Mehmet BAŞKAN


Polis, Neyi Bekliyor?


Yıl 1980, resmi kurumlar haricinde, şehrimiz de tek bir yerde polis noktası vardı, hatırlar mısınız? Atatürk caddesin de, postanenin hemen yanında ki polis noktası. Burada nöbet tutan polisler, ellerinde silah, yaz kış demeden, tam karşılarında bulunan bir işyerini korumak için beklerlerdi. Peki, o işyerinin özelliği ne idi, derseniz? Yaşı 45-50 den fazla olanlar bilir ama bilmeyenler için hatırlatayım.

Malum, o yıllarda döviz alış satışı bu günkü gibi serbest değildi. Fakat bahis konusu bu işyerinde yasal olmayan bu işler, pek ala serbestçe yapılabiliyordu. Yurt dışından gelenler, mark almak ya da bozdurmak isteyenler, birkaç kuruşluk kur farkı için veya kolaylığından dolayı bu işyerine rağbet ederlerdi. Valiler ve memleketin neredeyse bütün mülki idare amirleri bu işyerinden çıkmazdı. Bu kişiler neredeyse her gün buraya uğrar, yemeklerini yer, kahvelerini hoş sohbet eşliğinde yudumlardı. Elbette bu arada müşteriler girer çıkar ve adeta devlet gözetiminde, her türlü döviz alım satımı ve altın ticareti burada yapılırdı. Doğal olarak, bu işyerini hiç boş bırakmayan kamu yetkilileri de gayri yasal bu ticarete şahitlik ederlerdi. Ve hatta ticaretin selameti için, bu işyerinin tam karşısında, postanenin yanında, devletin polisi güvenliği sağlarlardı. Yıllar sonra o binanın tadilatı yapılırken, bodrum katta işçiler tarafından, esrarengiz gizli bölmeler de bulunmuştu. O dükkana bağlanan, gizli bir kapı ve kalın taş duvarlar arasında o dükkandan gizli bir bağlantı ile ulaşılan bir oda ve oda içinde altın eritme düzeneği de tespit edilmişti. Zannedersem hala duruyor olabilir. 1980 ihtilalinden sonra, işyeri sahibi İstanbul´a taşındı. Tabii polis kulübesi de kaldırıldı. O, dört beş basamakla inilen küçük kuytu dükkan, spor mağazası adı altında iki binli yıllara kadar devam etse de, artık tarih oldu. Tarihsel önemi ise, o yıllarda, Sivas ekonomisinin ve üst düzey yerel bürokrasisinin kalbini attığı bir yer olması idi.

Ancak, tam 35 yıl sonra aynı görüntüyü, bir başka cadde de görünce, hem şaşırdım, hem üzüldüm.

Akşam yürüyüşüne her çıktığımda, istasyon caddesinde ki otelin tam karşısında, kaldırımın üstüne çıkmış ve çalışır vaziyette bulunan, bir polis arabası dikkatimi çekmeye başladı. Bir ay değil, iki ay değil, aylardır takip ediyorum ama her akşam polis arabası orada. Sizce de garip değil mi? Vali konağında, kongre müzesi yanında, Ak parti il başkanlığı önünde sürekli duran polis noktaları var ama otelin karşısında ne alaka?

Bu resim, 1980 öncesi, 3-4 basamakla aşağı inilen, o küçük, kuytu, meşhur dükkanı hatırlattı bana. Yıl 2018 ama manzara aynı. Otelin tam karşısın da, polise ait resmi bir araba. İçinde iki polis memuru ve araba sürekli çalışır durumda. Demek ki Sivas ekonomisinin ve bürokrasisinin kalbinin attığı yer artık bu otel. Yıllar geçse de, kişiler ve mekanlar değişse de, olaylar aynı.

Otel sahipleri Darendeli olunca, güvenlik işini de bedavaya getirmek istedikleri, aklıma gelmedi değil? İyi de, artık günümüzde, özel güvenlik diye bir şey var, değil mi? Parasını vereceksin, bir güvenlik şirketi ile anlaşacaksın, milletin parası ile güvenlik işini bedavaya getirmeyeceksin, değil mi ? Zaten milletin malı olan bu binanın, mülkiyetinin size geçişi yıllarca mahkemelik olmadı mı? Zaten bu binanın hemen yanına yaptırdığınız üç katlı kafeye, nasıl izin verildiği, nasıl ruhsatlandırıldığı, zaten yeterince garip değil mi? Bunlar yetmemiş gibi şimdi de, devletin polisi ile 7/24 güvenlik koruması da, neyin nesi?

 

Mehmet BAŞKAN

YAZARLAR