Yusuf Agâh


Yükselen Dolara Karşı, Yükselen Vicdan


Yükselen Dolara Karşı,Yükselen Vicdan

Bir önceki köşe yazımda vatandaş olarak devletimize ne kadar sahip çıkar vatandaşlık görevimizi yerine getirirsek geleceğimizi daha iyi inşaa edeceğimizden bahsetmiştim.Bu yazımda hükümet veya devlet politikasının neden ekonomimizde yaşana olumsuzluklara karşı eksik savunmasız plansız, projesiz göründüğü konusudur.

Şu an vatandaş olarak ekonomik durumdan kaynaklanan ve yaşatılanlara akıl sır erdirebilmekte güçlük çekmekteyiz.Bakıyoruz iğneden ipliğe her şeye zam .Yapılan zamların miktarını kim belirliyor, neye göre zam yapılıyor anlamış değiliz.Memlekette biraz dolar yükselse kıriz belirtileri olsa kapitalist düzen bu olayları daha da abartarak bu durumdan nasıl kar elde edebiliriz hesapları yapmakta ve faturasını vatandaşa keserek zor duruma düşürmektedir.

Doların yükselmesini bahane ederek bu çoğu ürünlere yapılan zamlar , doların eski seviyelerine düştüğü zaman tekrar eski fiatlarına dönecekler mi sormak lazım.Hükümet bazı tedbirler almaya çalışmakta fakat bunun yansımasını vatandaş görememektedir.Üretimi daha da artırmak ve kamudaki israfın önüne geçilmesi gerektiği , burdan ekonomimizin çok yara aldığı herkes tarafından belirtilmektedir.

Bankaların kredi faiz oranları ayrı bir mesele. Devlet denetleyici ,planlayıcı olma özelliğini en iyi şekilde kullanmalıdır.Kullanmadığı takdirde toplumu sünger gibi emen bir tabaka meydana gelmektedir.Örneğin tarım memleketi dediğimiz ülkemizde buğday üretiminin olduğu bir yerde ilk önce una yapılan zammı anlamakta güçlük çekiyorum demek ki daha ciddi bir tabiat olayı veya farklı durumlar gelişse ekmek kara borsaya düşecek.Devletin elinde stok yok mudur ? Zor günler için bir şeyler planlanmamış mıdır? Hayret etmekte ve böyle bir algının meydana geldiğini görmekteyiz. Milletin cebindeki parayı nasıl çarpabilirim düşüncesinde olan Fırsatcıya ,Fesatcıya neden müsaade edilmektedir?Ramazan ayı gelmeden pideye,sebzeye meyveye zam,Kurban bayramı gelmeden kurbanlık hayvana zam.Kandırmaya kalktığınız kendi vatandaşınız.

Dünyada birçok önemli ekonomik rol model alabileceğimiz ülkeler varken neden uygulamıyoruz.Tamam siyasi , jeopolitik,sosyal ve dini konumumuzdan dolayı bir çok mücadele vermekteyiz bize yaptırım uygulanmaya çalışılmakta burasında hem fikiriz fakat biz ne yapmalı bu baskılardan ne kadar zarar görmeden atlatabiliriz onun hesabını yapmalıyız tabiki devlette hesap uzmanları ekonomistler yetişmiş personellerimiz vardır fakat bu rahatsızlığı Sivas Postası yazarı olarak yazmaya kalkışıyorsam vay gelmiş bu ekonominin başına. Çok zengin bir ülkeyiz fakat devlet politikası olarak her zaman tasarruflu olmamız gerekirken ani kriz durumlarında hemen lojmanları satmak araçları azaltmaya gitmek plansızlık olarak algılanmaktadır.

Gerek varsa satılır,gerek yoksa satılmaz bir şey devamlı gündeme gelmez. Tasarruf tedbirleri konusunda şimdiye kadar yerelde yöneticiler ne yapmıştır ,nasıl örnek bir davranış ortaya koymuştur buna bakmak gerek çünkü devletin yereldeki temsilcileridir.

Sayın Vali Davut Gül göreve geldikten sonra makam aracı olarak kendisinden önce çok fazla paraya alınmış Audi marka aracını sattırarak bundan elde edilen parayı kamu yararına kullanmıştır.Fakat bakıyorsunuz Vali´nin israf olarak gördüğü şey Üniversite rektörlük olarak bir şey ifade etmemiş olacakki göreve geldiği günde ilk yaptığı icraatların başında aracını Audi ye çevirmek olmuştur.

Yine Vali Davut Gül´den önce ne yazık ki İl özel idaresinin kendine ait tekel ara sk.bulunan çok güzel lojmanları varken burası boşaltılmış sultan şehir diye anılan siteden daireler alınmıştır.Kongre Binası nın restorasyon harcamalarının köylere hizmet götürme birliği üzerinden yapıldığı çok büyük paranın harcandığı söylenmektedir.Köylerin kalkınması için ayrılan parayı başka iş için harcamak uygun mudur?

Kamu kurum ve kuruluşlarının içerisinde yıllardır mdr. yapan aynı görevde olan kişiler vardır.Neden görevde değişiklik düşünülmemiş kuruma farklı bir bakış açısı, canlılık getirir düşüncesi oluşmamıştır. Oda başkanları ise ayrı bir vakıa maaşlar güzel makam araçlarıda vardır herhalde esnafla sadece kredi meselesinde karşılaşır esnafın ,toplumun sıkıntısı mı var dır umursanmaz hiçbir zaman. Her kim yanlış iş yaparsa yapsın bu yanlışlar gözden geçirilmeli ve düzeltilmeli ve hesap sorulmalıdır.

BU millettin malıdır devamlı kul hakkı diye bahsediyorsunuzya iş te en büyük kul hakkı budur. Almanya´nın Münih denilen büyük bir şehrinin güneş enerjisi ile aydınlatıldığı ifade edilmektedir.Sivas Belediyesi ikidebir kaldırımları, sokak lambalarını yenileyeceği yerine böyle bir proje üzerine çalışsa idi yine kazanan ekonomimiz ve şehrimiz olacaktı.Mevlana tüneli iyi düşünülmüş bir proje fakat yine buraya harcanan devletin parasının çok yüksek olduğu konuşulmaktadır.

Belediye kimsenin şahsi iş yeri değildir hesap verilmelidir şeffaf olmalıdır. Sivas Postası defalarca yazmasına rağmen en basit olarak Yıldız dağı kayak merkezi ve çevre köylerinin enerji giderleri rüzgar gülü veya güneş enerjisi kullanılarak ekonomiye katkı sağlanılması gerektiği dile getirilmesine rağmen bir proje ortaya konmamıştır.Devamlı zarar edildiği söylenen kayak merkezine harcanan para ekonomiye tekrar girdi olarak dönmemiştir. Örnek göstermemdeki amaç neden hatalarda ısrarcı olunduğudur.Birçok devlet kaynaklarındaki harcamaların bakıyorsunuz ciddi bir planlaması ve öncelik sırası göz önünde bulundurulmadan yapıldığını görmekteyiz.

Vatandaş ve basın olarak hesap sorma sorgulama ,eleştiri hakkına sahip olduğumuzu düşünüyoruz.Bizim felsefemiz İyi olanı övmek kötü olana fırsat vermemek,devlete,millete zarar verenlere karşı riyasız,hesapsız,dosdoğru dik durmaktır. Devlet personeli olan birisine aynı zamanda bir kendi şirketinde veya kurumunun yönetiminde görev verilmesi en doğal bir şey , katkı sağlasınlar ,fakat bu huzur hakkı(Alınan kararlara imza atmak)adı altında ayrı bir ücret ödenmesini de anlamış değilim bazen de bakıyorsunuz hep aynı adamlara bu görev pay edilmiş. Vatandaşı nın üretime katkı sağlaması için düşünülen birçok projelerin yeterince anlaşılmadığı ve kontrol edilmediği için maksadına ulaşmadığı bunada en önemli örnek işkur tarafından düzenlenen typ projeleridir.

Bu projeden alınan personel kamuda neden görevlendirilmektedir zaten kamuda personel fazlalığı yok mudur?

En iyi uygulayan müessese ESTAŞ olmuştur.Proje kapsamında aldığı personele işi öğreterek üretim yapmasını sağlamış ve sonrasında devamlı istihdam etmiştir.Yine bir çok kamu kurum ve kuruluşlarındaki lhale bedelleri ve sonrasında yaşananlar Belediyenin,kamunun hangi birini yazacağım yazmaktan utanıyorum.

Üç kuruşa mal edilmesi gereken şeyin on liraya mal edildiğini duymaktayız.Yazık bu toplum her şeyin en iyisini en güzelini hak ediyor.Devlet , denetleme mekanizmasını en iyi şekilde kullanmalı her türlü konuya ciddiyetle eğilmelidir.Devlet kendisini zarara uğratanlardan itibarsızlaştırmaya kalkışanlardan hesap sormalıdır.Aman bu bizim siyasetçimiz müdürümüz personelimiz duyulmasın diye üzerini kapatma yoluna gidilmemeli .Bu olayların üzerine gidilip hesap sordunuz mu kazan devlet ,millet ve siyaset olacaktır. İdare ,idareden ibaret olmamalı.

YAZARLAR