Tarih: 22.02.2013 10:58

ALLAH?I (cc) ÖNÜNDE BULMAK

Facebook Twitter Linked-in

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, zaman zaman sahâbî çocuklarını terkisine bindirmek suretiyle iltifat ederdi. Bir defasında on yaşlarındaki Abdullah İbni Abbas?ın Hz. Peygamber?in bu tür iltifatlarına mazhar olmuş ve ayrıca iman ve ahlâk esaslarını bizzat ondan öğrenme şansına kavuşmuştur. Hadise  şu şekilde zuhur etmiştir:

Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ?dan nakledildiğine göre, bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem?in terkisinde bulunuyordum:

-?Yavrucuğum, sana bazı kaideler öğreteyim? dedi ve şöyle buyurdu:

-?Allah?ın buyruklarını gözet ki, Allah da seni gözetip korusun. Allah?ın (rızâsını) her işte önde tut, Allah?ı önünde bulursun. Bir şey isteyeceksen Allah?tan iste. Yardım dileyeceksen, Allah?tan dile! Ve bil ki, bütün bir ümmet toplanıp sana fayda temin etmeye çalışsalar, ancak Allah?ın senin için takdir ettiği faydayı temin edebilirler. Yine eğer bütün ümmet, sana zarar vermeye kalksalar, ancak Allah?ın senin hakkında takdir ettiği zararı verebilirler. Çünkü artık kaderi yazan kalem yazmaz olmuş, yazıları değişmeyecek şekilde kesinleşmiştir. (Bundan sonra takdirde herhangi bir değişiklik söz konusu değildir.)[1]

Hadis-i şerif bize Allah, kader ve öteki insanlardan gelecek fayda-zarar konularına bilgi vermekte, takdir edilenden başkasının kişiye ulaşmayacağını, ulaştırılamayacağını, açık-seçik anlatmaktadır, mü?min için gözetilecek asıl noktanın, sadece Allah?ın emir ve yasakları olduğu belirtilmiş olmaktadır. Hadis, kaderde olmayanın başa gelmeyeceği güvencesini vermektedir. Kaderin ise, çoktan tesbit edildiğini, artık onda bir düzeltme ya da değiştirmenin kesinlikle olmayacağını bildirmektedir. O halde mü?minlerin yersiz kuşkulara kapılmalarına gerek yoktur. Onlar inançları doğrultusunda yaşamaya bakmalıdırlar.

Kulun bütün himmet ve dikkatini Allah?a çevirmesi gereği herhalde ancak bu kadar güzel ve güçlü ifade edilebilirdi. Biz bu hadise sünnetu?llah?a ait bazı esasların tebliği ve ta?limi de diyebiliriz.

Takdir olunan değişmez, nasibin seni bulur, ?alın yazımmış? gibi sözler, sorumluluğu kadere yükleyip sorumsuzluğa kapı açacak şekilde değil, mü?mini hayatta kendi değer ölçüleri çerçevesinde sürekli bir güven ve faaliyet içinde tutacak biçimde anlaşılıp yorumlanmalıdır. Yani tam teslimiyet içinde tam faaliyet... Galiba ilk müslüman nesillerin en belirgin vasıfları da bu idi? Başarı bu çizgide yürümektedir.

Bir konuda şartların tamamen lehte veya aleyhte gözükmesi, takdirin önüne geçecek değildir. Bir başka deyişle görünür şartlar herkes için aynı sonuçları doğurmaz. Bunun tabii neticesi de, herkesin karşılaştığı sonuca razı olması isyan psikolojisi ve davranışı göstermemesidir.

Netice olarak diye biliriz ki hadisimiz Allah?ın ilminde herhangi bir değişiklik söz konusu değildir, murâkabe, Allah?ın emirlerine riayet, tevekkül ve kulların Allah?a olan ihtiyaçları gibi pek önemli konulara ışık tutmaktadır.

Selam ve dua ile?



[1] Tirmizî, Kıyâmet 59  



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —