SİGARAYI HAYATIMIZDAN ÇIKARMAK

SİGARAYI HAYATIMIZDAN ÇIKARMAK

Tütün başta olmak üzere her tür olumsuz tutum, davranış ve bağımlılıkla mücadelede toplumu rahatlatacak, huzura, mutluluğa kavuşturacak acil düzenlemelere çok ihtiyacımız olduğu bir gerçek.
*

Tütün mamullerinin tüketilmesinin birçok alanda yasak kapsamına alınmasına; sigaranın sokak ve caddelerde yerlere atılmasına yasak getirilmesine rağmen gerekli yaptırım olmadığından ve gerekli denetimler de yapılmadığından insanlar bildiği gibi davranmaya devam ediyor.

Oysa sigara dumanı içermeyen temiz havayı solumak, sağlıklı ve kirlenmemiş bir havaya sahip olmak öncelikle her çocuğun, her gencin daha sonra da her yetişkin insanın hakkıdır.

Ne acıdır ki kimi bireyler sigarayı her yerde, her zaman içmekten çekinmemekte, yasak olan çoğu yerde de sigara içilmesine müsaade edilmekte veya göz yumulmaktadır.

Sigaranın insan sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerinin çok uzun bir liste oluşturduğunu içen, içmeyen herkes çok iyi biliyor…

Bu nedenle de sigaranın insan sağlığı, çevre ve ekonomisi üzerindeki olumsuz etkileri gözetilerek bir yasal düzenleme yapılmış, sınırlama getirilmiştir. Sigara içme yasağı olarak adlandırılan bu yasanın temelinde “genel sağlığın ve sağlıklı yaşama hakkının korunması”  amacı yatmaktadır.

Çünkü sigarayı içenler kadar başkasının sigara dumanını soluyanların da sağlığının tehdit altında olduğu, kalp krizlerine ve çeşitli kanserlere sebebiyet verdiği bilinmektedir.

Çıkarılan yasalarla yasağın kapsamı giderek genişletilirken, sigara tüketimine dair veriler uygulama ve denetimde sıkıntılar, uygulamada eksiklikler olduğunu da ortaya koymaktadır.

Sigara ve tütün ürünlerinin kullanılmasına dair yasakların gözlemlenmesi, denetimi yere, bölgeye, duruma göre belediyelere ve dolayısıyla Zabıta’lara ayrıca Polise ve jandarma ’ya verilmiştir. Ayrıca kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında da tütün mamulü tüketen kişiye ya da kişilere de ceza uygulaması ilgili idari birim amirleri yetkili kılınmıştır. Ancak bunların tamamında denetim ve uygulama ne derece yerinde ve sağlıklı yapılmaktadır, bu da konunun ayrı bir boyutudur.

Bazı yerlerde yasağın uygulayıcısı ve denetleyicileri bile yasağı delmekte veya görmezden gelmektedir. Bu durum ise toplumun bilinçli ve duyarlı insanlarını ülkemizin sağlıklı yarınları adına derinden üzmektedir.

İnsanların toplu halde bulunduğu kapalı mekânların tamamında sigara yasağına ilişkin yasal düzenleme olmasına rağmen bu yasağa uyulmadığı görülmektedir.

Kapalı mekân çarşılara gidiyorsunuz, yasak olmasına rağmen sigara kokusundan mekâna girmek istemiyorsunuz!..

Sabah işine yetişmek için ya da akşamları işten çıkıp evine dönmek isteyenlerin yoğun olarak kullandığı otobüs duraklarında beklerken etrafı açık alan olduğu düşüncesinden hareketle durakta sigara içmeyi kendinde hak gören, sabırsız tiryakilerin duyarsızlığı, sigara kullanmayan yolcuları ve özellikle çocuklu aileleri üzmekte, yapacakları yolculuğu adeta zehir etmekte; otobüs beklerken genç, yaşlı, çocuk, hamile sigara dumanı solumak zorunda kalmaktadır.

Bir otobüs durağının etrafının açık olmasıyla da açık hava-kapalı hava-yasak mevzusuyla da alakası yok, ilgisi yok aslında. Çevreye duyulan saygıyla, insanlıkla alâkalı elbette…  “Ben içerim arkadaş, anasını satıyım, kime ne, kim karışırmış bana” demek nasıl bir insanlık, nasıl bir anlayış olabilir?

Çocuğu ‘hava alsın’ diye çıkardığınız parkta, namaz kılmaya gidilen camide, alışveriş için çıkılan cadde ve sokakta da durum aynı, değişmiyor!..

Böyle kişiler sigaralarını otobüs durağında, caminin girişinde içiyor. Vakit saat geldiğinde de sigaradan son nefesini çekip ciğerlerindeki dumanla otobüse biniyor veya camiye giriyor, kokan nefesini içeride üflüyor. Toplu yaşam kurallarından nasiplerini almamış bu tür kişilerin yanında, yakınında durabilmek ne mümkün!.. Kaçacak yeriniz de yoksa perişan oldunuz demektir.  

Alışverişe pazara gidiyorsunuz, pazarcı esnafının ağzında emzik gibi sigara ile satış yapıyor size. Pazar gibi kalabalık yerlerde sigara tüketiminin azaltılmasına yönelik adımların mutlaka atılması gerekiyor oysa.

Alışveriş için çarşıya çıkıyorsunuz esnaf (erkek-kadın), dükkânının- mağazasının tam kapısının önünde sigara içiyor; ya elinde ya da dudaklarını arasında… Ağzında sigara ile müşterisini karşılıyor, yine aynı şekilde satışını yapıyor.

Resmî kurumların kapı önlerinde, büyük iş merkezlerinde, hastane önlerinde (sağlık personeli de dâhil) , alenen sigara içiliyor.

Sanayiye gidiyorsunuz, orada da farklı bir durum yok. İş güvenliğinin olması gereken ortamda yanıcı maddelerin pek çok olduğu yerde araç tamir edilirken ustanın, kalfanın elinde, ağzında yine sigara…

Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre dünyanın birçok ülkesinde sigara içen sayısı azalırken maalesef Türkiye’de her geçen gün sigara içen sayısının arttığı ifade ediliyor. Bunun yanı sıra Türkiye’de milyonlarca kişi de sigara içmemektedir. Sigara içmeyenlerin zehirli sigara dumanına zorla maruz bırakılması da bir insanlık suçudur.

Buna karşılık zaman zaman da sigara içme özgürlüğünden bahsedenler de bulunmaktadır. Bu durum sigara içenlerin özgürlüğüne karışmak değil elbette. Sigara içmeyen insanların özgürlüğünü sigara içerken kısıtlamak mı özgürlük oluyor? Bunu da iyi düşünmek lâzım!..

Diyanet İşleri Başkanı, sigaranın "haram" olduğuna dair ilk konuşmasını 2019 yılında din görevlileriyle bir araya geldiği konferansta yapmış ve "Dünyada ve ülkemizde yıllarca 'haram' denilmediği için dikkate alınmayan sigara bağımlılığından insanlığı kurtarmamız lâzım. Sigara haramdır ve her birimiz sigaranın haram olduğunu milletimize anlatmalıyız" demiştir.

Tiryakilerin ve savunucuların, yıllarca, sigara içmeyenlerin en temel hakkının yani temiz hava teneffüs etme hakkının gasp edildiğini anlamalarını ümit ediyorum.  Dumansız hava sahasının daha da artırılması temennisiyle yüreği sevgi, merhamet dolu olan herkese tütün mamullerinin tüketilmediği sağlıklı, mutlu güzel günleri, yılları sevdikleriyle ve sevenleriyle yaşamalarını diliyorum



Anahtar Kelimeler: SİGARAYI HAYATIMIZDAN ÇIKARMAK