Mehmet BAŞKAN


Paradoksal Yaşam


PARADOKSAL YAŞAM

Seksen yıllık, İslam ve Laisizm serüveni, yaşam tarzımızı göreceli olarak özgürleştirirken, diğer yandan sistem baskısı oluşturarak, toplumu ve bireyleri,  (teşbihte hata olmaz) adeta münafık haline getirmiştir. Bu sürdürülebilir bir düzen olamaz ve bu Paradoksal yaşam, bu milletin özünü yer bitirir.

Bu nedenledir ki, YASALLIK, AHLAKİLİK VE DİNİ KURALLAR,  BİRBİRLERİ İLE ÖRTÜŞMELİDİR. Bu örtüşmelerin gerçekleşmemesi, günlük sosyal yaşamı,ticari faaliyetleri, iş ilişkilerini, kamusal ilişkileri, akrabalık ilişkilerini, arkadaşlık ilişkilerini, hülasa her şeyi olumsuz anlamda etkilemektedir.

Öyle ki, Devletin kurumuDiyanet, dini otorite olarak, faiz haram derken,  bireylerin ve herkesin iç içe olduğu faize dayalı bu ekonomik sisteme, ne demeli ?

İmam kürsüden feryat figan ederek, kızlarınıza, karılarınıza şu kıyafeti, bu kıyafeti giydirmeyin, başlarını kapattırın, onlar günaha giriyor, sizde zındık oluyorsunuz derken, bu hakarete ne demeli, ne yapmalı? Halbuki, o camiye gelenlerin en az yarısının, ya karısının ya da kızının başı açık.

Hocalar diyor ki alkollü içki günahtır, eskiden haramdır derlerdi! İyide bu kadar alkollü içki kime satılıyor. Yirmisinde otuzunda alkolik gibi içki içenler, ellisine altmışına gelince bir numaralı içki düşmanı oluyor. Bunun ayarı nedir? Domuz eti yiyenden ne farkı var? Ama domuz etini, içki içen en alkolik Müslüman bile haram diye, günah diye yemiyor. Ne diyelim?

Türkiye´de 30 yıl önce problem olmayan, başörtüsü konusu, otuz yıl içerisinde siyasetin ve toplumun karşılıklı çatışma alanı haline geldikten sonra,  başörtüsünün galibiyeti ile sonuçlandı. Bu kadar çatışmanın ne gereği vardı?Şimdiler de ise başı örtülü ama altı Jean pantolonlu, pahalı arabalar kullanan, marka bir baş örtüsüne binlerce lira ödeyebilen, makyajsız dolaşmayan, yeni akım,garip kitlelere, Ne söylemeli?

Sivas´ın yurt dışında çalışanı çoktur. Bunlar kendi insanımızı ve yabancıları karşılaştırırken ne der?  Bilirsiniz. Yabancıların dürüstlüğü ve iş ahlakına bakarsan, sanki onlar Müslüman, biz gavuruz derler. Biz de, arsızca utanacak halimize güler geçeriz,  ne diyelim?

Toplum içinde imam nikahlı eş adı altında, ikinci, üçüncü eşler edinmek, özellikle paralı dini bütünler  arasındaoldukça yaygın. Üniversiteli muhafazakargençler,  anadan babadan habersiz,kendi aralarında imam nikahı kıyarak, birlikte yaşamakta, güya flörtü, aşkı, vicdanları nezdinde yasallaştırmaktalar, ne yapmalı bilmem ki?

Hocalar, Piyango, kumar derken, piyango, iddia, loto, toto ve diğer oyunların bu kadar yaygın olmasına, ne diyelim?

İktidar diyor ki, isteyen nikahını müftüye,  isteyen belediyeye kıydırsın. Farkını mertçe, dürüstçe anlatacak varsa,anlayamadık,bizde anlayalım. Al sana bir ikilem daha!

Devlet yetkililerine, memurlara verilenrutin hediyelerden! başka,şimdi de, Ümrehediyeleri moda olmuş, ne yapalım?

Falanca cemaate intisap etmiş ya da sempati duyan bir belediye başkanı, cemaatine arsa bağışı yaptırıyor! İmar değişikliği yapıyor, yaptırıyor! Ya da belediyenin bir mülkünü, neredeyse bedavaya kiraya verebiliyor, ne diyelim?

Özellikle son on beş yıldaalnı secdeli insanlar denilerek, yüz binlerce kişi,  üniversite sınavlarında, işe girişlerde, yüksek kadrolara getirilmede, devletle ilgili her kademede ve her alanda  kayrılmışlar. Her türlü hile ile milyonlarca insanın hakkını yemişler. Sonrasında asrın ihaneti ile ifşa oldular ama ne diyelim? O sınavlarda, bu hileleri yapan devlet yetkilileri var. Bu organizasyonu sağlayan, cemaat (örgüt) elemanları var. İyi de, bunlardan bile bile yararlanan, yüzbinlerce Müslüman davar! Ne yapalım?Diğer Müslümanların hakkını yediklerini, bilmiyorlar mıydı diyelim?

Hani haram, hani günah, hani dürüstlük, nerede?

 Bu paradokslar ile yüzleşmeden ve bunları düzeltme iradesi ,ortaya konulmadıktan sonra, iki yakamız bir araya gelmez. Olaylar aynı, kişiler farklı olur sadece. Herkes,kendi etrafında, bu paradokslar her anı yaşamakta zaten. Ancak bunlar o kadar normalleşti ki, sorgulama gereği bile duyulmuyor artık. Mesela, adam karşısında ki kişiye,dünyanın yalanını söylüyor, iki dakika sonra camiye koşuyor, vakti kaçırmayayım diye.Yanlış anlaşılmasın, yalancılık camiye koşsa da yanlış, namaz kılmasa da yanlış. Ancak Allah ile aldatmak veya o kisve altında yalancı olmak, yanlış ötesi yanlış. Bu ve benzeri örnekler o kadar çok ki, PARADOKSKAR içinde yaşayan, acayip bir toplum olma yolunda hızla koşmaktayız.

 Ya, paradoksal bu yaşamı terk edeceğiz, dini kuralları, yasaları ve ahlaki kuralları birbiri ile örtüştüreceğiz,

Ya, bu durum böyle devam edecek ve neslin bünyesine giren bu virüs bizi yiyip bitirecek,

Ya da, neslin büyük bir kısmı, bu gidişle Deizme doğru sürüklenecek.

 Farkındasınız değil mi?

kadir kaya
27.12.2017 10:04:25
kişi söylenenlere ve yapılanlara bakmadan kendisi dine topluma karşıahlaki bir duruş belirlemeli.Sorsak herkes dindar herkes ahlaklı.Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz

YAZARLAR