Geçmişten günümüze Türk örf, adet ve geleneklerinde komşuluk ilişkisi, en az dostluk kadar önemlidir. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” atasözünün bu kadar yaygın olmasının nedeni de budur.
Müstakil, bahçeli evlerden ve mahalle kültüründen uzaklaşmış olmamıza rağmen halen bu algı son derece güçlüdür ve önem taşımaktadır. Apartmanlarda kimsenin birbirini tanımadığı günler yaşanıyor çünkü.
Komşuluk toplumumuzda oldukça önemli bir değerdir. Toplumun bir arada mutlu, huzurlu ve barış içinde yaşamasını sağlamaktadır. Toplumda dayanışma, yardımlaşma ve paylaşma değerlerinin yaygınlaşmasını ve yerleşik hale gelmesini sağlar.
Bununla birlikte “Kötü komşu insanı mal sahibi eder.” ya da “Kötü komşu insanı evinden, barkından eder.” gibi sözler günümüzde hâlâ söylenegelmektedir.
Komşuluk ilişkileri, toplumun temel yapı taşlarından biridir. İyi komşular arasında yardımlaşma ve dayanışma vardır. İyi komşuluk ilişkileri, güven ve huzurun temel kaynağıdır ve aralarındaki saygı ve güven, içinde bulundukları topluluğun da sağlıklı işleyişini destekler. Bu nedenle iyi insanların oturduğu bir yerleşim yerlerinde, apartmanlarda daha iyi komşularla çok daha huzurlu, mutlu bir hayat yaşamak mümkündür.
Ancak günümüzde, komşuluk ilişkileri de zayıflamış, eski canlılık ve gücünü kaybetmiştir. Oysa komşuluk ilişkileri huzurlu bir hayatın en önemli kriterlerinden birisidir. Apartman yaşamını kavrayamamış, topluluk kurallarına uymayan, sürekli gürültü yapan, sizinle iletişim kurmayan, toplu yaşama saygısı olmayan, problemi bitmeyen bir komşunuz varsa hayat çok da kolay olmayacaktır. Eviniz ne kadar güzel ve sizin istediğiniz standartta olsa da komşularınız insanlıktan nasibini almamışsa ciddi bir kaos ile karşı karşıyasınız demektir ve huzursuz olacağınızın da kanıtıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadislerinde komşu hakkının yüceliğine, onunla yardımlaşma ve güzelce ikramda bulunmanın gerekliliğine, komşuya zarar vermemeye, hastalanınca ziyaret etmeye, sevinçli ve kederli günlerinde yanlarında bulunmaya işaret etmektedir.
Komşuyla ilişkiler, kişinin sosyal çevresiyle kuracağı ilişkilerin çekirdeğini oluşturduğundan dinimizde komşuluk ilişkilerinin canlı tutulması üzerinde hassasiyetle durulmuş, komşuların birbirleri üzerindeki hakları ayrıntılı bir şekilde ele alınmış ve komşuya karşı sorumlulukları yerine getirmenin önemi ısrarla vurgulanmıştır.
Bir hadisi şerifte Resulullah (s.a.v.) “Allah’a ve ahiret gününe iman eden komşusuna eziyet etmesin! Allah’a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin! Allah’a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun!” buyurmaktadır. Çünkü komşuluk ilişkileri sosyal dayanışma açısından önemli olduğu gibi, ailelerin huzur ve güven içinde yaşamaları açısından da çok önemlidir.
Ancak bugün komşusunun hak ve hukukunu gözetmeyen, evi yıllarca boş bırakarak komşunu mağdur eden, evinin elektrik tesisatı arızasından (topraklama ya da ark hatası, devre veya kesici ile ilgili bir sorun, yanlış tipte sigorta kullanılması, hasarlı ya da eski prizler veya kablolar bulunmasından) dolayı komşularına zarar veren, elektrik tesisatı bozukluklarından ötürü diğer daire sakinlerinin elektrikli ev aletlerine zarar vereceğini düşünmeyen, selâmı sabahı bulunmayan, kendi üzerine düşen bir görevin olup olmadığını dâhi sormayan, aksine olumsuz durumun giderilmesi için yönlendirici önerilerde bulunan komşusuna çirkin söz söylemekten ve çirkin, kırıcı mesaj atmaktan çekinmeyen komşular oluşmaya başladı. Bu durumu bizzat biz üç daireli bir apartman olarak yaşıyoruz. 17 yıldır oturduğumuz bu aparmanda komşunun dairesini 2021 yılında satmasıyla başlayan olumsuzluklar apartman olarak hepimizin huzurunu bozdu maalesef. Kim bilir sizler ne gibi sorunlar yaşadınız ya da yaşıyorsunuz?
Oysa komşular birbirlerini incitmemeli, birbirlerinin hatırını saymalı, birbirlerine yardım etmeli, birbirlerini olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmalıdırlar. Çünkü bu görevleri yerine getirenler, Allah'a karşı da görevlerini yerine getirmiş olurlar.
Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kimsenin komşusuna eziyet edemeyeceğini bildiren (Buhârî, Rikâk, 23) sevgili Peygamberimiz “Komşuna iyilik yap ki mümin olasın.” (Tirmizî, Zühd, 2) diyerek komşuluğun Müslüman için vazgeçilemez bir davranış olduğuna dikkatleri çekmeye çalışmıştır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), kötü komşudan Allah'a sığınmamızı dileyerek, kendisine yöneltilen bir soruya verdiği cevapta çok namaz kıldığı, oruç tuttuğu ve sadaka dağıttığı hâlde komşusuna eziyet eden kimsenin cehenneme gideceğini belirterek (İbn Hanbel, II, 440) güzel komşuluğun önemine dikkatleri çekmiştir.
Peygamberimizin komşu hakkındaki uyarılarına kulak veren bir mümin, komşuya zarar verecek veya onun rahatsız olmasına sebep olan davranışlardan kesinlikle uzak duracak, kendisi için istediğini onun için de arzu edecek, kendisi için arzu etmediği şeyi onun için de istemeyecektir. Çünkü insan malı, eşi veya çocuklarıyla imtihana tabi tutulduğu gibi, komşusuyla da imtihan edilebilmektedir.
Kişinin dünyada saadetine vesile olacak, ahirette ise kendisi hakkında şahitlik yapacak komşu seçimine dikkatleri çekmek isteyen Peygamberimiz (s.a.v.) “Ev almadan önce komşu, yola çıkmadan önce de arkadaş arayın.” (Taberânî, elMu’cemü’l-kebîr, IV, 268) buyurmuştur.
Komşulara karşı güler yüzlü, tatlı dilli olmalı ve her zaman iyilik yapmaya çalışmalıdır. Karşılaştıkça selâmlaşmalı, hâl hatır sormalı sevinç ve üzüntülerini paylaşmalıdır. Hastaları ziyaret etmeli, cenazelerde bulunmaya gayret etmeli ve başsağlığı dilemelidir.
Komşusu için iyi şeyler düşünen ve her fırsatta ona faydalı olmaya çalışan, komşusuna zarar vermediği gibi, onun uğrayacağı fenalıkları elinden geldiği ölçüde uzaklaştırmaya çalışan, komşu haklarını bilen ve gözeten hayırlı komşularla karşılaşmak dileğimle..