Ben üniversite yıllarında Kırşehir?de bulundum. Neşet Ertaş türküleri çalınır söylenirdi oralarda. Aslında o yıllar pek farkında olduğumu söyleyemem.
Ama Kırşehirliler sürekli onun türkülerini dinlerler ve sevgilerini dile getirilerdi.Kırşehir?in Ahi Evranlı,Aşık Paşalı değerlerinin üzerine bir büyük değer olarak Neşet ERTAŞ çoktan eklenmişti zaten.n
Neşet ERTAŞ konservatuara gitmiş şan dersi almış, batı müziğini batı enstrümanlarını tanımış bir sanatçı değildi.
Popülerlik adına değerlerin yıpranmasını katkıda bulunmuş biri de değildi. Bu yüzden çok fazla değer görmedi itibar bulmadı uzun yıllar.
Çileden çileye, acıdan acıya uzanan hayat seyrinde her dönemeç unutulmaz bir türküyü armağan etti hafızamıza.
Evsiz barksız yersiz yurtsuz geçen uzun yıllardan sonra gurbete düşen bir ömür ve çileli bir hayat. O köy senin bu köy benim ilmek ilmek dokunan bir acı ve sonunda ortaya çıkan acıyla yoğrulmuş her yanından hüzün akan türküler.
Çocukluk ve ilk gençlik yıllarını köylerde babasıyla düğünden düğüne geçen bir ömür. Orta yaş ve olgunluk çağlarını da kardeşinin desteğiyle gittiği Almanya?da o salon benim bu salon senin ,o düğün senin bu düğün benim geçen bir ömür.
Ürettiklerinden dünyalık hiçbir şey kazanamayan bir büyük değer. İki binli yıllarda Türkiye?ye dönüş ve İzmir?de mütevazı bir yaşam.
Neşet ERTAŞ?IN kısa yaşam öyküsü böyle.
Bu kadar büyük bir değerin geçimini sağlamak için düğünlerde,konserlerde söylemek zorunda olması ne kadar üzücü değil mi?
Birçok kişinin peşinde koştuğu manevi hazzıyla birlikte maddi bir değeri de olan ?Devlet sanatçılığını? kabul etmediğini de biliyoruz. ?Ben halkın sanatçısı olacağım? diyerek nazikçe reddetmişti bu ödülü.
Ölümsüz olmak böyle bir şey iste. Kıytırık bir ikbal uğruna taklalar atmak değil ölümsüzlük. Fani olana o kadar değer vermektir aslolan ve değerli olan,gönüllerde yaşamayı değerli görmektir..
Hem yalan dünya deyip hem de gerçek dünyayı hiç aklınıza getirmezseniz ve yalan dünyaya gerçeğinden daha fazla değer verirseniz ve gerçeğini hiç aklınıza getirmezseniz yalan dünyanın son bulmasıyla siz de son bulursunuz.
Dünya ya ancek o kadar değer verdi Neşet ERTAŞ ve ölümsüzlük kervanına katıldı. Acılarını, sevinçlerini terennüm ettiği dille terennüm edecek arkasından milyonlarca insan.
Abdal olması ve o geleneği sürdürmesi hep küçümsendi Neşet ERTAŞ?IN eğer Gönül Dağını, Zahideyi, Acem kızını, Yalan Dünyayı yazmamış olsaydı unutulup gidecekti bekide.
Neşet ERTAŞ, Ay dost deyince yüreğimin her yerinden acıdığını hissederim. Bir avaz, bir nağme, bir haykırışla ay dost der çünkü. Hüznün bütün renklerini yansıtır haykırışında. Acının bütün çeşidini döker nağmenin renklerine?
Sahici bir dille ve samimi olarak feryad eder. Yüreğinde olanı ortaya koyar. Hiç bir yapmacıklık yoktur haykırışında. Yaşanmışlığın çilenin, ızdırabın sesidir çünkü.
Bütün acısını, üzüntüsünü, çektiklerini olduğu gibi aktarır size bu nağmeyle.
?Aşk ağlatır dert söyletir? denir ya belik de Neşet ERTAŞ?IN yaşam serüveni budur. Beki de o sıkıntıları çekmeseydi, ürettiklerinden çok fazla kazansaydı, sefahat içinde yüzseydi ortaya çıkmayacaktı bunca eser.
Acıyla yoğrularak dile geldi belki de. Eğer sevipte kavuşamadığı kız Melo olmasaydı ona olan hislerini nasıl dile getirecekti.
Gönül dağında bunca acı, keder, sıkıntı olmasaydı nasıl bu kadar güzel ifade edecekti gönül dağını.
Birde kendisine ?Göğülleriğizin Hızmatçısı?derdi. Yani kendi üzüntü içerisinde olsa da başkasının gönlünü hoş etmekti muradı.
Kendi üzüntüsü işle başkasını da üzmek istemiyordu onun için ?Gönül Dağı?nın ardından?Ankara?nın Tren yolunu? söylüyordu konserlerde.
Neşet ERTAŞ ileri yaşının başında iki bin yılında tekrar yurda dönünce çok fazla gözlere görünmedi. Tenha da olmayı seçti.
Bir programda ?Rahmetli Neşet ERTAŞ?TAN alınan bir türkü? deyince bunun zoruna gittiği ve televizyona çıktığı söylenir.
En son Kanal7 Televizyonunda program yapan Bayram Bilge TOKEL onu bize tanıtmaya çalıştı.Sürekli türkülerini okudu ,kendisini programa çıkardı,kendisi ile ilgili bilgiler verdi sürekli.
Birde Can DÜNDAR?IN Neşet ERTAŞ belgeseli var ki müthiş doğrusu.
Birde TRT?nin bozkırın tezenesi belgeseli var o da çok güzel.
Gönüllerden bir Neşet ERTAŞ geçti, ama gönüller neşet ERTAŞ?TAN geçemedi.
Asıl söylemek istediklerim söyleyemediklerimdir. Onun sağlığında farkına varmış olmaktan bahtiyarım.
Sesi kulağımızda, adı kalbimizde yaşayacak bu evren var oldukça. Büyük ozanı saygıyla ve rahmetle anıyorum.