Tarih: 19.11.2012 15:19

BİR ZAMANLAR NADİDE BİR TABLO GÖRÜNÜMÜNDEKİ KEPENEK CADDESİ (II)

Facebook Twitter Linked-in

Kepenek caddesinin on beş yirmi adım kadar batı tarafındaki iki katlı ahşap bina kadınlar hapishanesi olarak kullanılırdı. Bazı geceler mahpustaki kadınların söyledikleri özlem yüklü türkülerin ağıtların sadaları taa dışarılara taşardı. Yoldan geçenler hıçkırıklara karışan bu ağıtları işittikleri zaman yüreklerine bir hüzün, bir gam çökerdi. Sivas?ın ilk sineması bu cadde üzerinin yakınlarında bulunan harap bir kilisede gerekli onarım ile basit bazı tadilatlar yapıldıktan sonra faaliyete geçmişti. Resmi kayıtlarda Arı sineması olarak geçse de, buradaki filmler seslendirilmeden gösterildiği için halk buraya Recebin sessiz sineması derdi. Yine bu cadde üzerinde açılmış iki yazlık sinema ile bir kapalı sinema Sivaslılara kültürel yönde yıllarca hizmet sunarken, daha çok kalabalıklaşan cadde bilhassa sinemaların dağıldığı saatlerde ahali caddeye zorlukla sığabilir. Büyüklerimizin birazda abartılı benzetmeleri ile iğne atsan yere düşmezdi. Bu cadde günün er saatlerinden ger yarılarına kadar, seyyar satıcıların arabalarla fıstık, ayva, mısır, kestane, leblebi, gazoz, simit, kurabiye ile ikinci el kitap ve dergi satanlara kiraya verenlerin pazarı yerine dönüşürdü. Çok değil günümüzden yirmi beş otuz yıl evveline kadar evinin her köşesinde kendi zevkinin, kendi hünerinin yaşatıldığı, yerine göre tekbir çivisini bile gözü gibi koruduğu, dedenin, ninenin, babanın, ananın Kepenek Caddesinin güzelliğini taçlandıran bu evlerde taviz götürmez bir titizlikle uyguladıkları örf ve geleneklerimiz, beğenmeyip de yıktığımız bu evlerde yaşatılırdı. Nuri Başyurtların, Şevket Erişenler?in, yumurtacı İsmail Efendinin, Sarısözenlerin, Etem Efendinin, Mustafa Taki efendinin, bahçe duvarında tarihi bir çeşmenin bulunduğu Ömer Erginin, Emir paşaların, Zifir Yemezlerin, Zeynel Efendi?nin, Kadıoğullarının maalesef pek çoğunu hatırlayamadığım onlarca tarihi bu konaklar, Kepenek Caddesinin görüntüsünü zenginleştirdi. Emir paşaların konağı takriben 1948 senelerinde orman dairesi müdürlüğü olarak da kullanıldı. Orman dairesinin kolcuları; ruhsatız kesilmiş odunları yakaladıklarında getirir, bu konağın geniş bahçesinde stoklardı. Ayrıca bu konağın ön tarafındaki geniş alana harbiye?nin önü derdik. Yine bu cadde üzerindeki Şevket Erişen beylerin konağı tahminen 1970 senelerinde İl Müftülük binası olarak da kullanılmıştı. Evinin her köşesinde kendi zevkinin, kendi hünerinin yaşatıldığı, yerine göre tekbir paslı çisini dahi gözü gibi koruyan Dedenin, Ninenin, Babanın, Ananın bu evleri bu konakları, bir beton kutucuk uğruna tasak ettik. Neslin nesle emanet ettiği geçmişteki yaşayış tarzımızın izlerini taşıyan Nadide bir tablo görünümündeki tarihi Kepenek Caddesi ile çevresi maalesef, 1978 senesinde vurulan ilk kazma darbeleri ile hırpalanmaya başlandı. Daha sonrada bir yer altı çarşısı uğruna. Yöneticilerimizin maşa başı kararları ile kör bir yola dönüşürken Kepenek Caddesinin kimliği yok edildi. Bir şehir; kaybolmayan evleri, konakları, sokakları, caddeleri ve de Nirengi noktaları ile yaşar. Bense Sivas?ı Sivas?ta kaybetmenin acısıyla yaşıyorum?


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —