Orhan Karahan


Leyla ve Mecnun


Bu hafta siz değerli okuyucuya, hani o hepimizin bildiği Leyla ve Mecnun hikayesini yeniden hatırlatıp, becerebilirsem konuyu Sivas’a taşıyayım dedim, buyrun;

Leyla ile Mecnun’un aşkı zamanın sultanının taaa kulağına kadar gitmiş. Mecnun’un uğruna çöllere düştüğü Leyla kim ola ki? Sultan artık merakından yerinde duramaz olmuş “Derhal Leyla’yı bulun bana getirin” diye emir vermiş etrafına.

“Bu ne menem bir kızdır ki güzelliğinden Mecnun aşk ateşi ile avare avare çöllerde gezer”

Leyla’yı bulup sultanın huzuruna çıkarmışlar.

Leyla; senin benim gibi bir insan. Ne öyle ahım şahım bir güzelliği var, ne de alımı çalımı. Kara kuru bir kız...

Duruma şaşıran sultan Mecnun’u bulup getirmelerini emretmiş.

Sultan, huzuruna duran Mecnun’a sorar: “Bunca avareliğin, divaneliğin bu kız için mi? Üstelik güzel bile değil! Kara kuru bir kız”

Mecnun cevap verir; “Sultanım siz o’nu benim gözümden gördünüz mü hiç!”

***

Türk Dünyasının yedi ulu ozanından biri olan Fuzûlî’nin Leyla ve Mecnun hikayesini anlattığı Mesnevisini bilmeyenimiz yoktur sanırım, en azından lise eğitimimiz esnasına bir defa karşımıza çıkmıştır o meşhur beyiti;

“Mende Mecnûn’dan füzûn âşıklık isti’dâdı var
Âşık-ı sâdık menem Mecnûn’un ancak adı var.”

“Bende Mecnun'dan daha çok âşıklık yeteneği vardır. 
Sevgide, sadakat gösteren âşık benim. Mecnun'un ancak adı var”


İşte bizim Sivas’ın aşkı da tam bu mesel üzerine, onca yıldır en yüksek oranda iktidara rey verip te, iktidarın yatırımlarından bir türlü istenilen oranda yararlanamamızın sebebi sanırım, aşkın gözümüzü kör etmesinden…

Memleketten giden Valilerin Büyük Şehirlere Vali olması ile kendimizi avutur dururuz, Sivas Valiliği’de yapmıştı diye. Gidenin bu saatten sonra Sivas’a ne faydası olacaksa…

Oysa ticaret yine üç beş ismin etrafında döner, üç beş kişi abat olur… Zengin daha çok zengin olur, işsizlik artar, yatırım – teşvik gelmez, vekillerimiz kuaför salonu – lokanta açılışlarında boy gösterir, kare kare fotoğraflar manşet olur…

Ev kiraları deniz manzaralı tatil yöresi fiyatları ile aynı seviyede seyreder, biri de çıkıp demez ki burası Sivas, bırak denizi pencereden ağaç görünmez dört duvara bu kira el insaf…

Bir Sivas’lı olarak, yıllara yayılıp ta bittiği zaman şehre katma değer katacak kazanımlarını yitirmiş yatırımlardan bıktım…

Birkaç ay sonra yine bir seçim sathına gireceğiz, yerel yöneticilerimizi seçeceğiz. Belki iktidarın gelecekteki son beş yılı olacak, gelin bu defa, iktidardan; istihdam yaratacak, ekonomik katma değer sağlayacak ciddi projelerin zamana yayılmadan bir an önce gerçekleşmesini isteyelim.

Kuzey Güney Çevre Yolu, Lojistik Köy, Demirağ Organize Sanayi Bölgesi, Tahıl Ambarı, Serbest Bölge, Seyfebeli Sanayi Sitesi Projesi, Sivas Demirçelik Fabrikası’nın hak ettiği yere getirilmesi, Yurtdışı Uçak Seferlerinin düzenlenmesi, Sıcak ve Soğuk Çermik kaplıcalarının termal turizme, Hafik, Tödürge ve Ulaş göllerinin doğa ve kampçılık turizmine kazandırılması…

İlk etapta aklıma gelen birkaç başlık bunlar, konunun uzmanları detaylandırıp, son seçimde kazanan Sayın Vekillerimize ulaştırırsa eminim bu yatırımlar Sivas’a değer katacaktır.

Malumunuz, Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılı, Türkiye Yüzyılı vizyonu ile seçimlere gidilmişti, umarım Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı Sivas’ımız, ülkemizle birlikte hak ettiği yerlere bir an önce gelir.

Görüşmek umudu ile…

 

o_karahan@hotmail.com

YAZARLAR