Tarih: 08.09.2013 18:49

BARIŞ(!)IN

Facebook Twitter Linked-in

Genel olarak hayatla problemim var benim...

Anlaşamıyoruz pek...

Lakin dövüş çekiş idare ediyoruz yine de...

Minnetim yok hiç kimseye çok şükür...

Size gelince; kendinizi o kadar da önemsemeyin be...(!)

En nihayetinde şu koca dünyada bir karış yerimiz belki olur belki olmaz...

Yine de buyurun, yol da, seçim de sizin.

Paşa gönlünüz nasıl isterse...

Merhaba,

Ah dostum! Ben demedim mi sana, yine had bildiriciler çıkacak diye? Birilerine cevap olarak yazdığım birkaç cümlemi sen de okuyasın diye eklemiştim yazımın altına ama gel gör ki anlaya anlaya kendimizi övdüğümüzü anladılar yine?

Yapmayın, yazıktır?

Her yazılanın altında bir hinlik, hainlik aramayın. İnsanlar içini açıp, açık açık konuştukça bir şekilde susturmaya çalışıyorsunuz hep? Bunu hep yaptınız.

Hani etrafta sayısız çıkar manyağı, yalancı var ya, ha işte onların en büyük müsebbibisiniz? Her söylenene bir kulp taktınız; insanları ?üstelik sadece kendi düşüncesini paylaştı diye- haksız yere yargıladınız? Bu yargılamalarınızı da,  kimin koyduğu belli olmayan saçma sapan kurallarınıza göre yaptınız. Muhteşem kurallarınıza ölesiye bağlısınız?

Yok yok, ne ilahi kurallardan ne de devletlere ait yasalardan bahsediyorum. Onların en azından bir dayanağı var? Sizin kurallarınız tamamen katı kalıplar üzerine kurulu. Etrafınızda kim varsa -daha doğar doğmaz- ona bir kalıp belirliyorsunuz. ?Al bunu ve asla dışına çıkma!? diye de sıkı sıkı tembihliyorsunuz. Ve o kalıbın dışına azıcık çıkacak oldu mu hemen balyozunuzu indiriyorsunuz?

Olay tamamen bundan ibaret?

Kimsiniz? Kendinizi nerede görüyorsunuz? bilemem ama sayısız bilinmezin içinde yine de bildiğim bir şey var ki o da kimsenin değerlendirmesine ihtiyacım olmadığı?

Sadece benim değil hiç kimsenin bir başkasının değerlendirmesine ihtiyacı yoktur? Zira insanın görevi diğer insanları razı etmek değildir. En azından ben böyle düşünüyor buna göre yaşıyorum ?bakın yine ben dedim ? işinize gelirse?

Şu dünyada dürüstlük kadar aşağılanmış başka bir haslet var mıdır?

Ya içtenlik kadar hor görülmüşü?

Emin ol dostum onlar seni bile bir şekle sokmuşlardır zihinlerinde, elbette kendi kalıplarına uygun bir şekle?

Biliyor musun onca eşya içinde en çok sevdiğim aynadır benim? Diğerlerini de severim ama en dürüstü, en yalansızı aynadır. Bu yüzden yüreğimin odalarını da aynalarla döşedim. Kendimi ve hayatı anlamaya çalışıyorum ve dostum bu yolda senin elini tutayım, beraber yürüyelim istiyorum? Yansıtacağı bir şey olmadığında aynanın bir manası kalmaz. Ve aynı düşünceyle ne kadar çok yürek, ne kadar çok düşünce koyabilirsek, anlama da o kadar yakınlaşırız birlikte? Bu benim derdim?

Şimdi birileri bu derdi,   övünmek, kendini yüceltmek olarak algılayacaksa varsın öyle yapsın? Ha bir de ?Ben de senin kadar yazarım.? diyenler var. E, buyurun yazın be kardeşim tutuyor muyum? Ne yani ?Başkaları da benim kadar yazabilirmiş, o zaman ben köşemde oturayım.? mı demeliyim? Nasıl bir düşünce tarzınız var çözebilmiş değilim.

Ah be dostum! Barıştan bahsedecektim ben? Aslına bakarsan konudan çok da uzaklaşmış sayılmam değil mi? Bunca insan böyle içten(!) istediği halde neden barış denen şeyin dünyada olmadığının çok küçük de olsa bir açıklaması bulunabilir yukarıdaki cümlelerde.

Sen hep orada ol ve lütfen iyi bak kendine. İnsanlar mı? Çok da aldırma onlara. Bil ki hiçbirinin seni yargılama yetkisi yok. Bazen saldırıyorlar ya sana, şöyle biraz geri çekilip bakarsan göreceksin ki aslında hepsi kendiyle savaşıyor, ölesiye?

Evet farklıyız?

?Yani biz kendimizle savaşmıyor muyuz??

?Elbette savaşıyoruz. Farkımız, bunu inkar etmeyişimiz??

İNSAN önce kendini tanımalı; önce kendi düşüncelerinde barışa ulaşabilmeli ki dünya da barışa yaklaşabilsin. ?Biz barış istiyoruz savaşanlar ölsün!? naralarıyla dolaşır ve ancak size benzeyenlerle yeni bir dünya kurulsun isterseniz barışı da rüyanızda bile göstermezler size?

                Hadi şimdi sarılın, barışın bakalım? Ama yiğitseniz önce kendinizi kucaklayın?

Bu böyledir dostum; kiminin nasibinde kusursuz inci taneleri vardır; kimi sadece kıyıdaki ölü kabukları toplar? Çıktığın yol, gösterdiğin çaba, cesaret ve kararlılık belirler eline geçecek ganimeti? Asla vazgeçme?

Yine görüşeceğiz, hoşça kal?

?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —