Aşık, şair, ozan her ne derseniz deyin ama o bir gönül adamı, bir fikir adamı ve aydın da diyebilirisiniz. Çünkü kendi zamanında gündeme getirdiği konular ve meseleler yüzünden toplumdan dışlanmış, horlanmış hatta ona deli gözüyle bakılmıştır. Ve her gittiği yerde ilk olarak okulları, üniversiteleri ziyaret etmiştir. Yavuz Bülent BAKİLER Üniversitede öğrenci iken Talibî?nin sık sık okullarını ziyaret ettiğinden bahseder.
Talibî ile ilgili yüzlerce makale yazılmıştır. Önemli araştırmacılardan İbrahim Aslanoğlu, Vehbi Cem Aşkun, Kutlu Özen, Doğan Kaya gibi yazarlar bir çok makale kaleme almıştır. Hatta C.Ü. Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Doğan Kaya Talibî için şunları söylüyor: ? Sivas?ta yüzlerce halk şairi yetişmiştir. Bunlardan ilk üçünü söyle deseler Aşık Veysel, Talibî Coşkun ve Ruhsatî diye sayabilirim.? Günümüzde de değişik gazete ve dergilerde sürekli hakkında yazılar kaleme alınmaktadır. Bir çok antolojide ismi geçmektedir. Edebiyat dergilerinde Türk şairlerinin önemli isimleri arasında sayılmaktadır.
Talibî Coşkun?un o zamanın önemli şairlerinden birisi olduğunun belgesi vardır. Sivas Folkloru Dergisi Ağustos 1976?da Talibî Coşkun özel sayısı çıkarmıştır. Bu sayıda Talibî?ye, Ankara Ü. Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi?nin Prof. Faruk Sümer, Prof. Afet İnan, Prof. Edip Uysal gibi önemli bilim adamlarının da imzasının bulunduğu, 10 profesör tarafından onaylı bir belge verilmiştir. Talibî gittiği her yerde resmi kurumlara bu belgeyi sunarak çeşitli programlar yapmıştır.
Bu belgede şu ifadeler yer alıyor: ?Talibî Coşkun çok yönlü, içli ve felsefi görüşleri olan bir şairimizdir. Çok seyahat eden ve ilhamlarını memleketin çeşitli konularından alan bu halk ozanımızın zengin bir dili ve kuvvetli bir ifade tarzı vardır. Hayat görüşü orijinal ve ince mizah ve hiciv kabiliyeti, hazırlıksız manalı şiirler söylemekteki mahareti pek şayanı dikkattir. Bugün 75 yaşında olmasına rağmen onbinlerce mısra tutan şiirinin büyük bir kısmını halâ hafızasında tutabilmektedir. Bu bakımdan belki dünyada eşine az rastlanır bir kabiliyettir?.
Prof. A. Edip Uysal, Talibî için şunları söylüyor. ? Talibî Coşkun bütün hayatı boyunca şiir içinde yaşamış, şiirle düşünmüş, şiirle geçinmiş bir adam . Onu kah bir çoban, kah bir çiftçi, kah bir gezgin olarak görüyoruz. Talibî?yi diğer şairlerden ayıran özellikleri şunlardır: O bütün şiirlerini ezbere okuyabiliyor. Sayıları binleri bulan bu şiirlerinin bu şekilde söyleyebilmesi başlı başına bir sanat ve kabiliyettir. Sonra herhangi bir konu üzerinde derhal içine doğan düşünce ve duyguları ölçülü ve kafiyeli mısralarla ifade edebiliyor. Bu iki kabiliyeti onun kadar geliştirmiş olan başka bir şair tanımıyorum. Onun hafızası adeta bir şiir okyanusu gibi zengin. Burada en duygulu ve akıcı liriklerden en sert ve acı hikayelere ve hicivlere kadar her şeyi bulmak mümkün. Bunları çıkarmak için Talibî?yi konuşturmak lazım. İşte o zaman o mütemadiyen şiir diliyle konuşur. Şiirlerinde değinmediği konu hemen hemen hiç yoktur. Sosyal, Kültürel, ahlaki, dini, hatta edebi tenkit meseleleri onun şiirlerinin konuları arasındadır. Talibî milli duyguları çok kuvvetli bir ozandı. Şiirlerinin bir çoğu bütün memleketi ilgilendiren büyük olaylar ile ilgili idi. Zelzele, su baskını, tren, uçak, madenocağı, denizaltı kazaları ve Kıbrıs harekatı gibi olaylar onu daima etkilemiş ve bunlar onun şiirlerine ve destanlarına konu olmuştur. O tam bir halk filozofu ve folklor ansiklopedisidir.?[2]
Talibî Coşkun?un hayatının son yılları Vehbi cem Aşkun?un deyimi ile çile ve sefaletle geçmiştir.
