Mehmet BAŞKAN


Nabalım (Vebalim) Boynuna


NABALIM (VEBALİM) BOYNUNA

Dilek Özçelik, Tekirdağ´ın Sarayköy ilçesinde yaşayan bir genç kızdı. Dilek,lenf kanserine yakalandığı için bir yandan hastalıkla mücadele ediyor, diğer yandan da kanser ilaçları devlet tarafından ödenmediği için büyük çaresizlik yaşıyordu. 15 Nisan 2013´de dönemin Çevre ve Şehircilik bakanı Erdoğan Bayraktar,Edirne´ye gelmiş ve etrafında ki kalabalık ile birlikte camiye doğru giderken, Dilek,bakanın karşısına çıkmış, alçak ve cılız bir ses tonu ile hasta olduğunu, alması gereken kanser ilaçlarını alamadığını söyleyip,  ilaçlarının temini için yardım istemişti.Ancak bakan, genç kızın derdini dinleyip, anlamadan garip bir tepki vermiş ve genç kızın eline para sıkıştırmaya çalışmıştı. Dilek bunun üzerine,  ?-Ben dilenci değilim. İnsanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda? demiş vevebalim boynunuza der gibiağlayarak oradan uzaklaşmıştı.

İşte o genç kız, hayatının baharında27 yaşında iken 14 Ocak 2018 tarihinde hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin.

Dilek, bakana? siz çaresizliği siz hiç tatmadınız mı??diye, soruyor ya?

 Aslın da,ben-sen-o, her gün, her yerde, yaşıyoruzbu çaresizliği. Er ya da geç öleceğimizi bile, bile. Vicdanları yaralaya, yaralaya. İnsanların vebalini ala, ala...

 Bir hasta,İki yıl önce kemiklerim ağrıyor, diye hastaneye gider. Uzman doktorlar, iki dakikalık muayene ile birkahin edasındaromatizma der, aynı şeyler 3-4 defa tekrar eder ver her defasında ilaç verip gönderirler. Kemikler çıtır çıtır kırılmaya başlayınca iş ortaya çıkar. Adam kemik kanseridir. Bu aşamada iken esas teşhisi koyan başka bir doktor ise ?yahu kardeşim siz bu hastayı kimseye göstermediniz mi?? Diye çıkışır. Bu durumda, ne yaparsınız,  kafayı yemez misiniz?Çaresizliği tatmış olmaz mısınız?

 Bir kadın boşanma davası açtığı kocası için, ?bu adam psikopat, beni ve çocuklarımı öldürecek? diye savcıya, karakola müracaat eder. Kimse kılını bile kıpırdatmaz. Sonunda psikopat koca, iki bebeği ve kendini öldürür. Kadıncağız? yalvardım, kimse bana inanmadı, dinlemedi, kimse bizi korumadı? diye, haykırır. O kadının feryatları neden duymazdan gelinmiştir. Ülkemizde, bu feryatları eden, binlerce kadın var. Bırakın çaresizliği tatmayı,boğazlarına kadar çaresizlik içindeler.

 Bir vatandaş mahkemeye gider, yargıç suçu sabit bulunan ve işlediği fiilin cezası 1-3yıl civarında olan zanlının cezasını ya paraya çevirirya da cezasının infazınıertelediğine karar verir ve gözünüzün önünde adamı yollarsa, ne hissedersiniz? Veya olur olmaz bir sebeple ?at içeriye, tutuklu yargılansın, başım belaya girmesin, neme lazım?diyen, bir yargı düzenin de yaşadığınızı bilirseniz, ne yaparsınız? Çaresizliği tatmış olmaz mısınız?

 Günlük hayatımızda? devlet kurumları ile vatandaşlar arasında? bu ve benzeri çaresizliklerin yaşandığı,sayısız örnek bulunmaktadır.Ancakmilletçe sahip olduğumuz,? kısa sürede unutma yeteneğimiz sayesinde,? bu anormallikleri beynimizde normalleştirip, vebal altında yaşıyoruz.

 Bunlar düzelmez mi? Derseniz, düzelir, düzelir?

Vatandaşın çaresizliğini görüp deilgilenmeyen, görmezden gelen, çözme gayreti göstermeyen, risk almayan, vatandaşın derdini kendi derdi gibi algılamayan, kendilerine kademeli yetki ve sorumluluklar verildiği halde, kıllarını dahi kımıldatmayan,devlet memurları, milletinmemurları olursa düzelir.

 Hükümetler, bakanlar ne zaman devletmemurluğunu,  millet memurluğuna devşirirse, o zaman devlet ile vatandaş arasın da barış olurve bu çaresizlikler yaşanmaz.Ne bakan, ne memur kimse,  kimsenin vebali altında kalmaz.

 

Mehmet BAŞKAN

YAZARLAR