Çevre ve şehircilik bakanının " en büyük hırsızlık imar da " açıklamasıyla bir büyük derdimiz gündem oldu.
Yolsuzluk tanımını kullanmadığının altını çizelim. Malum , yolsuzluk -hırsızlık çelişkisi yaşıyorduk. Yani , yolsuzluğu içselleştirme veya ehven´i şer sayma hallerine dü´çar olmuştuk. Dini jargonla ; ŞEYTANIN SAĞDAN GİRMESİ ...
Sayın Cumhurbaşkanının son yıllarda yüksek binalara getirdiği eleştiriler ile Çevre Şehir Bakanının bu sözleri beraber değerlendirildiği zaman buraya neşter vurulacağı anlaşılıyor.
Bu meyan´da gazetemiz , ispatlı- belgeli , son yıllarda ki imar yolsuzlukları - dengesizlikleri - adil olmayan uygulamaları ile ilgili SİVAS BELEDİYESİ haberleri de iktidarda oluşan bu görüşün tezahürüdür.
Toplumun nabzını iyi tutan iktidar ve lideri , çoğu belediyenin hoyratca yaptığı imar yanlışlarının artık tabandaki sıradan insanlar da bile vermiş olduğu Rahatsızlığın ilk yerel seçimlerde olumsuz sonuçlara sebep olacağını bilmektedir.
Sivas Postası bu konuda ayrıntılı ve belgeli Sivas´taki imar uygulamalarında ki , hukuken hırsızlık diyemiyoruz ama , rezillikleri bir bir sergilemeye devam ederken ben de , başlığa uygun İMAR - DİN boyutunda yazımı noktalayayım.
Nasıl bir imar uygulaması yani şehircilik kurani olmalıdır ? Net bir cevapla ; insanı , hayvanatı , nebatatı önemseyen - koruyan ve yaşatan disiplin temelli uygulamalardır diyebiliriz .
Dikey yapılanma , yatay mimari ( dikeye kasten mimari eklemedim ) konusunda en ilgi çekici olan kuran-ı kerimde ki cennet - cehennem tasvirleri olmuştur.
Yüce yaradan kitabında ( nisa suresi 145 ) , ´ münafıklar cehennemin en alt katındadırlar ´ buyurur iken cehennemde ki imar planının dikey olduğunu anlayabiliriz.
Ama cennet anlatılırken , farklı adlarda , farklı kapılarla , altından ırmaklar akan meyveleriyle - müziğiyle - köşkleri ile tam bir yatay imar planlaması.
Yüce yaratıcı hud suresinde " Allah sizi yeryüzünü imar ediciler yaptı " derken , Rahman suresi 6.7.8 ayetlerle ; " Bitkiler ağaçlar secde ederler .Allah göğü yükseltti ve dengeyi koydu.Sakın dengeyi bozmayın ." mesajı ile insanoğlunun dünyayı ( doğayı ) imar ederken ilahi dengelere sahip çıkılmasını emretmiştir FARZ KILMIŞTIR...
***
Cehennem gibi dikey yapılanmaya müşahhas örnek olarak "Haman"ı tanıyalım . Firavun - Haman , Karun - Bel´am ... Bunlar mahşerin 4 atlısı olarak anılan , yer yüzünde her daim temsil eden benzerlerinin olduğu ( özellikle İslam coğrafyası ) lanetlenmiş kişiliklerdir. Konumuzu ilgilendiren Haman , yardımcı - danışman - müneccim , belediye bşk.- mimar - müteahhit meslekleriyle anılsa da , Mümin suresi 36.ayet de " Firavun dedi ki , ey Haman bir KULE yap belki o yolla ulaşabilirim" ifadeleri ile müteahhit /inşaatcı olduğu akla daha yakındır.
" Haman"lar eliyle cehennem vari kule - apartımanlarla doğanın dengesini bozan şehri yaşanmaz hale getiren , insanları psikolojik olarak kendini karınca gibi , sürüngen gibi hissettiği bu modelin artık bitmesi lazım.
Zaten dikeyden yeterince nemalandınız. Artık yataydan az az idare ediverin . Dünyalığınızı kazandınız ama ahiretiniz karşılığında .
