28 Şubat herkes için özel bir gün. Bir tarafta 28 Şubat?ın masumiyetini savunanlar, diğer tarafta 28 Şubat?ta mağdur olup geleceklerinin karartıldığını söyleyenler? Kapalı kapılar ardında nelerin döndüğü yargılama sonucunda ortaya çıkacaktır mutlaka. Ve yine kapalı kapılar ardında insanlara nasıl psikolojik baskı yapıldığı da belgelenecek ve bugün toplumun ayrıştırılmaya çalışıldığı söyleminin aslında 16 yıl öncesinde masum bir girişim olarak gösterilmeye çalışıldığı da anlaşılacak.
O dönemin en önemli çıkışı başörtülü kızlarımızın eğitimlerine devam etme istemleri ve bu konuda protesto gösterileri yapmasıydı. Laik bir ülkede başörtülü eğitimin olmasının mümkün olmayacağını söyleyenler ?ülke elden gidiyor? nidalarıyla toplumu geriyor ve kurdukları Batı Çalışma Grubuyla kızların başörtülerini çıkarmaları için ?ikna odaları? kuruyorlardı. Şuan milletvekili olan zamanın eğitimcilerinden Nur Serter?in de içinde bulunduğu bu ?ikna?cılar direnen gençleri görünce tehditlerle amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlardı. Demokrasi söylemini bayrak edinenlerin yaptıkları uygulamanın ?faşizm? olduğu aşikârdı ama toplum sindirildiğinden kimsenin gıkı çıkmıyordu. Kendini kral ilan edenlerin halkı sömürmeye devam etmek için bahanelere sığınmaları gerekiyordu ve bu bahane ?irtica? olarak o günün medyası tarafından servis ediliyor ve ?ikna odaları? hedefini tüm ülke olarak belirliyordu.
16 yıl sonra sürecin özellikle askeri kesimi yargı önünde hesap verecek ama siyasilerinin de, medya mensuplarının da hesap vermesi gerekiyor. Özellikle darbelerde her zaman mağdur olduğunu söyleyen ama 28 Şubat?ın gerçekleşmesi için elinden geleni yapan ve amacına ulaşan Süleyman Demirel?in de bu hesaba dahil olması lazım. Bugün nasıl 12 Eylül?ün sözüm ona kahramanı Kenan Evren yargılanıyorsa, aynı şekilde Süleyman Demirel?de yargılanmalı, adaletin yerini bulması sağlanmalı.
Tabi bu işin görünen kısmı ama asıl hesabının sorulması gereken şey olayın ekonomik boyutu. Post modern darbenin ülkeye zararının 200 milyar doların üstünde olduğunu söylüyor ekonomistler. Yani rejimin sağlığını düşünen bu vatanperverlerin halkın ekonomik yaşantısını hiçe saydıklarını anlatıyor rakamlar. Yine 28 Şubat?ın münevverlerinin birçok bankanın yönetim kurullarına seçildikleri ve o kuruldan ayrıca maaş aldıkları biliniyor. Yani iş dönüp dolaşıp paraya geliyor. Vatana hizmet mi yoksa paraya tapınma mı orasını siz bireylerin takdirine bırakmak gerekiyor. Unutulmasın ki 12 Eylül darbesinin aktörlerinden Tahsin Şahinkaya dönemin en zengin askerlerinden bir tanesidir ki servetinin 2 milyar doların üstünde olduğu ?dünyanın darbeci generallerinin servetleri? haberlerinde manşetleri süslüyor. ?Vatan elden gidiyor? nidalarıyla ortalığı inletenlerin ve göreve koşanların amaçlarına ulaştıktan sonraki mal varlıkları ve hesapları incelendiğinde vatandaşın cebindeki elin kimler olduğu da anlaşılacak, vesselam?