Türkiye?de eğitim sistemini kökünden değiştirip, yeni bir analizler analizi yapmak için ortaya konulan ortak aklın, yavaş yavaş gün yüzüne çıktığını görmek insanı mutlu ediyor. Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI?nın geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama tarihi bir anlam ve önem taşımaktadır. Kronikleşmiş ve hantallaşmış yavan bir anlayış olan ve de, çocukların karakterlerini de katleden ?test furyasına? artık müsaade edilmeyeceği yönündeki beyanatı, duyarlı birçok eğitimci tarafından memnuniyetle karşılandı.
Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI, "Çocukları test cenderesinden, çoktan seçmeli sistemden kurtaracak yeni bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Açık uçlu sorularla yürüyen bir seçme daha sağlıklı olur diye düşünüyoruz. Ancak çalışmalarımız devam ediyor" dedi
**
Bu açıklama elzemdi. Zira iyi bir nesil yetiştirme yolunda yoruma dayanan yeni bir eğitim anlayışı gerekmektedir. Çocuklar, test cenderesinden artık kurtarılmalı. Artık papağan gibi ezber yaptırılıp, dört şıktan birinin hangisi olduğu yönündeki zaptu raptın bir kısmının bile terk ediliyor olması, tarihi adımdır sevgili okurlar.
Düşünebiliyor musunuz, daha çocuklar hayatın renkli yanını tam öğrenmeden, sezmeden onları deneme sınavı ve yaprak test hoyratlığına sokuyoruz.
Okumayı söker sökmez, veliler ve eğitimin derinliğine nüfuz edemeyen bir takım eğitimciler, çocukların ellerine yaprak test tutuşturmaya devam ediyorlar.
İlkokul birinci sınıftan itibaren ise, deneme sınavlarına sokarak, anlamsız bir yarış ve telaş içinde bu yaşta yorgunluğa bitkinliğe dâhil ediyorlar.
Daha çocukların, kalpleri ve zihinleri yeni yeni gelişip, güzellikleri içselleştirecekleri bir zamanda, ellerine tutuşturulan deneme sınavı kitapçıkları ve yaprak testler, onların bütün yeteneklerini sınırlandırmakta ve kazanmaya yönelik güdülemektedir.
Bu taptaze beyinleri, şıkların içine hapsetmekten ve kesin doğru ve kesin yanlışı bulmalarını istemekten daha kötü ve kolaycı ne olabilir?
Hayat hep şıklardan ibaret değildir. Belki bir dördüncü şık varsa? Kesin doğru ve kesin yanlış, olmayan bir şıkkın içerisindeyse?
Sivas?ta ise hala atmışlı yılların eski, de mode, hantal eğitim anlayışı mevcut.Test ver kenara çekil. Deneme sınavına, öğrenciler at yarışı gibi hazırla, sonuçlarla avun.
Tam kültürel dokuyu ve dili kavrayıp, o renkli algılamalar desteğiyle üretici olacakları bir zamanda, ellerine tutuşturulan şıklardan oluşmuş cendereler, onların ruhlarını ve algılama hayallerini sınırlamakta ve bir müddet sonrada toplum dışı davranışlara sürüklemektedir.
Sanki çocuklar daha birinci sınıfta, LYS ye gireceklermiş gibi bir telaş halinde sınavlara hazırlandırılmaya çalışılıyor.
Dünyanın neresinde böyle bir metot var Allah aşkına?..
Hatta bu düşüncemi bir adım daha ileri götüreyim.
Nice eğitimci, sanat dersleri olan resim, müzikte bile matematik, Türkçe yapmaktadırlar.
Velilere de bakın biz müzik resimde bile test yapıyoruz diyorlar. Velilerde gururla, bizim çocuğun öğretmeni müzik ve resimde bile matematik sorusu çözdürüyor diye anlatıyorlar.
Bu tam bir skandal ve garabet. Çocukların zerafet yerine, hoyratlığa, kabalığa sürüklenmesi demek.
Kendilerini sanatsal olarak ifade edemeyen çocuklar da, ilerde toplum dışı davranışlara meylediyorlar. Sonrada ardı arkası gelmez sıkıntılar. Rehberlikler, pisikiyatristler, karakollar, boşanmalar, kabalıklar, hoyratlıklar ve mahvolan nice hayatlar?
**
Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI?nın bahsettiği açık uçlu soruların da artık eğitimin içine dahil edileceği yönündeki çabasını takdir etmemek elde değil. Test tekniği ile konuşmayı ve yazmayı unutan bir nesil ortaya çıktığı aşikar.
Türkçe gibi dünyanın en nezih dili ise bu test tekniği sayesinde kadükleştikçe kadükleşmektedir. Açık uçlu sorularla oluşturulacak yeni ölçme sistemi, kitap okumaya ve de dil gelişimine önemli kapı açacaktır.
Yeni bir eğitim heyecanı ve anlayışı konusunda atılan bütün olumlu adımları desteklemek, ülkemizin geleceğini daha da mamur edecektir.
