Murat Kalender


LALE Devrinde Yolsuzluklar


Saltanat sürmek, sürülen saltanatı haramla bezemek, haramı da hiç umursamadan yemek...

 Haseki sultanla nam yapan bizim hikayemiz şimdi de o dönemde yaşanan yolsuzluklarıyla gündemde.

Saltanatının son düzlüğüne giren bizim Padişahımız icraattan, hizmetten çok ala vereli, dala vereli işleriyle meşhur olurken yegane şehzadesini gurbet ellerden yanına getirebilmek için binlerce insanın hakkını yemeyi helal görmüş.

Eeeee koca padişah, hem de lale devrinin koca padişahı, Haseki sultanın hediyeleriyle can bulan dönem padişahı.

Lale devrinin alalı vereli bu padişahının görev süresi bitmeye yakın yolsuzlukları halkın dillerine dolanmış, kulaktan kulağa anlatılır hale gelmiş.

Kimlerin bu yolsuzluklarda ismi yokmuş ki. En yakınından en uzağına kadar her birinin ismi bu yolsuzluklarda yerini almış.

Koca veziri azamlar mı dersiniz, iç oğlanlar mı dersiniz, hadım ağalarımı dersiniz, çeşnicibaşıları mı dersiniz, rikapdar mı dersiniz....

Lale devrinde önce şahlanan sonrasında ise iç oğlanların budaklandırdığı bu yolsuzluklar artık son nokta olmuş.

Padişahım çok yaşa diyenlerin az çok, çoğunlukla çok bu yolsuzlukları ise akıllara durgunluk veriyormuş.

Dönemin iç oğlanlarının başında yer alan yolsuzluğu önce şahlandıran sonrasında ise evire çevire budaklandıran bu zat insanların gözünün içine baka baka hamuduyla kese kese altınları yutmuş.

Tellalların kısık sesleriyle kimseye duyurmadan duyurdukları o dönemde yapılacak olan günümüz anket çalışmalarının benzeri için iş erbapları huzura istenmiş.

Bunu fırsat bilen iç oğlan amman demiş. Bu fırsat kaçmazmış. İşin sonunda çil çil altınlar. Padişah ömrünü tamamlıyor. Fırsat bu fırsat demiş hemen tüccarlığa soyunmuş.

Çoğunlukla karikatürlerde boy gösteren bol çocuklu bu iç oğlan kurmuş tüccarlığını amma velakin demişler ki bak senin bu iş fesat olur... İç oğlan düşünmüş taşınmış kendi adına kurduğu firmayı devretmiş birine ve huzura çıkma günü gelmiş. İç oğlan bu işi almak için çok çabalamışsa da olmamış. Sonradan tüccar olmayan birinin şartları tutmuş. Bu iş benim olacak diyen iç oğlan  her zaman olduğu gibi yine padişahım çok yaşa sloganlarıyla iptal ettirmiş bu işi. Şartnameler değişmiş, eğilmiş, bükülmüş iç oğlan alsın bu işi diye her türlü fırıldak çevrilmiş.

Bir de olmamış, iki de olmamış...

Ama bu devir lale devri. Yani yeme devri. Hem hasekilerin yendiği, hem de çil çil altınların yendiği saray ahalisinin helali unuttuğu bir devirdir ya.

Sonunda bu iç oğlanın kurduğu tüccarlığa bu iş uydurulup verilmiş.

Tabi kağıt üstünde kurulan bu tüccarlık işi de yapmamış, kağıt üstünde yaptı görünüp o arzu ile beklenen altınlara kavuşmuş.

YAZARLAR