Küresel ekonomi ve aktörlerinin; uluslara vazettiği yapılanmayı anlamak için, şehrin 2 ana caddesindeki işyeri popülasyonuna bakmak kâfidir. Bankalar, GSM operatörlerinin ve mülk sahiplerinin sömürgesi olmuş yerel bayiler, ulusal zincir mağazalar, uluslar arası yeme ? içme, nadiren yerel esnaf ? tüccar?
??Giyim mağazasının soyunma kabininde DON?unu değiştiren vatandaşın, çıktığında işyerinin telefoncu olmasına şaşırdığı?? reklam filmi, çarşının içine düştüğü durumu İRONİK olarak izah etmektedir.
Bu durum ülkede bir numaralı harcama kalemi haline gelen haberleşme sektörünün başarısı, tüketici adına aldanmışlık, payını bunlara kaptıran sektörlere mağlubiyet ve yerele edilgenliktir!
Gelişen iletişim teknolojileri sayesinde ulusal ve uluslar arası firmalar; takip ve kontrol sistemleriyle, yerel esnaf ve tüccarı aradan çıkarıp yıllarca oluşmuş sosyal dokuyu yok etmişlerdir.
Düşünüyorsam varım, yerine; tüketiyorsam varım kitleleri oluşmuştur.
Bankaların başı çektiği, büyük oyuncularla oynanan bu oyunda; PARA bankadan çıkamaz hale getirilip, çarşı ahalisine seyir kalmıştır.
Küresel kapitalist ekonominin dikte ettiği bu fırtınada; yok olanlar çarşı ahalisidir ve bunlar orta sınıfın büyük çoğunluğudur.
Kadim zamanlardaki esirlerin ayağındaki pranganın, elektronik kelepçeye dönüşmesine benzer şekilde, bankaların esiri olan tüketiciler; ceplerindeki prangaya! Benzeyen manyetik kartlarla çarkın dişlileri arasında öğütülmektedir.
Mağlubun galibi taklit ettiği bu düzenin kaçınılmaz olduğu ileri sürülebilir, lakin; yıllarca düşman bellediğimiz batı ve sistemlerinin yönetime gelince, aynen kabul ve devamı içine düştüğümüz PARADOKSAL durumdur.
Yaşananlar sınıf atlama değil, aksine; orta sınıfın alt sınıfa geçiş sürecidir.
Siyasetin başarısı; bu sürecin ne kadar sancısız, kayıpsız (oy) geçeceğidir. Sağlıkta yapılan hizmet eşitliği, eğitimde ücretsiz kitap ve harçların kaldırılması, evdeki yaşlıya ve hastaya bakım ücreti, anneye okuyan çocuk parası ve son dönemde açıklanan dershanelerin kapatılacak olması, vb. uygulamalar sürecin tamiri ve tasdikidir
Gelelim yerel sorun (lu) lar?;
Şehrimizde işyeri kiraları; kayseri başta komşu illerle kıyaslanamaz iken metropollerden pahalı hale gelerek, yerel esnaf tüccarın küresel dalgaya yenik düşmesinde birinci etken olmuştur.
Mekân, sermaye, iyi eleman, bilgi, kolektif şuur gibi eksiklikleri ve bunlarla ilgili; değil çözümü fark edip, tehlikeyi göremeyen meslek örgütleri diğer etkenlerdir.
Burada belediyeciliğin ana unsuru olan ??araç trafiği ve insanların yaşam olanaklarının rahatlatılması prensibiyle?? yeni caddeler oluşturmayan son 23 yıldır görev yapan belediyeciler iktisaden yönettikleri kurulumun menfaati için, telkin ve tavsiyede bulunmayan meslek örgütleri suçludur.(şehre AVM ler isteniyor gibi sonuç çıkmasın, oda küresel dalganın ayrı bir tezahürü olup geniş ele almak lazım)
İddiamızın ve konumuzu yaşanmış örnekle somutlaştıralım.
Geçen dönem, şehrin dışarıya doğru yatay genişlemesine lokomotif olacak otogar ? çevre yolu projesine, mimar ? mühendis, esnaf ? tüccar örgütlerinin çomak sokması, bu kentin yıllardır neden geri gittiğinin açık cevabıdır.
Bu projeyi; belediyeden daha çok ??örgütlerinin varlık ve yaşam?? sebebi sayıp desteklemek yerine, yöneticilerinin şahsi menfaat ve kaprisleri yüzünden köstek olmaları; örgütlerinin yaşamı açısından GARABET kendi açılarından HİYANET tir.
Bu ortak! AKIL (sızlık) oy veren hepimizindir.
Gelişmeleri oku (ya) mayan, anla (ya) mayan, bulundukları şehre sınıf atlatamayan yöneticiler; hükümet (meydan durağı) ten başlayan, inisar a (TEKEL durağı) varan seçkinler! Yolculuğu sigorta ( HASTANE ) durağında bitecektir.
Acep; hal-i pür melaliniz ne olacaktır?
Sinema tarihimizin başyapıtı saydığım ??Zuğürt Ağa?? filmini hepimize ders çıkarır gibi yeniden izlemekte yarar var.
