Kıymetli arkadaşlar, son gelişmeler bize gösteriyor ki yıllardır süren hesapların ve politik manevraların meyveleri bir bir toplanıyor. Kırk yıllık terör süreci masaya yatırıldı, PKK'nın kurucu figürü "önder" olarak öne çıktı; bununla da yetinilmedi, Hristiyan dünyası hızla adım attı—Papa ülkemizi ziyaret etti. Eğer bu tür gelişmeler ABD ya da İsrail kaynaklı olsaydı, yurttaşlar ayağa kalkar, dünya karşısında meydan okunurdu. Biz ise farklı tepkiler verdik: milliyetçiler, ümmetçi kesimler alkış tuttu; bir kısmı da en önde yer almak için sahneye çıktı.
Bu durum bugünün fikri değil; sürecin tohumları Irak'ın işgaliyle ve AKP iktidarının sahnedeki konumuyla atıldı. "Büyük Orta Doğu Projesi" yıllardır dillendirilen bir stratejidir ve adımları zaman içinde alıştıra alıştıra uygulanıyor. En tehlikeli gelişmelerden biri, Paris'te yerleşik bazı yapıların, temelde masum bir miras paylaşımı gibi görünse de, gelecekte ülkemiz için farklı sonuçlar doğurabilecek bir hamleye dönüşme potansiyelidir. Tarih bize, dış aktörlerin iç dinamikleri ve toplumsal kırılmaları nasıl kendi lehlerine çevirebildiğini gösterir—İran örneği bunun derslerinden biridir.
İç politikada da riskler büyük. CHP'ye karşı planlanan operasyonlar halk nezdinde kabul görmese de, "böl-parçala-yönet" mantığı tarih boyunca kullanıldı. DSP örneğinde olduğu gibi, muhalefeti zayıflatmaya yönelik taktikler her zaman masada olabilir. İyi Parti içinde yaşanabilecek karışıklıklar veya başka "yoluna sessizce devam eden" bir lider adayı gibi alternatif senaryolar olasıdır. Muhalefetin güçlenmesini engellemek için farklı yollar denenebilir; bizler ise bu gelişmeleri seyrediyor, bazen susuyor, bazen susturuluyoruz.
MHP cephesinde ise farklı bir hesap var gibi görünüyor: Milliyetçi tabanı Türk-İslam sentezine kaydırarak muhafazakâr seçmenin duygularıyla örtüştürmek hedefleniyor olabilir. Ki bu çok tehlikeli bir süreç mhp içinde Türkeş fikirlerine yakın bir yapı her an devlet beyi koltuğundan edebilir Tüm bu manipülasyonların arasında en çok zarar görecek olan toplumun kendisidir.
Sonuç olarak, zaman tehlikeli ve dikkat gerektiriyor. Tarihten ders almayanlar başkalarından emir alır. Hepimiz uyanık olmalıyız; fikirlerimizi, doğrularımızı yüksek sesle korumalıyız. Okurlarımın ve sevenlerimin hepsine sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Hoşça kalın.