Tarih: 21.08.2013 20:10

20 YÜZYILIN ÖNEMLİ HALK ŞAİRLERİNDEN AŞIK TALİBİ COŞKUN

Facebook Twitter Linked-in

Aşık Talibî 20 Haziran 1900 yılında Sivas?ın Altınyayla(Tonus)ilçesinde dünyaya gelmiştir. Asıl adı Hacı Bektaş?dır. Talibî?nin babasının adı Mustafa annesinin adı Meryem?dir. Talibî henüz 7 yaşında iken babası tifo hastalığından vefat eder. Talibî dört kardeşiyle birlikte yetim kalıyor. Talibî?nin gerçek manada halk aşığı olup dillere destan şiirlerini söylemesi, O?nu diyar diyar gezdiren  Keklik Emine?ye olan aşkı olmuştur. Türkiye?nin hemen hemen her ilini gezmiştir. Hatta yazarlar Talibî?ye ?Asrın Evliya Çelebîsi? lakabını takmışlardır. Konuşmalarında 5000 kaza, 10000 köy ve nahiye gezdiğini söylermiş.[1]  Talibî hayatının çoğunlunu Ankara?da geçirmiştir. Bir rivayete göre bir şairler bayramında ?Coşkun? soyadını bizzat M. Kemal ATATÜRK vermiştir.

Aşık, şair, ozan her ne derseniz deyin ama o bir gönül adamı, bir fikir adamı ve aydın da diyebilirisiniz. Çünkü kendi zamanında gündeme getirdiği konular ve meseleler yüzünden toplumdan dışlanmış, horlanmış hatta ona deli gözüyle bakılmıştır. Ve her gittiği yerde ilk olarak okulları, üniversiteleri ziyaret etmiştir. Yavuz Bülent BAKİLER Üniversitede öğrenci iken Talibî?nin sık sık okullarını ziyaret ettiğinden bahseder.

Talibî ile ilgili yüzlerce makale yazılmıştır. Önemli araştırmacılardan İbrahim Aslanoğlu, Vehbi Cem Aşkun, Kutlu Özen, Doğan Kaya gibi yazarlar bir çok makale kaleme almıştır. Hatta C.Ü. Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Doğan Kaya Talibî için şunları söylüyor: ? Sivas?ta yüzlerce halk şairi yetişmiştir. Bunlardan ilk üçünü söyle deseler Aşık Veysel, Talibî Coşkun ve Ruhsatî diye sayabilirim.? Günümüzde de değişik gazete ve dergilerde sürekli hakkında yazılar kaleme alınmaktadır. Bir çok antolojide ismi geçmektedir. Edebiyat dergilerinde Türk şairlerinin önemli isimleri arasında sayılmaktadır.

Talibî Coşkun?un o zamanın önemli şairlerinden birisi olduğunun belgesi vardır. Sivas Folkloru Dergisi Ağustos 1976?da Talibî Coşkun özel sayısı çıkarmıştır. Bu sayıda Talibî?ye, Ankara Ü. Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi?nin Prof. Faruk Sümer, Prof. Afet İnan, Prof. Edip Uysal gibi önemli bilim adamlarının da imzasının bulunduğu, 10 profesör tarafından onaylı bir belge verilmiştir. Talibî gittiği her yerde resmi kurumlara bu belgeyi sunarak çeşitli programlar yapmıştır.

Bu belgede şu ifadeler yer alıyor: ?Talibî Coşkun çok yönlü, içli ve felsefi görüşleri olan bir şairimizdir. Çok seyahat eden ve ilhamlarını memleketin çeşitli konularından alan bu halk ozanımızın zengin bir dili ve kuvvetli bir ifade tarzı vardır. Hayat görüşü orijinal ve ince mizah ve hiciv kabiliyeti, hazırlıksız manalı şiirler söylemekteki mahareti pek şayanı dikkattir. Bugün 75 yaşında olmasına rağmen onbinlerce mısra tutan şiirinin büyük bir kısmını halâ hafızasında tutabilmektedir. Bu bakımdan belki dünyada eşine az rastlanır bir kabiliyettir?.

