Türk Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Nuri Eryıldız, dün düzenlediği basın toplantısında Memur-Sen’i, Milli Eğitim Bakanlığı’nı ve hükümeti sert dille eleştirdi. İmzalanan toplu sözleşmenin malum sendika tarafından bir kazanımmış gibi gösterilmeye çalışıldığını belirten Eryıldız, sürekli sistem değişikliğine giden Milli Eğitim Bakanlığı’nı da eleştirdi. İlimizdeki görevde yükselme sınavlarında da şaibe olduğunu iddia eden Eryıldız, “Bu dengeler değişip arkanızdaki gücü kaybettiğinizde ne yapacaksınız? Şu an yaptığınız uygulamaları kendi vicdanınıza izah edebiliyor musunuz?” dedi.
Türk Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Nuri Eryıldız 2013-2014 Eğitim – Öğretim Yılının 1. Dönem değerlendirmesini konu alan bir basın toplantısı düzenledi.
2013-2014 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat döneminin eğitim çalışanları açısından çözümsüzlüğün öne çıktığı bir dönem olduğunu belirten Eryıldız, “Ülkemizin geleceği olan yarınlarımızı emanet edeceğimiz, yaklaşık 17 milyon öğrencinin karne ile buluştuğu birinci dönemde öğretmenlerimiz sıkıntılı bir dönemi kapatmanın üzüntüsü, öğrencilerimiz ise gelecekle ilgili kaygılarının arttığı bir dönemi kapatmış oldular” dedi.
2014 ve 2015 yılları için malum bir sendikanın imzaladığı toplu sözleşme sonuçları ile kayıpların adeta bir kazanımmış gibi sunulduğunu vurgulayan Türk Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Nuri Eryıldız, eğitim çalışanlarının mali ve sosyal anlamda yaşadığı kayıplar karşısında Milli Eğitim Bakanlığı ve hükümetin vurdumduymaz tavrını devam ettirdiğini belirtti.
Türk Eğitim-Sen camiasının eğitim çalışanlarının gerek mali hakları gerekse sosyal hakları ile ilgili yapılan hiçbir önerinin karşılık bulmadığını belirten Eryıldız, “Öğretmenlerin tayinlerinde yaşanan sıkıntılar hala devam etmekte, parçalanmış ve bir araya gelemeyen aile sayısı her geçen gün artmaktadır” dedi.
Eryıldız basın açıklamasına sözlerini şöyle sürdürdü.
“Özür grubu ve diğer tayinlerde yaşanan mağduriyetler ortada iken Milli Eğitim Bakanlığının bu konuda çözüm için bir adım atmaması manidardır. Bir tarafta devam eden öğretmen açığı, diğer tarafta atama bekleyen üç yüz binin üzerinde atanamayan öğretmen sorunu hala devam etmektedir. Bu durum karşısında bakanlığın tutumu ortadadır. Bakanlık öğretmen açığını ücretli vb. uygulamalarla çözmeye çalışmakta, atanacak öğretmen sayısını belirlerken akıl almaz bir tutum içine girmektedir. Çözüm odaklı yeni bir anlayışın ikinci dönemde hakim olmasını bekliyoruz.
Andımız uygulamasına son verilmiştir. And’ın okullarda okutulması sanki en büyük sorunmuş, sanki ülkemizin hiçbir sorunu kalmamış gibi bir izlenim ortaya çıkmıştır. Dünyanın birçok ülkesinde milli değerlerin ön planda tutulması adına yapılan bu ve benzeri uygulamalar varken, bizim ülkemizde çözüm adına, çok büyük bir kazanımmış gibi üç beş kişi ya da grubun sempatisini kazanmak için and okutulması uygulamasına son verilmiştir. Türk milletinin adından ve varlığından rahatsız olanların varlığı aşikârdır.
Fakat ülkeyi yönetenler tarafından sadece bunları memnun etmek adına bu ve benzeri uygulamaların yapılması kabul edilecek bir durum değildir. Eğitim- Öğretim konusunda bunca sorun varken işin bu noktalara taşınmasını milletimizin takdirine sunuyoruz.
MEB Personelinin Görevde Yükselme Yönetmeliği yayınlanmış ve Şube Müdürlüğü Sınavı yapılmıştır. Bu sınava giren arkadaşlarımız mülakatta hangi yandaş uygulamaların yapılacağı tedirginliği içerisindedir. Başta okul idarecilerinin atamaları olmak üzere tam anlamıyla bir siyasallaşma ve yandaşlık söz konusudur. Devlet kadroları ve makamlar sanki devletin ve milletin makamı değil de bir siyasi guruba ait makamlar gibi kullanılmaktadır. Yapılan uygulamalar çalışma barışını ortadan kaldırmış ve eğitim çalışanları arasındaki huzur bozulmuştur. Birçok haksız uygulama özellikle ilçelerimiz başta olmak üzere ilimizde sınır tanımayan boyutlara ulaşmıştır.
Devletin makamlarını siyasi yandaşları ve kişisel çıkarları için kullananlara sormak istiyoruz: Bu dengeler değişip arkanızdaki gücü kaybettiğinizde ne yapacaksınız? Şu an yaptığınız uygulamaları kendi vicdanınıza izah edebiliyor musunuz?
Bundan sonraki süreçte ümit ediyoruz ki eğitim çalışanlarına karşı biraz olsun adaletle davranılır, bu sınırsız kayırma ve yandaş uygulamalara son verilir. Yine ümit ediyoruz ki sadece adında “Milli” vasfı kalan bakanlık eğitim – öğretimle ilgili sorunların çözümü noktasında çalışmalar yapar.