ÇERKES KARADAĞ - BİR FOTOĞRAF BÜYÜCÜSÜ, SANATÇI, YAZAR, GRAFİKER…

ÇERKES KARADAĞ - BİR FOTOĞRAF BÜYÜCÜSÜ, SANATÇI, YAZAR, GRAFİKER…

Geçtiğimiz yakın günlerde,Cumhuriyet Gazetesinin kültür-sanatla ilgili sayfasında okuduğum bir haberle,bir kurumun yılın fotoğraf sanatçısı ödülüne layık gördüğü Çerkes Karadağ haberiyle çok mutlu oldum…ve hemen kutlamak için telefona sarıldım,sevgili can dostum Çerkes Karadağ’ı aradım.Gel gör ki kendisinin haberi yok!..karşılıklı gülüştük…Kıymetli arkadaşım ödüller almaya o kadar alışmış ki,çalışmaktan,üretmekten,panellere,söyleşilere katılmaktan zaman bulup,neredeyse dönüp kendisine bakacak hali yok…en son geçtiğimiz hafta,Yıldan Taşçı  Akademi’nin düzenlediği 1.Lefkoşe Semineri davetlisi olarak Kıbrıs’taydı.
Çerkes Karadağ sanatın,fotoğraf sanatının bir numaralı ustası ve gerçek bir büyücüsüdür…O,sokaklarda yürürken;her şey,her bir köşe,metruk-izbe bir yer,yıpranmış duvarlar,yoksul evlerinin balkonundan sarkmış asılı çamaşırlar,mor duvarlara yakın duran saksılar,kendi boğazının derdine düşmüş Orhan Veli’nin kedileri,Faruk Nafız Çamlıbel’in han duvarları,bir tele konmuş yalnız bir güvercin,çatlamış bir duvardan ya da asfaltın yırtık bir yerinden fırlayıvermiş çimenler,kaldırıma düşmüş bir çınar yaprağı,kahve köşesindeki bir masada yarım kalmış çay bardağı,sırt çantasıyla okuluna koşturan bir çocuk,duvarlara düşmüş insana dair gölgeler,unutulmuş tarihi mekanlar…efendim artık aklımıza gelen gelmeyen her şey,sevgili Çerkes Karadağ ustaya sanki poz verirler…bu fotoğraflar büyük bir birikimin,kendisine ait bir felsefesi-dünya görüşü olan,fotoğraf filozofu olan bir gözün,görüp bizlere sunduğu fotoğraflardır.
Sevgili Çerkes Karadağ,bütün gerçek sanatçıların yapıtlarında varmak istedikleri;sadelik,yalınlık,duruluk,azdan çoğu yakalamak,fazlalıkları atarak az şeyle çok şeyleri anlatmak düşüncesini yakalamış bir fotoğraf ozanıdır kanımca.
Yıllarca içinden geldiği Anadolu insanının belgesel fotoğraflarını çekmesinin yanında,
stüdyosunda kendine has kurgularla,çeşitli düzenlemelerle yaptığı büyüleyici çalışmalardan tutun da,yurt içi ve yurt dışı şehirlerin kimliklerine dair olağanüstü çalışmaları birer Çerkes Karadağ efsanesidir.
Kendi söylemiyle ;“Fotoğraf bir sanat değildir,fotoğrafı çeken sanatçıysa onun elinden çıkan işler fotoğraf sanatı olabilir ancak”…resim-heykel ve diğer sanat uğraşıları için de aynı şeyleri söyleyebiliriz.
Tabir yerindeyse,Anadolu’nun bağrından;Ağrı’dan-Kars’tan çıkmış,entelektüel düzeye ulaşmış bir dünya sanatçısıdır O…Doğuştan gelen sanata yatkın yapısı,çocukluğunda-gençlik çağında hissettirir kendini.Çevresinde olan biten her şeye karşı duyarlılığı,öğrenme merakı,efsanevi söylenceler,yaşadığı bölgedeki yaşayan eşkiyaların dünyaları her zaman yoğun bir tutkuyla ilgilendirir Çerkes Karadağ’ı.Lise yıllarında,o zamanlar nüfusun azlığı ve yaşam koşullarıyla Sanatçının deyimiyle köy gibi bir yerdir Ağrı ilimiz.Kitap okuma tutkusu o yaşlarda edindiği alışkanlık olup,koyunları-kuzuları otlatırken bile her zaman okur.Edebiyata olan tutkusu öykü yazmaya dönüşür.İlk ödülünü bir  öykü yarışmasından alır.Daha sonra Cumhuriyet gazetesinin ellinci kuruluş yıldönümü öykü yarışmasından da ödül alır.Gençlik yıllarında resime karşı ilgi duyar ve bakır panolara portreler yapar.Fotoğrafa da ilgi duyar,fotoğraf makinası alacak parası olmadığı için,ilk fotoğraflarını sevgiyle andığı lisedeki öğretmeninin ödünç verdiği bir fotoğraf makinesiyle çeker.İlk çektiği fotoğraf;gittiği bir köyde,ayakları çıplak,kollarını birbirine dolamış,kendisine merakla bakan küçük bir köylü kız çocuğudur.O yıllarda eşkiya efsanelerinden çok etkilenir ve onların fotoğraflarını çekmek ister.Bir gün çok uzaklarda dağ başında tek başına duran bir eşkiya görür,fakat o zamanki elinde olan fotoğraf makinasıyla görüntüyü alamaz ve o anı hiç unutamaz.Daha sonra bir köyde,elinde silahıyla bir eşkiyanın fotoğrafını çeker…
Liseden sonra yüksek okulda okumak için Ankara’ya gelir.Abilerim  dediği 
AST’ın tiyatro oyuncuları ve yazar çizerlerle tanışır, önüne yeni bir ufuk açılır.Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümüne girer…
Ondan sonra naif-insancıl yapısıyla,içinden geldiği Anadolu kimliğini inkar etmeden kendi serüveniyle kendi destanını yazmaya başlar,Kars’ın Kağızman İlçesine bağlı Dibekkaya köyünden Çerkes Karadağ.
Fotoğraf Albümleri ve Kitapları:
Tanıdığım Yüzler/Baleylim/Büyülü Prag/Ten Öyküleri/Sözde Fotoğraf/Görme Kültürü 1-2-3(Üç cilt)/Fotoğrafçıyla Diyaloglar/Öteki Yüz/Ankara Resim Heykel Müzesi Albümü/İlk Dönem Ressamları/Bir Yalnız Anıt/İshak Paşa Sarayı ve Külliyesi/Fotoğraf Nedir/Fotoğrafın Temel Yapısı/Görüntüler Evreni/Fotoğraf alt yazıları/Kamera Bakışı/Fotoğrafın Yüzyılı/Fotoğrafta Anlam ve Anlamlardırma/Fotoğrafta Sanatsal Kompozisyon/Fotoğrafın Derin Anlamı/Görüntü Büyücüsü/İzmir’in 100’ü…Benim kataloglar da dahil olmak üzere,Ankara’da yaşayan çok sayıda ressamların-sanatçıların kataloglarını Çerkes Karadağ yapmıştır.O’nun yaptığı kataloglar biz ressamlar-sanatçılar için övünç duyulan bir ayrıcalıktı.
Ödüller:
Türkiye Liselerarası Öykü Yarışması,1969
Tasvir Gazetesi Öykü Yarışması,1973
DYO Resim Yarışması-Resim,1977
Hey Dergisi Sanat Takvimi,1977
Ankara Sanat Sergileri-Fotoğraf,1977
Ormancılar Cemiyeti-Fotoğraf,1978
6.Devlet Fotoğraf Yarışması,1986
Le Theatre dans L’art Photographique 8 Triannele İnternationale,Gümüş Madalya-Yugoslavya,1986
Kültür Bakanlığı Devlet Senaryo Yarışması,
“Bir Yalnız Anıt”,Mansiyon,1986
Uluslararası Nasrettin Hoca Fotoğraf Yarışması”,1987
Birkenhead international Colour Salon,Honourable Mention,İngiltere,1989
İFSAK Uluslararası Fotoğraf Yarışması İFOD Ödülü,1989
FİAP  Fotoğraf Sanatı Uluslararası Federasyonu,AFİAP “Artist of FİAP” ünvanı,1990
Çek Cumhuriyeti Devlet Şeref Madalyası,2000
İFSAK Yılın Fotoğrafçısı Ödülü,2004