Prof. A. Edip Uysal, Talibî için şunları söylüyor. ? Talibî Coşkun bütün hayatı boyunca şiir içinde yaşamış, şiirle düşünmüş, şiirle geçinmiş bir adam . Onu kah bir çoban, kah bir çiftçi, kah bir gezgin olarak görüyoruz. Talibî?yi diğer şairlerden ayıran özellikleri şunlardır: O bütün şiirlerini ezbere okuyabiliyor. Sayıları binleri bulan bu şiirlerinin bu şekilde söyleyebilmesi başlı başına bir sanat ve kabiliyettir. Sonra herhangi bir konu üzerinde derhal içine doğan düşünce ve duyguları ölçülü ve kafiyeli mısralarla ifade edebiliyor. Bu iki kabiliyeti onun kadar geliştirmiş olan başka bir şair tanımıyorum. Onun hafızası adeta bir şiir okyanusu gibi zengin. Burada en duygulu ve akıcı liriklerden en sert ve acı hikayelere ve hicivlere kadar her şeyi bulmak mümkün. Bunları çıkarmak için Talibî?yi konuşturmak lazım. İşte o zaman o mütemadiyen şiir diliyle konuşur. Şiirlerinde değinmediği konu hemen hemen hiç yoktur. Sosyal, Kültürel, ahlaki, dini, hatta edebi tenkit meseleleri onun şiirlerinin konuları arasındadır. Talibî milli duyguları çok kuvvetli bir ozandı. Şiirlerinin bir çoğu bütün memleketi ilgilendiren büyük olaylar ile ilgili idi. Zelzele, su baskını, tren, uçak, madenocağı, denizaltı kazaları ve Kıbrıs harekatı gibi olaylar onu daima etkilemiş ve bunlar onun şiirlerine ve destanlarına konu olmuştur. O tam bir halk filozofu ve folklor ansiklopedisidir.?[2]

 Talibî Coşkun?un hayatının son yılları Vehbi cem Aşkun?un deyimi ile çile ve sefaletle geçmiştir.

 Talibi der ki nolurum

Mekanı nerede bulurum

Korkarım garip ölürüm

Mezarımı bulan olmaz

Bu beytinde söyledikleri aslında şairin hissettikleridir ve gerçektende  kalp krizi geçirerek bir kahvehanede 12 Mart 1976 yılında Ankara?da  vefat etmiştir. Şu an mezarının yeri tam net olarak bilinmemektedir. Talibî hayatının büyük bir kısmını bir gezgin derviş edasıyla gezerek, söyleyerek, neşe, hüzün, acı, keder hepsini bir arada yaşayarak geçirmiştir. Kendi yaşam seyrini ve zaman zaman içine düştüğü karamsarlığı ve bedbinliği  şu beyitlerde ifade etmiştir:

Bir zaman göl oldum bir zaman aktım

Bir zaman kör oldum bir zaman baktım

Bir zaman da bülbül gibi şakıdım

Vefasız çiçekten gülden usandım

 

Bir zaman Talibî bir zaman Coşkun

Bir zaman akıllı bir zaman şaşkın

Bir zaman yüksek bir zaman düşkün

Bir zaman yalancı kuldan usandım        

  1. a.      Eserleri

Talibî Coşkun en çok şiir söyleyen halk şairlerindendir. Eserlerinin çoğunluğu kendisi hayatta iken basılmıştır. Hatta şair şiirlerini kitaplaştırarak hayatını idame ettiriyordu. Özellikle destanları çok meşhurdur. Şair her nereyi ziyaret ettiyse Ankara, Kayseri, Adana, Mersin, Sakarya, Trakya vb. şehirler için birer destan yazmıştır. Bu destanlar hem tarihçiler hem de sosyal bilimciler için ayrı birer vesika niteliğindedir. Çünkü şair destanlarda konu edindiği yerin halk inançlarından, giyim-kuşam tarzlarına örf, adet ve geleneklerinden, tarihi mekanlarından hemen her şeyden bahsetmiştir. Bu eserlerinden basılmış olanların isimlerini şöyle sıralayabiliriz:

1-     Büyük Ölüm Acısı(Atatürk?ün Ölümü üzerine söylediği ağıtlar)

2-     İnkılap Sesi(tarihsiz)

3-     Ankara Destanı(1938)

4-     Kıbrıs Destanı(1974)

5-     Trakya Destanı(1944)

6-     Erciyes Yaylası(1945)

7-     Çukurova Sesleniyor(1950)