Talibi der ki nolurum
Mekanı nerede bulurum
Mezarımı bulan olmaz
Bu beytinde söyledikleri aslında şairin hissettikleridir ve gerçektende kalp krizi geçirerek bir kahvehanede 12 Mart 1976 yılında Ankara?da vefat etmiştir. Şu an mezarının yeri tam net olarak bilinmemektedir. Talibî hayatının büyük bir kısmını bir gezgin derviş edasıyla gezerek, söyleyerek, neşe, hüzün, acı, keder hepsini bir arada yaşayarak geçirmiştir. Kendi yaşam seyrini ve zaman zaman içine düştüğü karamsarlığı ve bedbinliği şu beyitlerde ifade etmiştir:
Bir zaman göl oldum bir zaman aktım
Bir zaman kör oldum bir zaman baktım
Bir zaman da bülbül gibi şakıdım
Bir zaman Talibî bir zaman Coşkun
Bir zaman akıllı bir zaman şaşkın
Bir zaman yüksek bir zaman düşkün
Bir zaman yalancı kuldan usandım
Talibî Coşkun en çok şiir söyleyen halk şairlerindendir. Eserlerinin çoğunluğu kendisi hayatta iken basılmıştır. Hatta şair şiirlerini kitaplaştırarak hayatını idame ettiriyordu. Özellikle destanları çok meşhurdur. Şair her nereyi ziyaret ettiyse Ankara, Kayseri, Adana, Mersin, Sakarya, Trakya vb. şehirler için birer destan yazmıştır. Bu destanlar hem tarihçiler hem de sosyal bilimciler için ayrı birer vesika niteliğindedir. Çünkü şair destanlarda konu edindiği yerin halk inançlarından, giyim-kuşam tarzlarına örf, adet ve geleneklerinden, tarihi mekanlarından hemen her şeyden bahsetmiştir. Bu eserlerinden basılmış olanların isimlerini şöyle sıralayabiliriz:
1- Büyük Ölüm Acısı(Atatürk?ün Ölümü üzerine söylediği ağıtlar)
2- İnkılap Sesi(tarihsiz)
3- Ankara Destanı(1938)
4- Kıbrıs Destanı(1974)
5- Trakya Destanı(1944)
6- Erciyes Yaylası(1945)
7- Çukurova Sesleniyor(1950)
8- Trabzon?da Coşan Gönül(1957)
9-Zelzele ve Seylap Destanı(1943)
10-Felek Yaresi(tarihsiz)
11-Seher Yeli Gibi(1946)
12-Dolaştı Dünyayı Adı Dilinde(tarihsiz)
13-Talibî Coşkun ve Keklik Emine
14-Talibî?den Seçmeler(1976)Der: Prof. A.Edip Uysal)
15-Kore Harbi Şehitleri Destanı(1952)
16-Samsun Destanı(1952)
17-Kahraman Türk Ordularının Zafer Destanı(1958)
Türk Edebiyatı ve kültürüne bu kadar uzun süre hizmet etmiş, büyük emekleri geçmiş, Sivas?ı ve Sivas?ın tarihi, sosyal ve kültürel değerlerini tüm Türkiye?yi karış karış gezerek tanıtma imkanı sağlamış bir halk ozanına şimdiye kadar gereken önemin verilmemiş olması bizleri derinden üzmektedir. Bu büyük halk şairine devlet tarafından gereken ilgini gösterilmediğini düşünüyorum. Buradan Sivas Belediye Başkanı Sayın Doğan ÜRGÜP?e teşekkür ediyorum. Sivas Valimiz Sayın Zübeyir KEMELEK?e de bir çağrı da bulunmak istiyorum. M.Kemal ATATÜR tarafından takdirname ile ödüllendirilmiş tek ozandır Aşık Talibi COŞKUN. Sayın Valimizin ozanımızın evini ziyaret ederek, evinin müze yapılmasına katkı vermesini talep ediyorum.
Şiirlerinden Örnekler
1-Bende Sizin Gibi Düştüm Fiğana(Tonus?a)
Ben de sizin gibi düştüm figana
Bir yol ağlar bir yol gülerim dağlar
Tonusun toprağı vatanım yurdum
Her zaman tarafını çalarım dağlar
Tonus dağlarında şehitler yatar
Sağında solunda bülbüller öter
Menekşe sümbülü çeçekler biter
Hemi ağlar hemi gülerim dağlar
Kara Tonus şu dağların büyüğü
Ziyarete geldim Arap peyiği
Hak yoluna kurban kessem geyiği
Sizden muradımı dilerim dağlar
Düğnük kaya derler başı bir kümbet
Davullu Dededen olsa bir himmet
Ziyarete kılsam farz ile sünnet
Koyun kuzu gibi melerim dağlar
Sizi delik delik delerim dağlar
Yüce Kaya derler serin yel eser
Yel estikçe otlar boynunu eğer
Sağ olana yine gelirse bahar
Orada bir namaz kılarım dağlar
Kalbur olur sizi elerim dağlar
Talibî Coşkun gayetten nazar
Görünen dağlara derdini açar
Uzaktan dumanlı görünür Tecer
Sizi duman gibi dolarım dağlar
Ben de muradımı dilerim dağlar
(Talibî Coşkun)
2-Güller Gonca İken
Yüce dağ başına pınar gözüsün
Sürüden seçilmiş emlik kuzusun
Güzellerin başı emlik kuzusun
Belki seni bana yazar yaradan
Seni gördüm evvel bahar yaz iken
O güzellik sende cilve naz iken
Güller gonca iken, teller saz iken
Belki seni bana yazar yaradan
Elâ göz üstüne eğmedir kaşı
Aklımı alıyor gerdan kırışı
Yaylanın çiçeği, bülbülün eşi
Belki seni bana yazar yaradan
Nasip olsa yine gitsem yaylaya
Doya doya baksam suna boyluya
Senin için yalvarırım Mevlâ?ya
Belki seni bana yazar yaradan
Yarim gider kızlar ile düğüne
Gerdanının şevki düşer önüne
Bilmiyorum bu güzelin sonu ne
Belki seni bana yazar yaradan
Talibî derdine derman bulmuyor
Aşıklar dünyada murad almıyor
Bu zamanda dilek kabul olmuyor
Belki seni bana yazar yaradan
Talibî COŞKUN