KALE, Kuşa Çevriliyor

iki şey duydum çok mantıklı gelmedi ama paylaşayım. bir define arandığı ikinciside kaleye komple sur çevrileceği iç kale gibi yapacaklarmış. tabanda bir sur sonra tepede bir sur. ankarada keçiörende ki kale yaptılar ya ona benzeyecekmiş. ama define işi saçma ya orada define olmaz ki. bizim millet hemen sallıyor ha.

BENCE ÇOK GÜZEL OLUYOR, ELBETTE BUDANACAK, KOCA KOCA APARTMANLARMI YIKILACAKTI, BU YAPILAN İŞ TAKDİRE ŞAYAN, SAMİ BEYE BU DEFA TEŞEKKÜR EDİYORUZ,

Oradaki halk ve yol rahatladı, geç kalınmış olabilir, ama geçte olsa belediye bu defa güzel bir iş çıkardı,

BU YAZIYI OKU VE HAYRETLER İÇERİSİNDE KAL...SONRADA KALE NE OLACAK DİYE DÜŞÜN!.... Hep anlatılır ya tarih ve kültür şehri Sivas, Anadolu coğrafyasının en merkezi konumunda; Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet kentidir diye? Anlatılanları Sivas halkı da pek anlayamaz doğrusu kentinden habersiz kenti yaşar! Kentin değerleri aslında olduğundan fazladır, keza kalanlarla yaşamaya devam ederken anlatamadığımız Sivas´ın değerlerini yüksek katlı beton yapılar kapatmaya başlamıştır. Aslında bu belki de imar planlarında yapılan hataların günümüze kadar yansımasıdır. Oysa ?İnönü Bulvarı´ndaki yüksek katlı o binalar keşke olmasa da onun yerine caddenin girişindeki tek katlı yapılar devam etseydi? deriz kendimizce? Biliriz ki, ilerde hiçbir şehirde böylesini göremeyeceğiniz tarihi meydanın kokusu o zaman ta uzaklara kadar gidebilecektir. Yıllar öncesinin, 700-800 yıllık eserlerin betonlara nasıl sıkıştığını anlatabilmek zor değildir elbet lakin diğer yandan da sokakların, konakların tükendiği pervasız bir gerçektir. Sokak ve konak kültürünü kaybeden Sivas, tarihi kent yakıştırmasını içine sindirebilir mi? bilinmez ama tarihe uygun mimari ve peyzaj geliştiremediği de bu şehrin ayıbıdır aslında. Tarihi Kent Meydanı´nın asfalt zemininden geçen yüzlerce araç, dokunun mistik havası ile uyuşmayan kullanım şekli gibi pek çok neden geçmişe verilen değerinde bir parçası olarak yüzümüze vurur bu karanlık uygulamayı! Artık betona teslim olmuş bir Sivas´ın ne kadar soğuk bir tabirle tezahür edildiğinin farkında mıyız göremiyoruz! Ne yazık ki tarihi kültürel ve tabii zenginlikler betonun önlenemez istilasına maruz kalıyor. Çok katlı yapılar tarih ve kültür kentini(!) daraltıyor, bir köşeye sıkıştırıyor. Betona karşı çıkanlarda yine beton çağına yenik bu duruma dahil oluyor, belki de teslimiyet içerisinde kalıyor. Küçük çıkarlar uğruna feda edilen arazilere, rant için satılan parsellere kentin imar dokusuna aykırı yapılarla, kent yavaş yavaş kültür ve tarihten uzaklaştırılıyor. Sahibi olduğumuz, sığındığımız Sivas´ı, lâyıkı ile himaye edebiliyor, emanet aldığımız tarihi ve tabii mirası koruyup yaşatabiliyor muyuz? Soğuk ve zevksiz binaların tıka basa yığıldığı, günden güne kendi kimliğini kaybederek birbirine benzeyen şehirlerde yaşamak mecburiyetindeki insanlar olarak beton uygarlığına belki de büyük katkı yapıyor olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Hani eskiden sofalar, konuk odaları vs. olan konaklarımız ve sokaklarımız vardı ya, az katlı ve estetik bahçeli sivil mimarinin enfes kokan ahşabını içine çektiğimiz mekânlarımız! Sahi ne oldu onlara? Onların yerini çirkinlikte ve kabalıkta bir biri ile yarışan, mekânı kullanmada asgari incelik, estetik ve ferahlıktan uzak bloklar mı aldı? Eski şehrin medeni havası işgal altında kaldı, asırlardır süzülüp gelen kültür unsurları yok olmaya başladı. Yıkılan her konakta, unutulan her zanaatta, yurt dışına kaçırılan her eserde, kaybolan her gelenekte biraz daha fakirleşiyoruz. Kendi elimizle tarih ve kültür kenti Sivas´ı betona hapsediyoruz. İlimizdeki geleneksel şehir hayatının sosyal unsurları, insan ilişkileri, davranış kalıpları, boş zaman geçirme ve eğlenme biçimleri popüler kültürün kuşatması altında geçerliliğini yitiriyor, şehirli kimlik gün geçtikçe daralıyor, yozlaşıyor. Neye sahip olduğunu unutmuş bir toplum ile nereye ait olduğunun idrakine varamayan bir nesil, nasıl yaşamak istediğini bilmeyen bir millet ruhiyatı içerisinde idealler de geliştirmemiz imkânsız gibi görünüyor. Haydi, şimdi hep birlikte dönelim eskiye, çok katlı TOKİ´ler yâda rezidanslar değil, az katlı sivil mimariye yakışan yapılarla şu eski fotoğraflarda gördüğümüz ve imrendiğimiz yeni Sivas´ı kuralım. Bahçelerimiz olsun, sofalarımız, sokaklarımız, ırmaklarımız? Asfaltta değil, taş sokaklarda çocuklar gülsün oynasın doyasıya? Eski Sivas´ı anlatan yeni mahalleler kuralım hep birlikte, çünkü Sivas eski ile değerli bilenlere!

alper bey teşekkürler de bunu okumaz onlar çok uzun yazı hayır kendimden biliyorum . ama çok haklısnız. hani villalar yapıyorlar ya onları benzetseler eski evlere konaklar o bile yeter. neden hollanda tipi israil tipi diye adlandırlan evler varda türk tipi yok de ğil mi? sonra çıkar neden yılbaşı kutluyoruz deriz bu evlerde

Anıtlar yüksek kurulu sivasta ne iş yapar