4 EYLÜL NASIL KUTLANMALI?

4 EYLÜL NASIL KUTLANMALI?

4 EYLÜL NASIL KUTLANMALI?

Sivas?ın geçmişten gelen varlığı, iyi değerlendirilemiyor. Rutini kollama handikapı, bu şehrin silkinip ayağa kalkmasını engellemektedir. Onca köklü geçmişe ve içinde barındırdığı güzelliklere rağmen Sivas, ekonomi, kültür, sanat ve eğitimde yerlerde sürünüyorsa oturup yeniden düşünmek lazım.

**

Sivas?ın saymakla bitmeyecek özellikleri mevcut.

Mesela 4 Eylül. Başlı başına bir Sivas manifestosu?

Sivas için 4 Eylül çok önemlidir desem, haksızlık etmiş olurum.

Zira 4 Eylül Sivas Kongresi, sadece Sivas için değil, ülkemizin tamamı için hayatiyet taşıyan bir anlam derinliğine sahip.

Bir milletin kaderi, bu kongredeki dik duruş sayesinde belirlenmiş ve cümle âlemin, Türk Milleti?ni yeryüzünden silme arzusuna bir şamar olmuştur.

Kongrede alınan kararlar sayesinde, milletimizin sonsuza değin özgür yaşayacağı bütün dünyaya ilan edilmiştir. Çünkü esareti tarihinin hiçbir döneminde tatmamış bir milletin, esir edilemeyeceği, bu kongrede bir kez daha haykırılmıştır?

Bu anlam birlikteliği içerisinde, her yıl kutlanmaya çalışılan 4 Eylül etkinliklerine sözü getirmek isterim.

Bu büyük geçmişi dillendiren 4 Eylül?ü, iyi değerlendiremediğimiz ortada.

O ateşli zamanların bir hayat fotoğrafı olarak, entelektüel bir yansıması olması gerekirken, kavun karpuz, elma, dut festivalleri gibi kutlanmasına doğru mudur?

İlçelerin gürültülü patırtılı stantlarında, yeme içme üzerine kurulu karmaşa neyin nesi acaba? Kavurga, karpuz, kavun, elma armut yeme ve hatta içli köftenin pişirilerek ikram edilme yavanlığı nedir Allah aşkına?

İnsanın ruh ve göz zevkine aykırı ne kadar şey varsa, yamalı bohça gibi serpiştiriliyor etrafa.

Hele ilçe stantları başında siyah gözlük, siyah elbise ile ilçe kaymakamların arzı endam etmesini bir türlü anlayabilmiş değilim. Bir gösteri yeri mi orası? İçeriğin doldurulması icab etmesi gerekirken, şekle dönük çaba ne kadar da komik.

Aman Allahım ya âşıkların, o kulakları tırmalayan ses sistemlerini sonuna kadar açıp, bas bas bağırmalarına ne demeli?

Ortada dolaştırılan Kangal Köpekleri ise ayrı garabet. Kasaba pazarı gibi. Bağırtı çağırtı?

İyi ki ortada turist filan yok da bu karman çormanlığı ülke dışına yansıtmıyorlar.

Oysa 4 Eylül, bir kültür ve tarih şöleni ağır başlılığı ile bütün dünyanın dikkatine sunulabilir. Tarihte yaşanan o zahmetli ve dik duruş zamanları, daha güzel ifade edilebilir.

 Bir haftaya yayılan bir etkinlikler zinciri düzenlenemez mi? İnsanların ruhlarına hitap eden ve her yeni etkinlikte bilgiye, hoşgörüye, paylaşmaya yönelik kapılar açılamaz mı?..Bilim insanlarının akın edeceği, beyin fırtınalarının gerçekleştirileceği ve şehrin gelecek yüzyıllarını da şekillendirebilecek, bir dizi çalışmaların yapılması daha doğru olmaz mı?

Ülke gündemine yön veren aydınların davet edileceği, o güne özel tiyatro guruplarının gösteri sunabileceği, yazarların kitaplarını o gün halkla buluşturacağı ve adım adım insanlara 4 Eylül ruhunun verilebileceği bir gayret, daha evrensel olmaz mı?

4 Eylül kutlamalarını iyi bir organize ve ileri görüşlülük ile ülke gündemine taşıyabiliriz. Hala bunu yıllardır yapamıyor olmamız büyük bir eksiklik değil mi?

Bir AR-GE düşüncesi bağlamında 4 Eylül?de mükemmel çalışmalar yapılabilir.

Ama ne gezer. Hangi kurumun bir AR-GE ekibi var? Aylar öncesinden 4 Eylül planlanamaz mı?

Kültür Müdürlüğü ortada yok. Zaten Milli Eğitimi tarihi boyu geniş çaplı bir organizasyonda gören yok. Diğer nice kurum ve kuruluşta günü kurtarma telaşında?

**

Hal böyle olunca, Sivas?ın kendi yüzyıllık ufkunu keşfedecek çalışmalarda nakıs kalıyor. Elde bulunan onca değere rağmen, hala bu şehir iyi tanıtılamıyor ve içine doğru daralıyorsa, şapkayı öne alıp düşünmek lazım.

Entelektüel düşünce ufku ile bir organizasyon yapıldığında, 4 Eylül?ü ülke gündemine taşıyıp, Sivas?ın büyük şehir olma arzusunu gerçekleştirebiliriz...

 



Anahtar Kelimeler: 0