SANAT YAPITLARININ SUNUMUNA DAİR...

Sanatla uğraşan bir kişi olduğum için bilirim...Sanatçı,öncelikle yaptıklarını,ürettiklerini göstermek,sergilemek ister.Bu işin doğasında varolan bir şeydir.Sanatçı,yazar-çizer,edebiyatçı,sinemacı,tiyatrocu,yönetmen,ressam bilinmek ister,alkış ister bu çok olağan ve normal bir şeydir.Yapıtlarının,emeklerinin karşılığını maddi manevi görmek,almak ister.Bu da gayet doğal bir şeydir.

Öncelikle yaptıklarını iyi yapmak,belli bir düzeyin üstüne çıkmak,mümkün olduğunca yaratıcılığa dayanan güçlü ve ciddi işler üretmek ister.Uğraşlarını ciddiye alanlarda olması gereken,kaçınılmaz niteliklerdir bunlar.

Yaratılan eserlerin sunumunun,tanıtımının yapılması,geniş kitlelere ulaştırılması da ayrı bir çabayı gerektirir.Herkes kendince,yapabildiğince gereğini yapmaya çalışır.Bunlar alçakgönüllülük içinde yapılması gereken şeylerdir.

Benim düşüncem,sanat uğraşısı içinde olan,kısacası dünyayı güzelleştirme çabası içerisinde olan insanların öncelikle alçakgönüllü,örnek,iyi insanlar olması gerekir.Kibirli,başkalarına tepeden bakan,para-pul ve ün peşinde,gözlerini karartmış insan tiplerinden olmamalıdır.

Birileri var ki;söyledikleri,savunduklarıyla tezatlık içinde yaşarlar.Yani yoksulluk,fakirlik,sol edebiyatı-müziği yapıp,para babaları gibi şatafatlı yaşayıp,çocuklarına Saray düğünleri yaparlar.

Sanki memleketin geçmişinde ve bugününde başka sanatçı,yazar,müzisyen,ressam,heykeltıraş yokmuş gibi özellikle CHP Belediyelerinin,Sergi Salonlarına-Kültür Merkezlerine adını verdirip,kapılarının önlerine de,Yaşar Kemal’li,Nazım Hikmet’li heykellerini koydururlar.Bu da kendini geniş kitlelerin aklında daha kalıcı bir yer tutmak için gidilen bir yoldur.Özellikle CHP Belediyelerinin bu şekilde kullanılması,hakkaniyetli bir yol değildir.Bu yapılanları,bencil ve megalomanca buluyorum.
Bu tutumlar,Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün görmek istediği sanatçı tanımına da uymuyor.