ARABESK KOKAN HAREKETLER

Ne denilebilir ki buna. İnsanların sadece bir kısmı olayların gidişatını görürken, kalan kısım bütün uyarılara kulak tıkayıp göz yumuyor. Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi, koyun gibi, tıpkı Nazım Hikmet?in dediği gibi?

Dinlediğinden bir şey anlamayan, anladığını ve bildiğini korkup kimseye anlatmayan, iş işten geçtikten sonra yazılmış birkaç satırı okuyarak içini soğutmaya çalışan? Kişisel olarak kendilerini bir nevi tatmine diyorlar. Olsun; kendilerini tatmine ederek içlerini soğutsunlar ancak bu ülkede bir şeylerin değişmesinde çok büyük bir etken olduklarını da unutmasınlar!

Kendilerini laik diye tanımlayanların bu gözü bağlılığı ve kolaycılığı olmasaydı, bazıları bu kadar rahat at koşturamaz, hüküm süremezdi. Kendi atını koşturanların, en büyük sermayesi ise derin sularda yüzen ve kendini ek akıllı zanneden ancak kendi içinde bile tezada düşen laikler!

Ne mi demek istedim; kendimi bildim bileli durmadan tekrarlanan ?Bırakın sağı solu da Türkiye bambaşka bir bölünmeye gidiyor? sözlerine kulak kabarttınız mı? ? İktidarın şeriat yasası falan çıkaracağı yok, halkı değiştirecekler, daha sonrada halkın istediği rejim gelecek? diye savunulan düşünceleri hiç düşündünüz mü? ?Türkiye?de yaşanan dünyadaki gibi bir siyaset kavgası değil, rejimi değiştirme mücadelesidir.? Diye bağıran tarihçilerin sözlerini ciddiye aldınız mı? Yoksa hala üç maymunu mu oynamaktasınız?

Her yeni gelen düzen kendi insanını yetiştirir. Atatürk?te dil-din-bilim içeren konuşmalarında yeni cumhuriyet halkı ortaya çıkarmak istemiş. Şimdi iktidarda kendi insanlarını yaratmak istiyor. Bu yüzden doğrudan doğruya ? Cumhuriyet artık yerini islama bıraksın? diyen Ömer Dinçer?i eğitim başı olarak atamışlardı.

Otuz yıl önce arabesk ile büyüyen kişiler şimdi işin başına geçip Türkiye?yi dönüştürüyor. Yirmi yıl sonra bir başka nesil iş başında olacak ve bugünlerimizi mumla mı arayacağız yoksa refah içinde mi yaşayacağız belli değil.