8-     Trabzon?da Coşan Gönül(1957)

9-Zelzele ve Seylap Destanı(1943)

10-Felek Yaresi(tarihsiz)

11-Seher Yeli Gibi(1946)

12-Dolaştı Dünyayı Adı Dilinde(tarihsiz)

13-Talibî Coşkun ve Keklik Emine

14-Talibî?den Seçmeler(1976)Der: Prof. A.Edip Uysal)

15-Kore Harbi Şehitleri Destanı(1952)

16-Samsun Destanı(1952)

17-Kahraman Türk Ordularının Zafer Destanı(1958)

Türk Edebiyatı ve kültürüne bu kadar uzun süre hizmet etmiş, büyük emekleri geçmiş, Sivas?ı ve Sivas?ın tarihi, sosyal ve kültürel değerlerini tüm Türkiye?yi karış karış gezerek tanıtma imkanı sağlamış bir halk ozanına şimdiye kadar gereken önemin verilmemiş olması bizleri derinden üzmektedir. Bu büyük halk şairine devlet tarafından gereken ilgini gösterilmediğini düşünüyorum. Buradan Sivas Belediye Başkanı Sayın Doğan ÜRGÜP?e teşekkür ediyorum. Sivas Valimiz Sayın Zübeyir KEMELEK?e de bir çağrı da bulunmak istiyorum. M.Kemal ATATÜR tarafından takdirname ile ödüllendirilmiş tek ozandır Aşık Talibi COŞKUN. Sayın Valimizin ozanımızın evini ziyaret ederek, evinin müze yapılmasına katkı vermesini talep ediyorum.

Şiirlerinden Örnekler

1-Bende Sizin Gibi Düştüm Fiğana(Tonus?a)

Ben de sizin gibi düştüm figana

Bir yol ağlar bir yol gülerim dağlar

Tonusun toprağı vatanım yurdum

Her zaman tarafını çalarım dağlar

Tonus dağlarında şehitler yatar

Sağında solunda bülbüller öter

Menekşe sümbülü çeçekler biter

Hemi ağlar hemi gülerim dağlar

Kara Tonus şu dağların büyüğü

Ziyarete geldim Arap peyiği

Hak yoluna  kurban kessem geyiği

Sizden muradımı dilerim dağlar

Düğnük kaya derler başı bir kümbet

Davullu Dededen olsa bir himmet

Ziyarete kılsam farz ile sünnet

Koyun kuzu gibi melerim dağlar

Sizi delik delik delerim dağlar

Yüce Kaya derler serin yel eser

Yel estikçe otlar boynunu eğer

Sağ olana yine gelirse bahar

Orada bir namaz kılarım dağlar

Kalbur olur sizi elerim dağlar

Talibî Coşkun gayetten nazar

Görünen dağlara derdini açar

Uzaktan dumanlı görünür Tecer

Sizi duman gibi dolarım dağlar

Ben de muradımı dilerim dağlar

(Talibî Coşkun)

 

2-Güller Gonca İken

Yüce dağ başına pınar gözüsün

Sürüden seçilmiş emlik kuzusun

Güzellerin başı emlik kuzusun

Belki seni bana yazar yaradan

Seni gördüm evvel bahar yaz iken

O güzellik sende cilve naz iken

Güller gonca iken, teller saz iken

Belki seni bana yazar yaradan

Elâ göz üstüne eğmedir kaşı

Aklımı alıyor gerdan kırışı

Yaylanın çiçeği, bülbülün eşi

Belki seni bana yazar yaradan

Nasip olsa yine gitsem yaylaya

Doya doya baksam suna boyluya

Senin için yalvarırım Mevlâ?ya

Belki seni bana yazar yaradan

Yarim gider kızlar ile düğüne

Gerdanının şevki düşer önüne

Bilmiyorum bu güzelin sonu ne

Belki seni bana yazar yaradan

Talibî derdine derman bulmuyor

Aşıklar dünyada murad almıyor

Bu zamanda dilek kabul olmuyor

Belki seni bana yazar yaradan

 Talibî    COŞKUN



[1] Sivas Folkloru, Sayı: 43 Ağustos 1976, s.4.
[2] Ahmet Edip Uysal,Sivaslı Halk Ozanı Talibî Coşkun Seçmeler, Ankara, 1973, s.3.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —