Nisan 1921?de bir beyanname yayımlayarak; ?Halkın, kışkırtıcıları hükümete teslim etmelerini? ister. Ne var ki isyancılar, Merkez Ordusu?nun iyi niyetli çağrılarını dikkate almazlar.
8 Nisan?da yedi Kürt aşireti TBMM?ye başvurarak, Koçgiri bölgesinde bir il kurulmasını, başına bir Kürt vali, yardımcılığına da bir Türk?ün getirilmesini isterler. Ankara bu isteği reddeder.
Merkez Ordusu, 11 Nisan 1921 günü ayaklanmacıların üstüne yürür.
18 Nisan?da önemli bir gelişme yaşanır ve isyancıların saflarında bulunan Ginyan Aşireti Reisi Murat Paşa?nın hükümet saflarına geçmesiyle isyan saflarında ciddi bir çatlak meydana gelir.
Koçgiri İsyanının önderlerinden Haydar Bey, 23 Mayıs?ta 100 kişilik isyancı grubuyla Merkez Ordusu?na teslim olur. İsyanın önderlerinden Haydar Bey?in teslim olmasıyla isyan büyük bir darbe alır.
Ayaklanma, 17 Haziran 1921 günü ayaklanmanın önderlerinden Alişan Bey ve 32 isyancının teslim olmasıyla sona erer.
İsyanın bastırılması sonrasında, Sivas Sıkıyönetim Mahkemesi, 12 Ekim 1921?de Haydar Bey, Alişan Bey, Alişer Bey ve eşi Zarife ile 95 isyancıyı idama, 180 isyancıyı ise müebbet hapse mahkum eder. Her koşulda Kürtleri kazanma ve kardeşlik politikası izleyen Mustafa Kemal Paşa, Koçgiri İsyanından sonra, üst üste iki affın çıkarılmasına vesile olur. Mustafa Kemal Paşa?nın isteği üzerine Meclis, isyanın liderleri Alişir ve Baytar Nuri dışındaki bütün siyası mahkumların affına ve Sivas?taki sıkıyönetim mahkemesinin kaldırılmasına karar verir. İkinci bir afla da yine Alişir ve Dersimli Nuri Dersimi dışındaki bütün isyancılar, Alişan Bey ve arkadaşları da Dersim?den çıkmaları şartıyla af kapsamı içine alınırlar.
Ulusal Kurtuluş Savaşının en kritik günlerinde Yunan ve İngiliz kışkırtmaları ve yardımıyla gerçekleştirilen isyan hakkında, isyanın önderlerinden Nuri Dersimi şu yorumu yapar:
<>
Tarih, Nuri Dersimi?leri haklı çıkaracak mı acaba?