Onların tutunacak dalları yoktu. İttihatçıların asıl en büyük cinayeti “fikir Hürriyeti”ne bile meydan vermemeleriydi. Kanatsız kuş gibi “ muhalefetsiz meşrutiyet” istiyorlardı. Bu olacak iş değildi. Kendilerini sevenler- Türk ecnebi –yuvalandıkları uçurumu kendilerine göstermekte tereddüt etmediler.” Vur çatlasın!” eğlenirken karşılarına ateşin harflerle yazılan:
“ Mane, tekel fares” 313”
Akıbetini göremediler. Bir Avrupalı meseli: “ Kuvvet insanı kör eder” der. Ne doğru! Kendi içlerinde ,gittikleri yolun fena olduğunu gösterenlere “ kaka..muhteris..” falan dediler.Aile arasında böylelerini pek çabuk söndürdüler.Hariçteki muhalifleri de en kaba bir kurun-u Vusta zihniyetiyle yıllarca menfada süründürdüler.Şimdi sıra kendilerine geldi.İhtimal potacılar on beş güne kadar böyle adresler okuyacaklar.
“Çorum’da mukim muharririn-i Osmaniye’den Hüseyin Cahit Bey’e
“İşbu mektup Konya’ya tabi..nahiyesinde piyade yüzbaşılığından müstafi İsmail Canpolat Bey’e mahsus şakadır..”
“Boyabat’ta “Bu da geçer “ tekkesinde mukim Aksaraylı Kemal Bey’e verile..
Ve ilh ve ilh
Fakat bir fark var. Onların sürdükleri zavallıların ceplerinde metelik yoktu. Bu sefer sürüleceklerin cepleri buram buram banknot dolu!
“Tarihin ezeli bir tekerrürden ibaret olduğu” hakikatini unutmayarak bugünkü kuvvet sahiplerini, bu mühim farktan ibret almalarını kendi menfaatleri namına temenni ederim. Diken, sayı 8,6 Şubat 1919 s.2. Camsap
313- Baltazar’ın sarayına esrarengiz bir elin yazdığı ve trajik kaderi ifade eden “ ölçüldü, biçildi, paylaştırıldı.” Sözleri..Bende tarihten gelen bu güçlü tespit ve haklı yargıdan, günümüz siyaset meydanına belki bir ses, ışık ve gölge düşebilir düşüncesiyle siz kıymetli okuyucularımın hafızalarına sunmayı görev bildim. Politik cehalet ve bağnazlıktan, hoşgörüsüzlükten uzak bir seçim atmosferini inanın ki çok ama çok özledik.