Sivas'la özdeşleşen milli ruhu canlandıran kaç ismi tanıttık çocuklarımıza, hele hele kadınlarımıza. Aile yılı, kadına şiddet, kadına pozitif ayrımcılık derken, kız meslek lisesine bari bir kadın ismi verilseydi ya. Sivas tarihine yabancı atanmış bürokrat olabilir fakat seçilmiş yerel siyasetçiler bu şehrin tarihinden bihabermiş gibi davranmaktadırlar. Küçük hesaplar, kişisel menfaatleriniz son bulmalı artık. Kamu kurum kuruluşlarını arka bahçe yapan, arpalığa dönüştüren, taşeron olup kurumlardan iş koparan siyaset sahnesinde olanlar sözde sivil toplum dernekleri; Sivas ve Sivas tarihi sizin için ne ifade ediyor? Gelecek nesillere kaptığınız ihaleleri mi, yada proje adı altında devletin parasını iç ettiklerinizi mi bırakacaksınız? Size sadakatta kusur etmeyen, istihdamda size ve kendilerine pay ayıran riyakar samimiyetsiz yandaşlarınız ile düşün Sivas'ın yakasından.
İstiklal madalyasına talip olanlar ilk önce Sivas Anadolu Kadınları Müdafa-i Kadın Cemiyeti kurucusu olan Vali Reşit'in eşi Melek Hanım'ın ismini yaşatsınlar. Kız Meslek Lisesi'ne bu isim verilsin demiştik. Fakat ne hikmettir bilinmez acele ile Necip Fazıl ismi konuldu. Necip Fazıl hayatta olsa karşı çıkardı büyük ihtimalle.
Yazımıza konu olan Melek Hanım devletin hangi imkanını kişisel çıkarına kullandı acaba? Vali eşi olarak memleket yangın yeri iken sırça köşküne mi çekildi? Adını bir okula vermeyi çok gördüğünüz Melek Hanımı zahmet edip bir araştırsanız. Bir klavye düğmesi kadar uzak ama ona da erinirsiniz eminiz.Gelin hep birlikte günümüz erkeğinin yapmadıklarını o günün kadını nasıl yapmış bir bakalım.
Sivas Kongresi'nin toplanmasının ardından Vali Reşit Beyin eşi Melek Reşit Hanımın başkanlığında bölgenin ileri gelen ailelerin kadınları ile mülki ve idari yetkililerin eşleri bir araya gelerek 5 Kasım 1919'da bir toplantı düzenlemişlerdir. Sivas Numune Mektebinde gerçekleştirilen toplantıda bir kadın cemiyetinin kurulması kararlaştırılmış ve on bir maddeden oluşan yönetmelik hazırlanarak Valiliğe başvurulmuştur.
Cemiyetin Başkanı Melek Reşit Hanım'ın başkanlığında kurulan "Sivas Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti"nin 28 Kasım 1919'da düzenlediği genel toplantıda Melek Reşit Hanım maksatlarını şu cümlelerle açıklamıştır: "Muhterem Hemşirelerim! Bugün buraya toplanmaktaki maksadımız, memleketimiz hakkında biraz görüşmek, dertleşmek, ağlaşmak, Cenab-ı Hakk'a yalvarmak, lâzım gelirse vatanın müdafaası için hatta ölüme bile katlanmaktır. Çünkü istiklâlini kaybeden bir millet, en büyük rahata nail olsa bile artık o memleketin sahibi değildir, esiridir…Hülâsa hemşirelerim, bizim için ya ölüm ya istiklâl! Bunu düşünerek "Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti" namı ile sırf seslerimizi, memleketimizi parçalamak isteyenlere işittirmek için delâletinizle bir cemiyet teşkil etmeye karar verdik. Bu cemiyet, sırf müşterek hukukunuzu müdafaa edecektir… Bu cemiyet efradının heyet-i idaresi on altı kişiden ibaret olacaktır. Kimleri intihap etmek isterseniz memurin ve yerli haremlerinden intihap ediniz. Yalnız, sizin hukukunuzu mümkün olduğu kadar müdafaa edebilecek liyakatta hanımlar olsun. Maksad-ı teşekkül memleketin müdafaasıdır." diye hitap etmişlerdir.
Tüm Sivaslıların ve Sivas'a geleceklerin belleklerine kazınması gereken sembol bir meydana, sembol bir parka, sembol bir caddeye, sembol bir binaya, sembol bir okula bu ismi vermek yakışmaz mıydı? Araştırdık ki kimsenin Sivas'ta bilmediği bir anaokulu ve meydana vermişsiniz ismini. Kimin haberi var? Kim tanıyor bu önemli şahsiyeti? Hangi meydan hangi anaokulu? Sivas ta mı? Kaç Sivaslı biliyor? Ne zaman verilmiş.
Siz çıkar gündemlerinizden fırsat bulup bu konuları gündeme taşıyamazsınız, yine biz taşıyalım gündeme getirelim istedik. Melek Hanım ve yaptıklarından bilmem utanırmısınız?